Umut

845 52 10
                                    

"Abi! Yeter ya! Bu kadarda kısıtlama beni! Seviyorum ya!" Dedi Elif, Enes'in elinden tuttu sıkıca. Daniel bir kaç adım öne atarken kolunu kavradım geri çekilmesini istermişcesine.

"En son seviyorum dediğinde olanlara bak Elif." Elif yutkundu.

"Ama-" Elif'in sözü Enes ile kenetlenmiş ellerini ayıran Daniel ile kesildi. Daniel'in gözleri Enes'e kilitlenmişti. Enes ne başını eğdi, ne de kibirli bir duruş sergiledi. Nazik ama sert surat hatları ilk defa ciddiyet belirtiyordu.

"Boşanmasına yardım edeceğim. İyi bakacağım ona Daniel."

"Niye bu görevi üstlenesin ki? Ben varım ya, abisi olarak." Dedi Daniel sert bir ses ile.

"Sen niye evlendin o zaman, kız kardeşin yok mu sonuçta?" Dedi Enes ciddiyetini bozmadan. Daniel ağzını açmak üzereydi fakat ben susturdum. Elimi omzuna koydum.

"Daniel, herkesin birine ihtiyacı nolur yapma böyle. Kız boşanınca ne olacak, yalnız mı yaşayacak? Aklını çalıştır biraz ya."

Daniel bana bir süre baktı, ardından Elif'e ve Enes'e döndü.

"Böyle bir şey olmayacak tamam mı? Sende bir kere bile adımını iş harici atmayacaksın bu eve Enes. Sakın, sakın kız kardeşime yaklaşma." Dedi Daniel. Haklı ama haksız, koruyor ama acıtıyor, seviyor ama üzüyordu.
Enes'in çenesi kasıldı hafifçe. Elif sert durmaya çalışıyordu, incinmemiş gibi.

"Oldu, yanında kahve de ister misiniz Daniel Bey?" Dedi Enes. Daniel'in sınırını zorluyordu.

"Daniel yeter." Dedim. Ama ortamda sanki ben yoktum bile.

"Bana ba-"

"Daniel!" Bu sefer herkes bana döndü. Daniel'in kolunu bıraktım.
"Ergenler gibi davranmayı bırakın ya! Sevmişler birbirlerini senin ne haddine yetişkin bir kadının aşk hayatına karışmak? Ortada kötü bir niyet olsa anlarımda yok ki! Ergen ergen tartışıyorsunuz ortaokul veletleri gibi! Sevdiler ise bırak yaşasınlar Daniel, odunluk yapma yakarım seni!"

Daniel bana döndü. Enes benim onları desteklememden dolayı birazda olsa rahatlamıştı, Elif bana masum ve mahçup bir gülümseme ile bakıyordu. Daniel ise daha da sinirlenmişti. Bir şey demedi, herkese bir bakış verip yatakodasına bir hışımla daldı ve kapıyı sertçe kapattı. Biliyordum, ben o odaya girince her şey başa dönecekti. Ama ben haklı olan tarafı tutmalıydım.

"Zehra ben çok teşekkür ederim." Dedi Elif. Enes Elif'e döndü.
"Ortalık yeterince karıştı, ben gideyim."

"Bende seni yolculayayım aş-" Boğazını temizledi. "Enes."

"Yolcula madem Zehra." Dedi Enes, adını bilerek vurguladı ve beraber alt kata indiler.
Bende yatakodasının kapısına bir süre baktım.



Yatakodasının kapısını araladım ve içeriye girdim, kapıyı kapattım arkamdan. Daniel yatağa oturmuş, önündeki dolaba gözlerini dikmiş, sinirli bir ifade ile duruyordu.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Dedi.

"Senin yapman gerekeni yapıyorum, kız kardeşine destek oluyorum." Ayağa kalktı.

"Sencede çenen fazla düşmedi mi senin Zehra? Hm?"

"Sakın Daniel, sakın yine aynı konuyu açamazsın."

"Açarsam ne yaparsın? Dediğin gibi yakar mısın beni? Yoook. Yakamazsın ki."

"Görürsün sen nasıl yakıyor muşum. Bana bak, sakın ailemi karıştırma Daniel. Sakın."
Bana yaklaştı.

"Yaksana."
Sinirliydi.

"Ne?"

"Söylemesi kolay Zehra. Enes'i yeni tanıdın, nerden biliyorsun nasıl biri olduğunu. Nerden bilelim içinde neler döndüğünü? Elif o gece evde neler gördü sen bilmiyorsun bile, uyardık onu, dedik o adam pisliğin teki dedik anlamadı. Şimdi de anlamıyor, ya başa döndüyse Zehra?"

"Bilmiyorum Daniel, ne bileyim." Derin bir nefes verdi ve bana bir kaç adım yaklaştı.

"Hadi."

"Ne hadi?"

"Dövüşsüz kavga olmaz hanımefendi. Bana yatakta eşlik eder misiniz?"

"Hayır."

"Sana en iyi dövüş hareketlerini öğreteceğim, boks ile karete karışımı." Yatağa otururken söyledi, yüzündeki alaycı gülümseme sinir bozucu fakat hoştu.

"Ben dövüş sevmem beyefendi, belki ileride bazı istekler doğrultusunda sizden yardım alırım, ileride." Yorganın altına girerken söyledim. Oflayarak yatağa girdi.




Kahvaltımızı yemiştik. Daniel, Zack ile birlikte şirkete yaklaşık yarım saat önce gitmişti. Ben salondaydım, koltukta oturmuş dizi izliyordum. Salona Elif girdi. Suratındaki endişe belliydi.

"Zehra, yardımın lazım." Dedi.

"Noldu?"

"Zehra, Ahmet gelmiş şehire."

"Ne?"

"Beni görmek istiyor, evini biliyorum gelmezsen ben gelirim diyor." Endişesi konuşurken bile artıyordu.

"Nereye çağırıyor?" Dedim ayağa kalkarken.

"Alışveriş merkezine."
Telefonumu çıkarıp Daniel'e haber verecektim ki kolumu tuttu.

"Dur dur! Sakın! İşin içinden çıkamayız Zehra. Olmaz."

"Ne yapacağız o zaman Elif?! En doğrusu bu!"

"Olmaz! Bak eğer istemezsen anlarım ama beraber gidelim! Sen yanımda olursun, boşanmak istediğimi söyleriz. Ama abim olmaz, sakın söyleme."

"Elif olmaz."

"Zehra nolur. Lütfen."

"Elif."

"Lütfen." Daniel'in arkasından çok büyük bir iş çevirmiş olacaktım, büyük ihtimalle kötü sonuçlanacaktı. Elif'e bir süre baktım, bana yardım istermişcesine, umutla bakan o gözlerine karşı koyamadım. Başımı salladım, ceketimi aldım ve beraber gizlice evin kapısına ilerledik. Hizmetçiler görebilirdi. Tek umudum, Ahmet'in bir işler çevirmemesiydi. Her ne kadar gek geleceğini söylemiş de olsa bizi takip ettirmişti. Fakat ben her şeyi riske atarak evden arkamda yürüyen kız ile ayrıldım.

Siyah ArabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin