rain drop

479 53 13
                                    

heeseung
okuldan çıktın mı
antrenmanlar yüzünden gelemedim
bugün okula
sınavın nasıl geçti

jake
güzeldi hyung
çıktım ayrıca eve geçeceğim ama
fena halde yağmur bastırdı

heeseung
okulun önünde misin
şemsiyen var mı

Jake meraklı sorularına karşı hafifçe sırıtmıştı.

jake
evet
ve hayır şemsiyem yok

heeseung
öyleyse beni bekle
birkaç dakikaya geleceğim
ıslanmayacağına emin olduğun
bir yerde dur

Jake okulun önündeki durakta beklerken aslında otobüsle de eve gidebilirdi ama Heeseung beklemesini söylediği için hafif soğuk havada kızarmış parmaklarıyla bekliyordu. Gerçi normalde otobüsü kullanmazdı çünkü evi okula oldukça yakındı. Kendisine doğru yaklaşan bedenle gülümsemesini tutamamıştı. Heeseung durağın altına geldiğinde şemsiyesini kapatmıştı.

"Hmm, evet ıslanmadan beklemişsin."

Kontrol ederken gülümsemesi büyümüştü Jake'in. Üşümüş parmaklarını birbirine sürtmüştü. Gözleri oraya kayarken şemsiyeyi hızlıca açarak konuşmaya başlamıştı. "Ellerini cebinden çıkarma ben bizim için şemsiye tutacağım."

Jake sakince kafasıyla onayladıktan sonra ikili birlikte yürümeye başlamıştı. Yağmur damlalarının şemsiyeye çarpış sesi aralarındaki sessizliği az da olsa doldururken Jake kaçamak bakışlarıyla Heeseung'ı izliyordu. Heeseung üzerindeki parlak bakışları hissetse de ileriye bakmaya devam ediyordu. Jake'in telefonu çalmaya başladığında cebinden çıkarıp yanıtlamıştı.

"Efendim?"

"Evet eve gidiyorum şimdi."

Heeseung dikkatle kulak kabarttığını fark edince bozuntuya vermeden boğazını temizlemek için öksürmüştü.

"Bu akşam mı? Olur gel."

Jake oldukça mutlu olurken Heeseung kaşlarını çatmıştı. Birkaç muhabbetten sonra Jake telefonu tekrar cebine sokmuştu. Heeseung çok fazla kim diye sormak istese de içindeki sesle savaşına son verip vardıkları evin kapısına bakmıştı. Apartmana girdiklerinde Heeseung şemsiyesini kapatmıştı. Kapıya kadar ona eşlik edip dönmeyi düşünüyordu ama açık kapıda dikilen Jay ile bu düşüncesi çöp olmuştu.

"Camdan gördüm ve biricik kardeşimi kapıda bekleyeyim dedim."

Bakışları hızlıca Heeseung'a dönerken kolundan tutup çekiştirmeye başlamıştı.

"Hızlı ol Heeseung işimiz var."

İkisi birlikte Jay'in odasına girerken Jake iç çekip botlarını çıkarmıştı. Kapıyı kapattıktan sonra hafif ıslanmış montunu askılığa asmıştı. Evin sıcaklığı suratına çarparken başta bi vücudu uyuşmuştu. Mutfağa doğru giderken yorgunluğunu atmak için kahve yapmak istiyordu. Diğerlerine de sormak adına ısınan suyu beklerken abisinin odasına ilerlemişti. Kapıyı tıklatıp açtıktan sonra şöylesine odaya bir göz attı.

Heeseung yatakta bağdaş kurmuş otururken Jay yerde bir seksen uzanarak Heeseung ile konuşuyordu. Jake kapıyı araladığında ikisi de ona dönmüştü, farklı bakışları barındıran iki farklı gözler.

my brother's friend | heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin