Özür dilerim.

1K 37 39
                                    



Nazlının kapısının yanına geldiğimde hiç duraksamadan içeriye daldım."sen ne yaptığını zannediyorsun kadın.

Elimdeki beyzbol sopasını sallayarak sormuştum soruyu.

"Konuşsana kadın dilini mi yuttun sana bir soru sordum. Sana inmeyeceksin dediğim halde ne cüretle inersin.Bu ne cesaret."

Nazlıyı yatağın üstünden alıp kollarını var gücümle sıkmıştım. Ve duvara doğru fırlatmıştım.

Ses çıkarmıyordu bir kelime bile etmiyordu. Bu benim canımı sıkıyordu.

"konuş yoksa" elimdeki sopayı kaldırdım. Kendini korumak için ellerini kalkan gibi yaptı.

" ne oldu senin eline?"

Hıçkırık sesleriyle çıkan sesini duyamıyordum. Tekrar kollarına sımsıkı yapışıp kendime doğru çektim. Ayağa kalktığında sallamaya başladım "ne oldu diyorum sana."

Ellerimin arasından kayıp gitmişti.

"nazlı nazlı"

"özge hemen kapıyı aç".

" Ama Ömeer"

"sana aç dedim özge."

ÖZGE:

Ömer in sert sesiyle koşup kapıyı açtım. Ömer o kızı kucağına almış arabanın arka koltuğuna yerleştiriyordu. Kendisi de sürücü koltuğuna geçti . Göz açıp kapayana kadar kaybolmuşlardı. Ben sinirden köpürüyordu m.

Gereksiz kız .!İlgi çekmek için kucakta bayılmalar falan ne basit bir kız bu ya.

ÖMER;

Allahım ben ne yaptım .nazlı lütfen kendine gel özür dilerim ne olur beni affet.

Hastaneye gidene kadar gözyaşlarıma hakim olamadım.

Hastaneye geldiğimde arabadan hızla inip hıçkıra hıçkıra yardım istedim.

"Yardım edin , karım ölüyor "

Koşan hemşireler nazlıyı sedye ye koyup götürdü ben ise kaldığım yere yığıldım kaldım. Yerde bulduğum çakıl taşını elime aldım. Kafama hızlıca vurdum.

"Ne yaptın sen aptal aptal . Hak ettin sen bunu senin neyine ha neyine karın işte niye eziyet ediyorsun ona neden .

Ayağa kalktım hastaneye girdim. Kafamı bandajlattıktan sonra nazlının odasına gittim. O sırada da Nazlının doktoru çıkıyordu.

"Nazlı nasıl "

Doktorun gözünün içine bakarak söylemiştim.

"Şuan da hastanızın durumu stabil. Avuç içlerinde 2 derece yanık tespit ettik ."

"Peki hocam neden bayıldı ."

"Bu gibi hastalarımızda vücudun yorgun düşmesi veya vücudun yeterli şekilde beslenmemesinden kaynaklanır. "

Kafamı yere eğdim "şimdi karımı görebilir miyim."

"tabi ama şuanda hastamız uyuyor." Deyip yanımdan ayrıldı ben de hiç zaman kaybetmeden içeriğe girdim.

Ah ne kadar da güzel uyuyordu böyle. Yanına yaklaştım baş ucuna geldiğimde refakatçi sandalyesini alıp oturdum.

Elini nazikçe avucuma aldım. Ellerine pansuman yapılmıştı.

"Nazlı özür dilerim sana bu kadar kötü davranmamalıydım. Bütün bu olanları sana bağlamamalıydım.

Ama beni anla lütfen anla.Başkasını severken bir başkasıyla olamazdım . anlıyor musun beni olamazdım.

Ama sana söz veriyorum bir daha asla sana el kaldırmayacağım benimle birlikte yemek yemene izin vereceğim.

Ama sen de bana bir söz ver beni bir daha böyle korkutmayacaksın.

Gözlerinin aralandığını görünce hemen sildim göz yaşlarımı. Masmavi gözleriyle bana bakıyordu. Kafamı kaldırıp ben de ona baktım gözlerim kenetlenmişti o mavi gözlere. Korkuyordu çok belliydi. Elimi kaldırıp saçlarını okşadım güven vermek için ama beklemediğim bir şey oldu nazlı sargılı eliyle elimi itmişti.

Sargılı elinden çevirip gözlerimi tekrar nazlıya baktım. Yüzünü buruşturmuş eline bakıyordu.

"Ne varda elimi itiyorsun kadın bak görmüyor musun elini acıttın. Sen hiç akıllanmayacak mısın ha"

Ağlıyordu sessiz sessiz . parmak uçlarımla gözyaşlarını sildim . Ve elini tekrar avucuma aldım .

" Biliyor musun ? Ben ilk kez bir kadın için ağladım "

Şaşırmıştı söylediklerime elini çekmeye kalktı bileğinden sıkıca kavradım canı yanmasın diye.

"na-nasıl "

"Beni çok korkuttun nazlı hem de çok." Birden aklıma gelen şeyle sinirlenmiştim. Kaşlarımı çatıp ,

"Sen neden yemek yemedin.Neden beni bu kadar korkutuyorsun nazlı " dedim

Elini hızla çekti.

"birde bana mı soruyorsun bunu sen hak ettin Ömer ağa. Tehditlerin o kadar sertti ki kim cesaret edep aşağıya inerdi ki."

Baka kalmıştım haklıydı.

"Merak etme artık katlanamadığın suratımı görmeyeceksin."

Neden bahsediyordu bu.

" Senden en kısa zamanda ayrılacağım."

Sözleri kurşun gibiydi gövdemi delip geçmişti. Sinirle ayağa kalktım.

"Unut bunu, hem bilmiyor musun törede ayrılmak yok."

"merak etme töreyi senden daha iyi biliyorum."

"Biliyorsan demek ayrılırsak ikimizden birinin öleceğini de biliyorsundur."

"Evet ben bunu göze alıyorum ."

"nasıl göze alıyorsun.?"

"seninle yaşayıp gün gün öleceğime bir kere ölürüm daha iyi"

Şaşkınlıkla karışık sinirle ayağa fırladım.

"Aptal ,aptal ."

Kapıyı sertçe vurup dışarıya çıktım. Elimi sımsıkı yumruk yapıp duvarı yumruklamaya başladım.


ACIMASIZ TÖRE VE AŞK (Aşk-a Mahkum)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin