Lina Soykan
Bir insanın başlarını soktuğu, mutlu, mesud yaşadığı onun için cennet olan çatısı bir gecede başına yıkılmıyordu yıkılırmış meğersem ben bu yaşıma kadar hiçbir şeyden habersiz kendi toz pembe dünyamda kardeşimle yaşarken annem babamla bizim için çok önemli olan bir sırrı meğersem saklamış ama planlamadıkları şeyse babamın bir gün evden işe gideceğim diye çıkmasıyla sekteye uğradı işte o an herşey tepe taklak oldu meğersem babamın bundan bir kaç yıl önce doktorların ona koyduğu teşhisle kalbinde ki iki damarın tıkalı olduğu söylenmiş biran önce ameliyat olması gerektiğini yoksa geri dönüşü olmayan bir yola gireceği söylenmişti annem babam ise ben ve kardeşimden bu sırrı saklamış hiçbir şey olmamış gibi bize karşı davranmışlardı evimize gelen telefonla ise tüm tabular bir bir yıkılmıştı tüm gerçekler gün yüzüne çıkmıştı apar topar annem, kardeşimle birlikte evimizden çıkmış hemen benimle birlikte bir taksiye binip babamın kaldırıldığı hastaneye doğru İstanbul trafiğinde ilerlemiştik tek temennimiz ise hiçbir şey için geç kalınmamasıydı babam bir şirkette özel şoför olarak çalışıyordu aniden patronunun yanında kalp krizi geçirince apar topar hastaneye kaldırılmıştı gözü yaşlı bir şekilde annem ,kardeşim ve ben taksi şoförünün bizi getirdiği hastanenin önünde iner inmez apar topar hastanenin girişine yönelip yıkılmış bir şekilde bir ruh misali ilerlemiştik içeriye girer girmez bilgisayarın önünde ki hastane personeline hitaben babamın adını soyadını söylemiş kaldığı odayı sormuştuk bize verilen gerekli bilgilerle hastanede bulunan asansöre yönelip bir kaç personelle birlikte asansöre binmiş babamın kaldığı odanın katına ait numarıyı tuşlamıştık bir kaç dakika sonra asansör durunca geldiğimizi anlayıp asansörden inmiş tek tek oda numaralarına bakmaya başlamıştık babamın bulunduğu odayı görünce burada bir tuhaflık olduğunu anlamıştık nedense iş yerinden kimse odasının kapısında yoktu aksine odasının önü tamamen boştu çoğu kez babamdan çalıştığı şirketin patronun çok mendebur biri olduğu hakkında bahsettiğini bilirdim ama bu kadarını tahmin bile etmiyordum içimden ise belki babamın odasına girince şaşıracağımızı söyleyip kendimi avutuyordum sonuçta babamı getirdikleri hastane özel bir hastaneydi patronu bu kadar da vicdansız biri olamazdı annemle kesinlikle bu hastanenin masrafını çıkaramazdık babamın kaldığı odanın kapısını açar açmaz babamı hastane yatağında uzanmış bir kaç cihaza bağlı olduğunu gördük bizi görünce yüzünde buruk bir gülümseme hemen belirdi kardeşimle bana karşı mahçup olduğunu bildiğinden o koca haline aldırmadan küçük bir çocuk gibi suçunu bilircesine kafasını önüne eğdi biliyordum ki bu mahçubiyetliği geçirdiği kalp krizinden değildi aksine bize bu sorunu yansıtmamasından kaynaklanıyordu böyle bir durumu bizden neden sakladığını az çok biliyordum kendince bizim üzülmemizi istemiyordu bu olayı annemle tek başlarına akıllarınca sırtlanmak istiyorlardı fakat unuttukları birşey vardı her ne olursa olsun biz bir aileydik iyisiyle kötüsüyle herşeye göğüs germemiz herşeyi sırtlanmamız gerekiyordu en ufak şeyde de olsa pes etmemiz gerekiyordu hemen babamın yanına kardeşimle giderek ona zarar vermeden sarıldık o kadar mutlu oldu ki bu durumdan bu ani beklediğini çok iyi biliyordum annem babamla konuşurken öğrenmiştim ki patronu onu bir paçavra gibi bu oldukça pahalı özel hastaneye hiçbir şeyi düşünmeden bırakıp ardına bile bakmadan gitmişti bunca zamandır olan emeğini hiçe saymış onu bu kötü durumdayken yanlız başına bırakıp gitmişti