Masaya geçtiğimizde Ecem pür dikkat Ömer'in konuşmasını dinliyordu.
Ben hâlâ Ömer'in bana söylediklerini hazmetmeye çalışıyordum. Söylediği sözler nefesimi kesmeye yetmişti. Bir an düşüncelerden çıkıp konuşmalarına ortak olmak istedim derin bir nefes alıp
"Artık kalksak mı Ömer?" dedim ama o kadar kendilerini kaptırmışlar ki benim ne söylediğimi duymamışlardı bile. Ecem'e baktığımda Ömer'e hayran bakışlarını atıyordu.
'Oha be kızım! ağzını bari kapat ağzının suyu akıyor'
İçimde oluşan hafif sürtüşme hissi tüm bedenime yayılmıştı.
Ömer'e kızgın gözlerle baktığımda göz göze gelmiştik ve o da benim bakışlarımın tam tersini atmıştı . olamaz! bu çok 'sinsi' ve bir o kadar da 'piçimsi' bir bakıştı.
'Kahveni de bitirdiğine göre kalksak mı Nazlı'
'Ne-ne kahvesi ?'dedim şaşkınlıkla çünkü ben kahve içmemiştim ki.
Gözü ile işaret ettiği yere baktığımda ufak çaplı bir şok dalgası geçirmiştim. Ben ne ara içmiştim bu kahveyi? Daha fazla rezil olmamak için kafamı onaylarcasına salladım ve ayağa kalktım. Ecem'e baktığımda bana kocaman gülümsemesini atıyordu.Dudaklarını büzüp konuşmaya başladı.
"Bir daha ne zaman görüşeceğiz Nazlı " dedi. Ben ona kocaman sarıldım tam söze girecekken Ömer bey konuşmaya başladı kahretsin bu adam sürekli bunu yapıyordu.
" Her zaman görebilirsin canım" 'pardon canım derken ' ah Ömer sen beni katil mi edeceksin!
"Gerçekten mi ne zaman istersem Nazlıyı görebilir miyim?" dedi bir sevinçle Ecem
"tabi ki" Allah'ım ya bir de kolunu okşuyor.
"Öhö öhö Hadi Ömer" dedim uyarıcı bir bakış atarak .
Cafe' den çıktıktan sonra Ömer'in arabasına bindik ve arabayı çalıştırıp hareket ettik ben ses çıkarmadan muhteşem İzmir manzarasına bakıyordum. Bir anda Ömer'in sesiyle kendime gelip ona baktım.
"cık cık cık hiç yakışmadı sana Nazlı"
Boş gözlerle ona bakıp "Anlamadım ne yakışmadı bana ?" dedim yine sinsi bir bakış atıp
"Arkadaşını benden kıskanman çok ayıp bir davranış doğrusu " dedi ve yine çapkın bir bakış atıp sözüne devam etti.
"Hani biliyorum çekici ve bir o kadar da yakışıklı biriyim "dedi 'aman ne demezsin bay ukala ' ben sözlerine hem sinirlenip hem utansam da dik durmaya çalışıyordum. Ömer'e tekrar döndüğümde gözlerimin içine bakarak sözüne devam etti.
" Unutma o senin en yakın arkadaşın" deyip göz kırptı gülümsemesinin altında yatan bir şey vardı anlam veremediğim.ben itiraz dolu sözlerimle araya girdim.
"Sen ne diyorsun ya? Ben mi seni kıskanacağım Allah Allah bence bu günlük rüya gördüğün yeter!"
Sözlerim onu daha da keyfe getirmişti.
"tabi tabi canım o yüzden mi kıskançlıktan önüne gelen kahveyi hiç düşünmeden bir dikişte bitirdin" bu kez kahkahalar atıyordu ben ise utançlıktan yerin dibine girmiştim ama ben Nazlı'ysam karşılık vermeden duramazdım. Derin bir nefes alıp kısık gözlerle sorumu yönelttim.
"Benim bunları yaptığımı gördüğüne göre sen de gözlerini benden alamadın degil mi? ehh tabiî ki alamadın "deyip kahkaha attım.
" Sen beni gözlerinle yerken buna duyarsız kalacağımı sanmıyorsun değil mi güzellik. Ayrıca gözlerimi alamamam konusuna gelirsek o kadar boya küpüne düşmüştün ki bakmasaydım ayıp olacaktı boya küpüne " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ TÖRE VE AŞK (Aşk-a Mahkum)
Chick-LitOndan nefret ettiğim halde neden onu deli gibi yanımda olmasını istiyordum? peki ya onca yaptığı şeylerden sonra neden onun yanında huzur buluyorum? . Yanıma yaklaştı.. Alnım onun alına değiyordu. Başını hafif yana eğdi... -Beni değiştiriyorsun Na...