3 ay sonra
Sırtımdan itilmemle kendimi yana savrulurken bulmam bir olmuştu.Ben çığlığı basarken beni iten kişi beni tutmak için uzanmıştı ama çok geçti.Yere yapışmam ve üzerime birinin düşmesiyle acıyla haykırdım.
Bahçenin farklı yerlerindeki aile üyelerinin ve annemlerin bize doğru koştuğunu gördüm.Ben acıyla üzerimdeki bedeni itmeye çalışırken üzerimdeki bedende kalkmak için çırpınıyordu.
Sonunda bu çırpınmayı yanımıza gelen Baran abim Barış abimi yakasından tutup kaldırarak sona erdirdi.Üzerimdeki yükün kalkmasıyla hemen koluma yapıştım.Daha tam iyileşmemiş olan kolumun dokunmamla acısı artmıştı.
Kolumun acısından gözümden bir damlanın akmasına engel olamadım.
Ben yerde kıvranırken annemler yanımıza ulaşmış ve telaşla üzerime eğilmişti."Ahu ne oldu kızım kolun mu acıyor?"
Annemin telaşla söylediği şeye kafamı sallamakla yetindim.Baran abim o sırada Barış abimi bırakıp beni kaldırmak için hamle yapmıştı.
Baran abimin beni kaldırmaya çalışırken kolumu oynatmasıyla tekrar çığlığı bastım."ABİ KIPIRDATMA!"
Acıyla gözlerimi yumup Baran abimin beni kucağına almasına müsade etmek için hafifçe yerimde dikleşmeye çalıştım.
Baran abim hemen beni kucağına alınca ailecek panikle arabaya koşup hastaneye nasıl geldiğimizi algılayamamıştım.
Sonuç ne mi daha yeni iyileşmiş olan kolumun zedelenmesi ve sargıya alınması.Ben sinirle Barış abime bakmaya devam ederken annem bu gerilimi kesmek için konuşmaya başladı.
"Barış sana inanamıyorum gerçekten oğlum.Neden dikkat etmiyorsun kardeşine?Daha yeni iyileşmişti kızın kolu."
Ve yol boyunca devam eden bu tür sözlerle eve geri döndük.Ablam hastane kalabalık olduğu için orada kalmak zorunda kalmıştı.
Eve döndüğümüzde annemler yukarıya biz salona geçtik.
Baran abim kucağındaki beni hiç zorlanmadan koltuğun üzerine bırakırken ben hala Barış abime kötü kötü bakmakla meşguldüm.En son Barış abim dayanamamış olacak ki konuşmaya başladı.Ama sanki konuşmasa daha iyiydi.
"Ya ben nereden bileyim dokunuşumla kızın uçacağını.Ama havada uçarken ki yüz ifadesini gördünüz mü müthişti."
"BARIŞ!"
Annemlerin ve abimin aynı anda bağırması ve benim Barış abimin üzerine atlamam eş zamanda gerçekleşirken beni kimse tutamamıştı.
Sinirle Barış abimin saçlarına sağlam olan elimle yapıştığımda bacaklarımıda beline dolayıp kendimi iyice sabitlemiştim.Barış abim acıyla haykırıp beni durdurmaya çalışırken ikimiz beraber yere düşmüştük.Bu sefer altta olan ben değildim çok şükür.
"Koparacağım o saçlarını!Bundan sonra kimse elimden alamaz seni!Yoluk pislik.BIRDE DALGA GECIYORSUN!"
Melih beni Barış abimin üzerinden almaya çalışırken bir yandan onu itmeye çalışıp bir yandan da abimin saçlarını yolmak hiç kolay değildi.
Sinirle Melihe dönüp çığırmamla korkuyla geriye kaçmıştı."MELİH BIRAK YOKSA SENI DE YOLARIM!"
Tekrar Barış abimin saçlarına yapışmadan önce keyifle bizi izleyen Baran abimi göz ucuyla görmüştüm.
Ben tekrar Barış abimin saçlarına hamle yapcakken Barış abim can havliyle Bağırdı."Ahu saçlarım değil saçlarım değil!"
Bir iki saniye durdum ve tamam o zaman deyip koluna yapıştım.Ben koluna dişlerimi geçirmeye hazırlanırken o saçlarına yapışmadım diye sevinmekle meşguldü.
Kolunu bütün gücümle ısırdığımda acıyla haykırmıştı.Bu sırada kapı çalsa da umursamadım.Ben var gücümle ısırmaya devam ederken Barış abim de saçlarıma yapıştı ve kolunu kurtarmak için çırpınmaya başladı.
Biz yerde debelenirken Baran abim yettiğini düşünmüş olacak ki belimden tutup beni çekiştirdi.Direnmeyip dişlerimi kolundan ayırıp sırıtarak Barış abime bakmaya devam ettim.
Bu sırada gözlerim kapıya kaydı.Karşımda Arası görmemle hemen kendime çekidüzen vermeye çalıştım ama artık çok geçti sanırım.
Aras bize şaşkınca bakarken sevimlice ona gülümsedim.
"Hoş geldin Aras."
Aras benim sevimli olduğunu umduğum gülümsememe bakarken gülümsemişti.
"Hoş buldum.Hazır mısın?"
Barış abimin arkadan gelen ağlamaklı sesiyle söylenmesini umursamadan üzerime bir göz gezdirdim.Hala pijamalarımla olduğumu fark edince tekrar Arasa döndüm.
"2 dakikaya hazırlanıyorum sen burada bekle."
Aras beni onaylarken hemen yukarıdaki odama koştum.
••••••••••
Evdekilere el sallarken Aras arabayı çalıştırmıştı.Arasa dönüp konuşmaya başladım.
"Her zamanki gibi sabah biraz kargaşa çıktı."
Sargılı koluma bakıp hafifçe güldü.
"Fark edilmeyecek gibi değil."
Yanaklarım kızarırken hafifçe gülüp önüme döndüm.
Ofise geldiğimizi fark ettiğimde Aras arabayı park etti ve indik.Ofise doğru yürürken karşıdan bana doğru koşan turunçgilimi görmemle tebessüm ettim.
Simay yanıma ulaştığında hemen kollarını bana doladı.
"Ahu kuşum nerede kaldın ya?Yine bir şey oldu sandım ödüm koptu."
Onun bu telaşına gülerken ben de sarılmasına karşılık verdim.
"Turunçgilim bir şey olmadı her zamanki halimiz.Sabah yine rahat durmadık hafif bir kaza oldu ve kolumu incittim sadece."
Simay benim bu umursamaz halime göz devirip güldü.Üçümüz beraber ofise ilerlemeye devam ederken gözüm binanın yan tarafındaki banklara kaydı.Şapkalı ve simsiyah giyinmiş birisi vardı.Ağzındaki maskeden dolayı yüzü gözükmesede bu tarafa baktığı belli oluyordu.
İçimi bir huzursuzluk kaplarken umursamadım ve binaya girip iş temposuna başlayınca adamın varlığını bile unuttum.
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış
Teen FictionKüçükken ailesine öldüğü söylenen minik bir bebek, yetimhanede yaşadığı zorluklar sonucunda çabalayarak avukat olur.Küçüklüğünden beri bir kaçış içerisinde olan Ahu yaşadığı olayları cesaret edip kimseye anlatamasa da o olayların üzerinde bıraktığı...