heeseung
ne saçmalıyorsun seneun
anlamayacağın bir cümle yok
gayet iyi anladın beniheeseung
hayır anlamıyorum
saçmalıyorsuneun
peki
dinle öyleyse
*bir dosya gönderildi*heeseung
sana inanamıyorum gerçekten euneun
şaşırması gereken kişi benim
rol çalma sevgilimheeseung
sileceksin bunueun
evet sileceğim
ama şartlarım varheeseung
neymişeun
mezuniyete pek bir şey kalmadı zaten
o zamana kadar dişini sık ve
bana güzel bir sevgili ol
mezuniyette partnerim olduğunda gün sonunda
işin bitmiş olacak
sonrasında ses dosyasını istediğin gibi silersin
ama
ama heeseung
aksi bir durum yaşanırsa
bu ses kaydı jay'den önce tüm okula ulaşır
okulun bahçesinde son ses
hiç acımadan herkese dinletirimheeseung
siktir eun
peki tamam yapacağım hepsini
ama mezuniyete kadar bir bomba patlatırsan
seni mahvederimeun
sırrın benimle heeseung
güzel geçinelim sevgilim, hm?
görüldüLavabodan çıkmıştı Heeseung, ne yapacağını bilmiyordu ama Eun'u dinlemek zorundaydı. Ellerini ıslatıp birkaç kez yüzünü ovuşturdu. Kendine gelmesi gerekiyordu. Biraz daha iyi hissettiğinde kapıyı araladı, tabii böyle karışık bi tablo beklemiyordu. Koridorun ucunda onlara bakan Eun ve Heeseung'a doğru yürüyen bir adet Jake vardı. Telaşla Heeseung'ın koluna girip ona doğru yanaşmıştı.
"İyi misin, Eun fenalaştığını söyledi."
Gözlerini dikmiş ve bakışlarını çekmeyen Eun, tepkisini ölçmek için dikkatlice gülümseyerek onları izliyordu. Heeseung kolunu Jake'in elinden kurtardı, Jake şaşırsa da sesini çıkarmamıştı.
"İyiyim." Eun istediği cevabı almış gibiydi, onlara doğru yürürken gülüşünü soldurdu ve sahte bir endişeyle kendisi Heeseung'ın koluna girdi.
"İyi misin sevgilim, gel biraz dışarı çıkalım." Heeseung sessini bile çıkarmamıştı, Eun onu dışarı sürüklerken peşinden gitmişti. Jake arkalarından bakakalırken Sunghoon yanına gelmişti.
"Bu da neydi şimdi?"
Jake zorla da olsa gülümsemeye çalıştı, "Ne de olsa sevgilisi, normaldir."
Sunghoon tek kaşını kaldırırken ters ters Jake'e bakmıştı. Pek fazla üstüne düşmek istemediğinden sessizce Jake'i de alarak uzaklaşmıştı. Yürürken Jake sürekli belki geri gelir umuduyla arkasına bakıyordu ama ne gelen vardı, ne de giden.
"Aç değilim anne siz yiyin!"
Jake ona seslenen annesine odasından bağırdıktan sonra kendini yatağına atmıştı. Telefonunu eline aldığında arama ve mesaj var mı diye bakmıştı ama hiçbir şey yoktu. Kendisi Heeseung yazan numaraya tıkladı ve biraz bekledi. Aramalı mıydı yoksa kendi haline mi bırakmalıydı bilmiyordu. Yine de içindeki sese engel olamadı ve aradı. Uzun süre çalan telefondan sonra açan olmamıştı. İç çekerek telefonu kenara bıraktı. Ne yapmasını gerektiğini bile bilmiyordu, Heeseung'ın ilk defa ona öyle baktığını görmüştü. Uzun zamandır sadece bakışarak anlaştıkları için bir değişik bakmıştı bugün gözleri. Sanki yardım istermiş gibi, onu çekip almasını istermiş gibi. Jake uzandığı yerden doğrulmuştu, kalbi sıkışmaya başlamıştı. Sanırım ev onu git gide boğmaya devam edecekti o yüzden ceketini de alarak biraz yürüyüş yapması onun için iyi olacaktı. Odasından aceleci hareketleriyle çıkınca ne abisi ne de annesi bir şey sorabilmişti.
"Peşinden gitsene."
"Jake hiçbir zaman bir şey demeden gitmezdi, belki yalnız kalmak istiyordur anne rahat bırak."
"Siz zaten son günlerde bir değişiksiniz, aşık mı oldunuz anlamıyorum ki. Biri eve sarhoş gelir diğeri de hiçbir şey söylemeden evi terk eder. Yakında kız da atar mısınız eve?" Annesi söylenmeye devam ederken Jay göz devirip yemeğini yemeye devam etmişti ama aklında dolanmaya başlayan o cümleyle durmuştu. Jake'in sevdiği biri mi vardı yoksa? Gerçi olsaydı ilk abisine söylerdi diye düşündü Jay. Bu yüzden fazla kurcalamadan yemeğine devam etti.
merrrrhaba arkadaslar, uzun bi aradan sonra karsınızdayım. bu bölümü kısa tuttum cünkü sizi daha fazla bekletmek istemedim, bu sefer aksatmadan bölüm atacagım icin heyecanlı kısımları sonraki bölümlere sakladım. 💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my brother's friend | heejake
Fanfictionabimin arkadaşı artık bana eskisi gibi hissettirmiyordu