~33.Bölüm:Soy İsim~

203 32 300
                                    

Bu bölüm ilk defa Eiko için üzüldüğümü söyleyebilirim. Keyifli okumalar.

Yazardan:

Eiko, Kemik Mafyası'nın karargahından çıktığı gibi Liman Mafyası'nın yolunu tutmuştu. Kaito onu Watabane ve Takeo ile ilgilenirken bir anda aramış ve 'önemli bir şeyi konuşmak' için Liman Mafyası'nın karargahına çağırmıştı.

Açıkçası Eiko ilk başta pek de gitmek istememişti. Sonuçta kendisi Mori'ye ciddi manada tahammül edemiyordu. Ancak Kaito kesinlikle gelmesi gerektiğini konunun Mori ile de alakası olduğunu söylemişti. Sonuç olarak şimdi Eiko Liman Mafyası'nın karargahı ile bakışıyordu.

Eiko derin bir nefes aldıktan sonra sakin adımlar ile karargahın kapısından içeri girdi. Tabi girdiği gibi çalışanlar onu görmüş ve silahlarını ona doğrultmuştu. Eiko bu tepki ile karşılaşacağını pekala biliyordu. Bu yüzden ellerini rahat bir tavır ile pantolonunun cebine koydu ve en sert, duygusuz bakışı ile etrafında ona silah tutan Liman Mafyası üyelerine baktı. İstese hepsini aynı anda öldürebilirdi ancak buraya mükemmel bir katliam için değil içtenlikle sevdiği kardeşi için gelmişti.

''Eiko sonunda geldin."

Eiko, kardeşinin sesini duyduğu gibi o tarafa bakmıştı. Kaito, kendisine doğru gelirken tek değildi. Tam yanında Mori, onların arkasında ise Reina ve Akutagawa vardı. Açıkçası Eiko buraya gelirken sadece Kaito ve Mori ile karşılaşmayı hedeflemişti. Ancak görüldüğü üzere her zamanki gibi işler istediği gibi olmamıştı.

Kaito, Eiko'nun tam karşısına geldiğinde Eiko'nun gözlerinde saf bir yumuşama görülmüştü. Az önce etrafa attığı keskin ve korkunç bakışları şimdi neredeyse bir saat önce insan yakmamış gibi yumuşamış ve saf bir sevgi ile dolmuştu. Buradan bile ona bakan herkes Eiko'nun kardeşine değer verdiğini anlardı.

''Daha fazla uzatmadan seni buraya çağırma sebebime geçmek istiyorum Eiko.'' Kaito konuştuktan sonra Mori bir el hareketi ile çalışanlarına silahlarını indirmeleri gerektiği komutunu vermişti. Çalışanları da bu komuta uyarak silahlarını indirmişlerdi ancak her ihtimale karşı silahlarını hazır tutuyorlardı. Sonuçta Mori onları saatler öncesinden bunun hakkında uyarmıştı.

Eiko merakla gözlerini kısmış kardeşinin söyleyeceklerini bekliyordu. Bunu gören Kaito ise yüzünde geniş bir gülümseme oluşturmuştu. "Kardeşim, belki şimdi söyleyeceklerim hoşuna gitmez ama beni dinlemeni ve benim aldığım kararın aynısını almanı istiyorum. Bizim iyiliğimiz için.''

Eiko duydukları ile kaşlarını çattı. Arkadan yanlarına gelen ve Kaito'nun tam yanında duran Mori de buna etkili olmuştu.

O sırada olanları arkadan izleyen Reina ve Akutagawa sanki bir şeylerin ters gittiğini anlamış gibi bakıştılar.

''Aku, senden minik bir ricam olacak. Evet, Mori bizim herhangi bir atağa karşı burada durmamızı söyledi ama hemen gidip Chuuya'yı ara. Görevden hemen dönsün. Çünkü bence o dönmez ise burası birazdan mahşer alanına dönecek.''

Akutagawa bir an gitmemeyi düşünsede Reina'nın sözlerine inanarak hızla oradan ayrılmıştı.

Mori'nin gelişi ile bakışlarını eski sert haline getirdi Eiko. ''Evet, benimle ne konuşacaksın Kaito. Direkt sadete gelir misin lütfen?'' Eiko sesini elinden geldiğince monoton tutmuştu. İçinde garip bir duygu vardı. Bir şeyler yanlışmış gibi hissediyordu. Ama en fazla ne olabilirdi ki?

Kaito başta konuşmakta çekinmişti. Biliyordu ki kardeşi dayısından nefret ediyordu. Fakat Kaito hiçbir zaman bunun nedenini anlamamıştı. Evet dayısı mafya lideri olabilirdi ancak kendisine şu zamana kadar bir kötülük yapmamıştı. Hatta onu gerektiğinde korumuştu. Kaito emindiki(!) dayısı aynı olumlu(!) davranışları kardeşi Eiko içinde göstermişti. Bu yüzden bazen aklına Eiko'nun nankörlük yaptığı fikri geliyordu. Sonrasında ise kendisinden utanarak bu fikri aklından çıkarıyordu.

【İ𝖓𝖐𝖎𝖘𝖆𝖗】 𝑪𝒉𝒖𝒖𝒚𝒂 𝒙 𝑹𝒆𝒂𝒅𝒆𝒓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin