Masayla bakışmam kapının yavaşça aralanmasıyla son buldu.Gözlerimi kapıya çevirdiğimde gelenin en yakın arkadaşım Simay olduğunu görüp tekrar gözlerimi masaya çevirdim.Gözlerim dolmuştu ve beni bu halde görmesini istemiyordum.Ağlamaktan nefret ediyordum.
Simayın yanıma yaklaştığını hissederken gözlerimi önümden ayırmamakta kararlıydım.
"Ahu kuşum nerelerdesin sen ya.Sensiz ev hiç çekilmiyormuş onu fark ettim.Hemen eve gelmelisin artık!"
Simay hızlı hızlı konuşurken benim sessizliğimi fark etmiş olmalı ki bakışları bana döndü.
"Ahu?" Yanıma iyice sokulup ellerini kollarıma yasladı.Görüş açıma turuncu saçları girdiğinde göz göze geldik.
"Ahu ne oldu!" Dolu gözlerimi ondan saklamak için büyük bir çaba vermem gerekiyordu sanırım.Ama bunu yapacak gücü kendimde bulamadım ve bir damlanın gözümden yuvarlanmasına izin verdim.
Simay gözümden akan damlayı görünce panikle önüme çömelip ellerini dizlerime yasladı.
"Biri birşey mi yaptı? Ne oldu Ahu, konuş artık beni korkutuyorsun."
Daha fazla paniklemesine izin vermeden masanın üzerindeki telefonumu işaret edip;
"Son mesajı oku." Dedim güçlükle.Simay ne olduğunu sorgularcasına bakıp hemen telefona uzandı.Aramızda bir süre sessizlik olduğunda ben ağlamaya devam ediyordum.
Simay sonunda sindirmiş olmalı ki bana döndü.
"Lütfen bana buna inandığını söyleme Ahu!"
Bu tepkisine şaşırmıştım.Gerçekten ben neden ağlıyordum?Mesajın gerçek olup olmadığı bile belli değildi daha.Galiba duygusal anıma denk gelmişti.HEPSI MARTIN EDENIN SUÇU!
Düşüncelerimi susturup ayaklandım ve bu aydınlanmamı dışa vurdum.
"Harbi ya doğru olup olmadığı kesin değil ben neden ağlıyorum.Aptal kafam."
Simay benim bu salaklığıma söylenirken bende eşyalarımı toparlayıp cüppemi askılığa astım.Son olarak masadan çantamıda aldıktan sonra hazırdım.
Tam asansörle giriş katına inmiştik ki unuttuğum şeyi fark edip hemen Simayı durdurdum.
"Ay telefonumu unuttum.Sen git ben yetişirim."
Simay bu unutkanlığıma göz devirip ilerlerken ben tekrar asansöre geri binip 5. Kata bastım.
Asansörden inip odama ilerlerken koridorun sessiz ve ıssız olması biraz tedirgin etmişti.Saat geç olduğundan ve bütün çalışanlar evlerine dağıldığından kimsecikler yoktu.
Tam odamın olduğu koridora dönerken takip edildiğimi hissetmemle adımlarım hızlandı.Tedirginlikle hızlı hızlı yürürken bir anda kolumdan bir odaya çekilmem ve ağzıma bir elin kapanması eş zamanlı oldu.
Korkuyla gözlerimi araladım.Karşımdaki tanımadığım adamla göz göze geldiğimde korkum iyice artmıştı.Korkuyla aldığım nefeslerden dolayı boğulacak gibi olduğumda adam bunu fark edip elini gevşetti.
"Ağzını açacağım ama bağırmayacaksın."
Korkuyla kafamı hızlı hızlı sallarken gevşeyen eli tamamen ağzımdan çekilmişti.Derin derin soluk alıp verirken korkuyla sordum:
"Sen kimsin?Beni neden buraya çektin?"
Karşımdaki adam bu soruları bekliyormuş gibi bir ifadeyle bana baktı.Daha sonra bana cevap vermeden kapının aralık kısmından etrafı kolaçan etti.
Ben anlamsızca ne yaptığını anlamaya çalışırken dışarıdan gelen adım sesleriyle beni duvarın köşesine doğru çekip perdenin yanına sinmemizi sağladı.
Ben korkuyla ne olduğunu anlamaya çalışırken o dışarıdaki seslere odaklanmıştı.Sesler uzaklaştığında kafasını eğip benim sorgulayan bakışlarımla karşılaşınca sonunda sorumu cevapladı.
"Koridorun başındaki odada bir ceset var ve katil içeride dolaşıyor."
Duyduklarımla ikinci bir şok geçirirken nefesim kesilmişti.
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış
Teen FictionKüçükken ailesine öldüğü söylenen minik bir bebek, yetimhanede yaşadığı zorluklar sonucunda çabalayarak avukat olur.Küçüklüğünden beri bir kaçış içerisinde olan Ahu yaşadığı olayları cesaret edip kimseye anlatamasa da o olayların üzerinde bıraktığı...