Lina Soykan
Akın Tuna ile konuştuktan sonra tekrar geldiğim gibi sessiz sedasız babamın kaldığı hastane odasına gelmiş gecenin geç saatine kadar o hiçbir şey den habersiz bir şekilde yatarken ben tüm bu olanları bir yandan bir anlam vermeye çalışıyor bir yandan ise bu olanlara akıl sır erdiremiyordum.
Bir mucize gerçekleşsin isterken bir anda kendimi bu teklifin ortasında bulmuştum eğer babam söz konusu olmasaydı hayatta böyle bir şeyi kabul etmezdim babama baktığımda üzgünüm baba buna ne yazıkki mecburum senin yaşaman için ne gerekiyorsa yaparım.
Bu benim bu konuda fedakarlık yapmam demekse yaparım hiç düşünmeden tüm dileğim ise Akın Tuna'nın söylediği gibi babasıyla konuşup onu ikna edip babamı ameliyat etmesiydi.
Daha fazla düşünmemek için babamın yatağının karşısında ki koltuğa uzanmadan önce dolaptan yatmak için bir çarşaf ve yastık çıkarıp koltuğa doğru ilerledim nasıl olsa sabah olduğunda annem gelir gelmez onunla konuşup her ne olursa olsun onu ikna etmem gerekiyordu.
Bunun için ise oldukça dinç olmam gerekiyordu yastığı koltuğa koyduktan sonra büyük bir titizlikle babamın uyanmaması için dikkatli bir şekilde ayağımda ki ayakkabılarımı çıkarıp koltuğa yerleşip üzerime çarşafı örttüm nasıl olsa dört saat sonra annem burda oludu hiçbir şeyin ters gitmemesi için son kez dua ettikten sonra gözlerimi yeni güne nelerin beni beklediğinden habersiz kapattım.
Sabah uyandığımda annemin hala gelmediğini gördüm babam ise uyanmış beni uyandırmaktan çekindiğinden o hasta haliyle ses dahi etmemişti babama hitaben günaydın baba neden uyandırmadın beni ,
" Ne yapayım o kadar güzel uyuyordun ki melek kızımı uyandırmaya bir türlü kıyamadım " Aşk olsun baba olurmu öyle şey hiç ben hemen yatağımı toplayıp yüzümü yıkayıp bir kendime geleyim annem gelmeden seninle hemen ilgilenirim.
" Acele etmene gerek yok kızım bugün biraz daha iyiyim "
Canım babam zaten şuncacık ömrün de hep bizi düşündüğü için bu hale zaten gelmemişmiydi ama bundan sonrasını düşünmesine gerek yoktu öyle yada böyle Akın Tuna ile evlenecek babamın yaşanası için elimden ne geliyorsa yapacaktım odadaki lavaboda yüzümü yıkayıp saçımı gelişi güzel topladıktan sonra üzerime son kez çeki düzen verip bugün hiçbirşeyin ters gitmemesi için içimden son kez daha dua edip lavabodan çıkıp babamın odasına girdim.
O sırada annem gelmiş babamla konuşuyordu görünüşe göre kardeşimi komşuya bırakıp öyle gelmişti buda benim için iyi bir şeydi böylelikle annemle çok rahat bir şekilde konuşur bu işi biran önce çözerdim tek sorun ise annemi bu odadan çıkarıp hastanenin bahçesinde sessiz sedasız bir köşede ona bu olanları anlatmaktı.
Annem bir süre daha babamla ilgilendikten sonra odaya bir hemşire girip babamı kontrol etmiş gereken ilaçları vermeden önce yemesi gereken kahvaltıyı anneme yedirmesinde yardımcı olduktan sonra ilaçlarını verip geçmiş olsun dedikten sonra odadan çıkmıştı.
Bir süre sonra babam ilaçların etkisiyle uyuduğunda ise anneme doğru yönelmiş onunla önemli bir konuda konuşmak istediğimi fakat burasının bu konuşacağım konu için pek uygun bir yer olmadığını söyleyip mümkünse onunla dışarda konuşmak istediğimi istediğim de ise bende bir haller olduğunu nasıl olsa bunun kokusunun çıkacağını söyleyip benimle birlikte babamın hastanedeki odasından çıkmış ne söyleyeceksem biran önce söylememi babamı daha fazla yanlız ırakmak istemediğini söylemişti.
Benimde temennim zaten buydu zaten ne olacaksa olsun biran önce bu olayı kazasız belasız anneme anlatıp Akın Tuna'ya biran önce söyleyip babamın ameliyatının gerçekleştirilmesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENKLERİN EFENDİSİ
RomanceNü tablolarıyla dünya çapında ses getiren Akın Tuna Özdemiroğlu yanlızca kendisine hitap eden seçtiği güzellerle çalışır tek şartı ise gizli bir paravanın içinde onları resmetmektedir bu sebeple kimse onu tanımaz taki seçtiği bir güzelle yolları kes...