kısa bir süre sonra odaya orta yaşlarda oldukça bakımlı yaşına göre yakışıklı bir doktor girip annemle konuşmak için dışarıya çıkmışlardı az çok biliyordum ne konuşacaklarını babamın durumuyla ilgili bilgi verip ameliyat olması gerektiğini söyleyeceğini çok net bir şekilde biliyordum tek temennim ise babamın patronun hastanenin ve babamın ameliyat masraflarını karşılamış olmasıydı sonuçta elimizde bu hastanenin masraflarını karşılayacak bir gelir yoktu akrabalarımız ise bu duruma sıcak bakmak yerine bize tamamen sırtlarını dönerlerdi bugüne kadar bize karşı hiç destekkerini görmemiştik babamın ve annemin ailesi ise bizi tamamen yok saymışkardı babamın anlatmasına göre annemle evlenmesini hiç istememişler annemin ailesi ise babamdan hiç haz etmezlermiş annemin odaya girmesiyle yüz ifadesinden az çok anladım fazla üstelemeden babamla ilgilendikten sonra onları odada bırakıp babamın odasından çıktım şuan yıkılmış halimi babamdan daha fazla gizleyebileceğimi hiç sanmıyordum birazda olsa kendime gelmek ve toplanmak için dışarıya çıkmak istedim babamın doktorunu görünce hemen yanına gidip durumuyla ilgili bilgi almak istedim yanına yaklaştığımda beni fark eder etmez güler yüzüyle bana karşılık verdi afedersiniz rahatsız ettim galiba ben babamın durumunu öğrenecektim acaba sakıncası yoksa anlatabilirmisiniz
" ne rahatsızlığı kızım sonuçta burası bir hastane buda benin görevim bak kızım babanın hemen ameliyat olması gerekir yoksa daha fazla kalbi bu duruma dayanmaz annenide bu konuda bilgilendirdim " tamam ameliyat olsun lütfen babamı kaybetmek istemiyorum elinizden geleni lütfen yapın
" üzgünüm kızım fakat bunu yapamam sonuçta bunun için belirli bir ödenek gerekiyor baban buraya getirildiğinde hiçbir işlemde bulunmadan tek başına bırakıp gittiler eğer ilgilenip masraflarını karşılasaydılar hemen babanın ameliyatını yapardım" peki yapılacak her hangi bir şey yokmu bize yardımcı olamazmısınız lütfen yardım edin babamın hayattan bu kadar çabuk kopmasına izin vermeyin inan ki elimden ne gelen ne varsa yapmaya hazırım
" dediğim gibi kızım bu konu hakkında yapabileceğim birşey maalesef yok seninde yapabileceğin birşey olduğunu hiç zannetmiyorum sadece babanın bir kaç gün kalmasını sağlayabilirim elimden başka bir şeyde gelmez zaten " tamamen bittiğimi o an anladım sanki koca bir dünya başıma yıkılmıştı annemin neden şimdi o durumda olduğunu anlıyordum kesin oda benim gibi bu haberle yıkılmıştı babama nasıl böyle bir şey yapabilirler di hiçmi gözlerinde değeri yoktu o kadar emeğe ,yıllara rağmen hiç hakkını vermeden onu bu özel hastanede adeta bir sahipsiz gibi terk edip gitmişlerdi sanki çıkmaza girmiştim ne yapacağımı, kimden yardım isteyeceğimi açıkçası bilmiyordum akrabalarımada gidemezdim biliyordum ki onlarda bana yardım etmezlerdi büyük bir yıkımla hastanenin bahçesine çıkmış bir banka oturmuş tüm gücümle, yenilgimle ağlamaya başlamıştım etraftaki insanlara aldırmadan kendi dünyamdan soyutlanmış bir şekilde on yedi senelik hayatım için ağlamaya başlamıştım hayır bu olamazdı babamı bu kadar erken kaybedemezdim onun ölümünü kaldıramazdım onsuz bir evde yaşamak tam bir yıkım olurdu o bizim evimizin çatısıydı bizi her kötülükten koruyan bir arada tutan oydu o yoksa çatımızda kalmazdı ne kadar süre hastane bahçesinde ki bankta dünyadan kopmuş bir şekilde ağladım bilmiyorum annemle ,kardeşim beni merak etmesinler diye kendimi zorlayarak banktan kalkıp yıkılmış bir şekilde sarsak adımlarla hastanenin girişine yönelmiştim asansöre doğru yürüyüp önüne geldiğimde tuşa