Doğru

1.3K 40 15
                                    

Merhabaa
kitabımız 2 bin oldu ve her şey için çok teşekkür ederimm. Bölüm başına okunma sayısına göre oy ve yorum oranı gerçekten düşük. 20. bölüm için 10-15 oy ve yorum bekliyorumm.





Daniel

Dağılmış saçları yastığı süslüyordu. İkimiz içinde yorucu ama güzel bir gece olmuştu. Kollarıma alıp, hissetmiştim sevdiğim kadını. Şirkete gitmem gerekiyordu, onu uyandırmak istemiyordum. Kalktım ve yüzümü yıkadım. Kıyafetlerimi değiştirdim, üzerime siyah bir gömlek ve pantolon giydim. Hava güzeldi, ceket almamaya karar verdim.

Odadan çıkmadan önce uzandım ve yanağına bir buse kondurdum Zehra'nın.
Mutfağa yöneldim, daha kahvaltı hazır değildi. Ağzıma peynir ekmek tıkıştırıp evden çıktım.

Arabaya bindim ve şirkete sürdüm. Aklım dün geceye gidip duruyordu, düşününce bile kalbim çarpıyordu.
Kollarıma almıştım onu. Kendine ait kıvrımlarını, her bir zerresini biliyordum. Nereye dokununca nasıl tepki verir, nasıl öpersem heyecanlanır..Artık biliyordum. Bir sırıtış belirdi dudaklarımda.


Arabayı park edip indim ve şirkete yöneldim. Koşuşturan sekreterler, kahve molası vermiş çalışanlar...Ufakça başımı hareket ettirdim selam vermek için, ardından ofisime geçtim. Her zamanki o bunaltıcı odadaydım. Evrakların, dosyaların o sıkıcı havayı hapsettiği ofis...Oturdum masanın başına ve bilgisayarımı açtım. Tam o sırada Buse girdi içeriye, sekreterim. Bilerek Türk sekreter seçmiştim.

"Merhaba Daniel Bey." Dedi gülümseyerek.

"Merhaba Buse." Dedim başımı bilgisayardan kaldırmadan.

"Bir şeye ihtiyacınız var mı sormak istemiştim."

"Bir kahveye hayır demem."

"Her zamankinden?"

"Her zamankinden." Dedim hafif bir gülümseme ile.








Zehra

Aynanın karşısına geçmiş saçımı toplamaya çalışıyordum. Bilmem kaçıncı denemede artık fırlattım tokayı yere.
"Hay ananın şeyi yani. Toplamam anasını satayım."

Şimdide şekillendirmem gerekiyordu. Saçlarımı taramaya başladım. Telefonumun bildirim sesini duyunca göz ucuyla baktım. Daniel.

hemen kaptım telefonu.
"Uyandın mı güzelim?"

"Uyandım ama yanımda seni göreneyince üzüldüm :((("

"Allah Allah. Gece yeterince görmüştün aslında."

"Aklınız orda mı kaldı beyefendi."

"Emin ol sadece aklım kalmadı."

"Nası ya."

"Kızım içinden canavar çıktı gece sızladı yani. Kırılmıştır diye çok korktum😔"

"LWMZSONSWLSNLWNA."

"Komik mi...😔"

"Ay hadi Daniel dön işine ya."

"Gelsene."

"İyileştirmeye mi?"

"Yok daha fazla kır diyecektim."

"Off."

"Nazlanma işte. Gel yardım et biraz evdesin hep."

"Off bekle gelirim belki."







Daniel

Oturmuş Zehra'yı bekliyordum. Telefonum çalmaya başlamıştı.
Karakol mu..?

Telefonu kapattım. Sinirlenmiştim. Şimdi mi akıllarına gelmişti? Başıma boşuna iş açmışlardı, şimdi bir de bununla uğraşacağım. Tam o sırada Zehra girdi. Bakışlarımı ona yönelttim.

"Noldu? Yüzün düşmüş."
Dedi karşımdaki sandalyeye otururken.

"Sorma ya. Elif için otopsi istediler."

"Ne? Cenazeden sonra mı? Allah'ım ölüyü geri mi çıkaracaklar bu nasıl mantık."

"Şüphelendikleri bir şey varmış. Ama ne olduğunu söylemedi."

"Ee? Napacağız?"

"Vallahi bilmiyorum. Onlar sonuçlar çıkınca ararlar bizi."








Zehra

Bir kaç gün olmuştu. Karakolda oturmuş, Daniel ve Enes ile bekliyorduk sonuçları.
Bir komiser geldi bize doğru. Ellerindeki otopsi değil DNA testi sonucuydu. Hepimiz ayağa kalktık.

"Biz otopsi için buradaydık?" Dedi Enes.

"Otopsi değil, DNA testi yaptık."

"Ne alaka?" Dedi Daniel.

"Bir şeyi test etmek içindi, eğer DNA testi isteseydik karşı koyardınız."

"Abi siz şaka mısınız?" Daniel sinirlenmeye başlamıştı. Komiserin arkasında iki tane genç memur duruyordu.

"Şaka değiliz. Şüphelerimiz doğru çıktı."
Daniel ve Enes birbirlerine bir bakış attılar ve komisere döndüler. Ben sessiz kalmayı seçmiştim. Dinliyordum.

"Ne şüphesi? Söylesenize artık. Ulan cenazeden sonra otopsi istediniz hadi olur dedik bi baktık DNA testi." Dedi Daniel.

"Ceset Elif'e ait değil."

Siyah ArabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin