ACIMASIZ TÖRE VE AŞK (Aşk-a Mahkum)

32 bölüm

Burada bulunduğum süre 1 ayı geçmişti psikolojik olarak kendimi hiç iyi hissetmiyordum,  çaresizlikle  Ömer'in gelip beni buradan  kurtarmasını bekliyordum elimden bir şey gelmiyordu elim kolum bağlı bir şekilde bekliyordum ömer'i istemsizce  çok özlemiştim . Elimi karnıma götürerek karnımı okşadım,

Benim minik mucizem az kaldı baban bizi kurtarmaya gelecek .

Bunu söylerken  düşündüğüm gibi olmasını diledim

 kim bilir belki de bizden kurtulduğu için seviniyordur sahi bizi gerçekten arıyor mudur? yoksa o kadınla özgeyle hayatının  kaldığı yerinden devam mı ediyordu  bu düşünceler adeta beynimi bulandırıyordu. 

odadaki en büyük pencerenin yanına yaslanmış düşünürken hızla gelen Adnan'ın arabasını ve peş peşe  gelen arabaları gördüm  o kadar kötü görünüyorlardı ki toz  çamur içindelerdi  arabanın arka koltuğundan inen  Adnan'a baktım o da aynı şekildeydi dizlerine kadar gelen siyah çizmeleri çamurdan neredeyse görünmüyordu belinden çıkardığı iki silahı yanındaki korumalara uzatarak verdi. 

Diğer korumaların da ellerinde çokça silah  kesici ve delici aletler vardı şaşkınla olup biteni izledim Adnan kafasını yukarıya kaldırıp benim bulunduğum odaya bakmasıyla  onu izlediğimi fark etmemesi için geri çekildim tekrar kontrol etmek için pencereye yöneldiğimde onu orada görememiştim kapımın kilit açılma sesini duyduğumda pencerenin tam yanında bulunan berjere oturdum. İçeriye girdiğinde göz göze gelmiştik. İçeriye girmeden kapının başında durup; 

-Sana bakmaya geldim nazlı nasılsın ?

- Nasıl olabilirim ki ceza evindeki bir mahkumdan bir farkım yok.

- Bak nazlı kapının üzerine kilitlenmesinin suçlusu sensin biliyorsun defalarca kaçmaya teşebbüs etmeseydin bu böyle olmayacaktı biliyorsun.

Yanıma doğru adım atarak yavaş yavaş geliyordu.

-Sakın sakın bana yaklaşayım deme seni uyarıyorum Adnan !

ellerini teslim olmuşçasına yukarıya kaldırıp

-  hişt hişt Tamam gelmiyorum bak geri çekiliyorum.

geri geri giderek odadan çıkmıştı tekrar kapıyı kapatıp üzerime kilitlemişti 

gitmesinin rahatlığını yaşarken bir şey dikkatimi çekmişti kolunda sargı bezi ve az da olsa görünen  kan lekesi vardı bu adamın bir şeyler çevirdiği ortadaydı yoksa aklıma gelen düşüncenin gerçek olmamasını diledim. düşünmemeye çalışsam 'da Bu düşünce içimi kemirmişti bile Ömer ya Ömer'e bir  şey yaptıysa Allah'ım ne olur gerçek olmasın bunu öğrenmenin bir yolu vardı Adnan'la  konuşmalıydım. Kapıya doğru yönelip kapıya vurmaya başladım.

- Heyy heyy  beni duyan var mııı? 

evin yardımcısı kapının arkasına geçip;

-Buyurun nazlı hanım bir şey mi istemiştiniz?

-Evet kapıyı açar mısın 

- Nazlı hanım lütfen bunu benden istemeyin açamayacağımı sizde biliyorsunuz.

Kadın kapıyı açmamakla haklıydı defalarca bin bir türlü bahaneler üretip kapıyı açtırtıp kaçmaya çalışmıştım hoş başarılı da olamamıştım ya  .

-Tamam o zaman Adnan beyine haber ver gelsin o açsın kapıyı o zaman!

Oluşan sessizlikle Adnan'ın gelmesini bekledim odanın içinde bir oraya bir buraya  gidip geliyordum kapının yine açılma sesiyle derin bir nefes alıp kapıya yöneldim. 