basıp asansörün gelmesini bekledim gelen asansörün kapıları açılır açılmaz içine girip babamın kaldığı katın tuşuna basıp belli bir süre sonra asansörün açılan kapısıyla inip lavaboya doğru yöneldim içeriye girer girmez aynadan yıkılmış halime bakıp yüzümü yıkayıp birazda olsa kendimi toparlayıp babamın yanına gitmek için sonuçta onu üzmek istemezdim kendime aynadan son kez baktım çok kötü bir durumdayım ağlamaktan gözlerim şişmiş yüzüm kızarmıştı son kezde olsa musluğu açıp hemen yüzümü tekrar yıkadım bu biraz da olsa bana iyi gelmişti yüzümü kağıt havluyla kuruladıktan sonra saçımı düzeltip tokamla sıkı bir şekilde at kuyruğu yapıp lavabodan çıktım babamın olduğu odaya doğru yönelirken babamın doktorunun yanında oldukça yakışıklı uzun boylu bir doktor gördüm en az babamın doktoru kadar yakışıklıydı çok samimi bir şekilde konuşuyorlardı yüz hatlarının benzerliği nedeniyle her halde akrabaydılar buna fazla aldırış etmeden tam babamın odasına yönelecekken onunla göz göze geldim çok güzel bir göz rengine sahipti onu daha fazla incelemeden babamın odasına girdim babam uyumuş annem kardeşimle birlikte koltukta oturuyorlardı beni görünce annem
" kızım nerdeydin seni merak ettik" merak etme anne buradayım nefes almak ,kafamı toplamak için hastanenin bahçesine çıktım
" tamam kızım bir süre burada kalacağız istersen kardeşini alıp eve gidebilirsin ben babanla ilgilenirim sonuçta kısa bir süre sonra bizde geliriz" işte gene yapıyordu benden herşeyi gene saklıyordu daha fazla dayanamadım bu duruma kardeşime aldırış etmeden üstü kapalı bir şekilde de olsa
" herşeyi biliyorum anne boşuna çabalama eve falan da gitmiyorum istiyorsan sen kardeşimle gidebilirsin ben babamın yanında kalmak istiyorum
" ne demek o ben kalırdım ne demek hayır ben kalırım siz gidin " anne zaten çok yorgunsun kardeşimde halsiz lütfen daha fazla zorlama beni kırma hadi gidin nasıl olsa yarın gece gelirsiniz
" peki öyle olsun sen bilirsin sırf kardeşin için gideceğim ama yarın sabah gene gelirim bu konuyuda seninle detaylı bir şekilde konuşmuş oluruz" tamam bekleyeceğim der demez annem ve kardeşim babamın odasından ayrıldılar yorgun bir şekilde babamı kontrol ettikten sonra annemin oturduğu koltuğa oturup bir süre babamı izledim yeni bir güne yeni haberlerle uyanmak bir mucize gerçekleşmesi için içimden dua edip oturduğum koltukta tam gözlerimi kapatacakken odanın kapısı açılıp biraz önce koridorda gördüğüm doktor içeriye girdi o an onu görünce neden babamın odasına geldiğini merak ettim tam karşıma geçip
" afedersiniz rahatsız ediyorum eğer sakıncası yoksa hem babanızı hemde sizi ilgilendirecek bir mevzu hakkında sizinle konuşmak istiyorum " tabi sizi dinliyorum der demez anlattıklarıyla bir yandan babam için sevinmiş bir yandan da kendim için olan kısımların da büyük bir yıkıma uğramıştım eğer dediklerini kabul edersem babamı kurtarmış olacak kendimi ise onun hayatı için feda etmiş olacaktım söylediğine göre bu hastanenin sahibinin torunu aynı zamanda babamın doktorunun oğluymuş yarına kadar teklifini düşünmemi cevabımı ise odasına gidip bizzat ona söylememi isteyip gitmişti beni büyük bir bilinmezlikte bırakıp tüm gece uykusuz kalmamı sağlayacak bir ikilemde beni bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENKLERİN EFENDİSİ
RomanceNü tablolarıyla dünya çapında ses getiren Akın Tuna Özdemiroğlu yanlızca kendisine hitap eden seçtiği güzellerle çalışır tek şartı ise gizli bir paravanın içinde onları resmetmektedir bu sebeple kimse onu tanımaz taki seçtiği bir güzelle yolları kes...