-Nazlı iyi misin beni görmek istemişsin

bunu yapmalıydım ne olduğunu öğrenmek zorundaydım. Gülümseyerek;

-Şey düşündüm de bir günlük ateş kes ilan edebiliriz.

Allahım affet beni.

-Nasıl yani anlamadım? diyerek şaşkın bir o kadar meraklı gözlerle bana baktı.

-Birlikte yemek yiyelim mi ne dersin bu kadar zamandır zorla da olsa birlikteydik ama hiç birbirimizi tanıyamadık. Söylediklerime o kadar şaşırmıştı ki bir an afallayarak;

Emin misin buda bir oyun değil dimi nazlı bak baştan söyleyeyim bu da buradan kaçmak için bir oyunsa işte o zaman görürsün çatışmayı  da cepheyi de. Deyip göz kırptı. 

Utanmıştım, Aslında iyi bir adama benziyordu Adnan , sevmeyi bilen biri gibiydi.

-Tamam o zaman bizimkilere söylüyorum akşam bizim için bir şeyler hazırlasınlar özel olarak istediğin bir şey var mı?.

-Aslında izin verirsen akşamki menüyü ben hazırlamak isterim.

Tek kaşını kaldırım 

-Sen- sen mi hazırlayacaksın?.

Alaycı gülüşünü bozup ; 

-Ne var hazırlayamaz mıyım.

-Peki o zaman istediğin gibi olsun kahyayı yollarım yanına ne alınacaksa liste yapıp ona verirsin 

Başımı onaylarcasına  salladım. kapıdan çıkarken arkasına bakmadan 

-Ha bu arada nazlı zehirlenme ihtimaline karşı ambulans kapıda olacak bilgin olsun.

arkasından beni göremeyeceği anda orta parmak işareti yaptım.

Sözleştiğimiz gibi kahyayı odaya yollamış yaptığım listeyi vermiştim. istediğim ürünler geldiğinde odamın kilidini Adnan beyin onayıyla açtırıp mutfağa geçmiştim.

Hadi kızım nazlı döktür de gününü göster bay kibirli 'ye

.....

Evet her şey hazırdı. benim dışım da tabi ki çok fazla oyalanmadan yukarıya çıktım ve hazırlanmaya koyuldum.

hazırlanıp son rötuşlarımı yaptım aşağıya inmek için merdivenlere  doğru yöneldim. merdivenin   hemen ucunda Adnan'ın beni beklediğini gördüm. Elini bana doğru uzatıp elini tutmamı istedi taşkınlık çıkarmamam lazımdı bu gece huyuna gitmem lazım diyerek bana uzattığı eli tuttum. Yemek masasına doğru yürüdük. Karşılıklı oturmuştuk masaya yemek servisi başlaması için Adnan eliyle evin çalışanlarına işaret etti. 

ilk olarak yaptığım kremalı mantarlı tavuk çorbası koyuldu önümüze,

Adnan kısa bir süre çorbayla bakışmıştı.  Yanına gelen korumalar kulağına fısıldayarak

-Efendim emrettiğiniz gibi ambulans kapıda hazır.

Ne gerçekten ambulans mı çağırmıştı 

-ne yani seni gerçekten zehirleyeceğimi mi düşündün?

kahkaha atarak ;

-Hayır tabi ki nazlı hadi yiyelim yemeklerimizi.

Tüm yemekleri büyük bir iştahla yemişti. Yemek faslı bittikten sonra daha önce hiç görmediğim kış bahçesine geçmiştik loş ortamı camekan oluşuyla harika görünüyordu içerinin dizaynı tamamen bahar edasındaydı iki kişilik koltuğa geçip oturduğumda karşımda dev ekranlı Tv duruyordu şömine efekti açıktı. Ben hâlâ hayranlıkla etrafa bakarken Adnan elinde mısır cips ve içeçek getirmişti.

-Evet al bakalım prenses meyve suyu senin viski benim.

yanıma oturdu ve  koltuğun üzerindeki kırmızı örtüyü alıp ikimizin üzerini örtmüştü.

DEVAM EDECEK...

Lütfen benimle düşüncelerinizi paylaşır mısınız yeni bölüm nasıldı.?

-