Bölüm şarkısı: Lennon Stella-Pretty Boy
İyi okumalarr <33
࿐ ࿔*:・゚
I wanna dive deep underneath your depths
But there's only so far that I get
Past the surfaces
Can't get past your surfaces
I wanna drive through the forest inside of your head
But there's only so far that I get
Been trying to make you more
More than just a pretty boyDerinliklerinin derinlerine dalmak istiyorum
Ama anladığım çok az şey var
Yüzeyleri geçtim
Senin yüzeylerini geçemedim
Kafanın içindeki ormanın içinden geçmek istiyorum
Ama anladığım kadarıyla
Seni daha fazla yapmaya çalışıyorum
Güzel bir çocuktan daha fazlası~Lennon Stella-Pretty Boy~
࿐ ࿔*:・゚
Odanın içerisine ölüm sessizliği hakim olmuştu. Sanki devasa bir amfide yüzlerce gözün önünde tek başıma sunum yapıyormuşum gibi hissediyordum. Anksiyete ile dans ediyor gibiydim. Saniyeler bana dakika uzunluğunda geliyordu. Kimse de bana açıklama yapmıyor, sadece bakışıyorduk. Bu kadar garipsenecek ne söyledim diye düşündüm, ağzımdan anormal bir cümle mi kaçmıştı? Birkaç saniye öncesine gidip ne söylediklerimi düşünmeye başladım ama sadece tek bir cümle söylemiştim. ''Bence haklı.'' Bunun neresi garip olabilir diye düşündüm? Fikrimi belirtmiştim ama içimdeki garip his beni çok rahatsız etmişti. Rahatsızlıkla kıpırdandım.
Sonunda sessizliği bozan Noah oldu ''Ne?'' Kaşlarım çatılmıştı. ''Ne ne?'' diyerek sorusuna soruyla karşılık verdim. Bu kadar gergin hissettirmek zorunda mıydılar? Terleyen avuç içlerimi ovuşturdum ve ardından ben masumum dercesine ellerimi havaya kaldırdım. ''Sadece fikrimi belirttim, neden ufo görmüş gibi bakıyorsunuz?''
''Bir seri katilin fikrine katılıyor musun yani??'' Hayretler içerisinde yerdeki minderde oturan Mabel'a döndüm. ''Seri katil mi?'' hala sorulara sorularla karşılık veriyordum. Şaşkınlığımı, gerginliğimi ve içimdeki anlamlandıramadığım garip hissi bir kenara kaldırmaya çalıştım. Yavaşça bunların tahtına oturan duygum ise öfkeydi. ''Birileri bana neler olduğunu açıklayabilir mi? O adamı tanımıyorum, hayatımda ilk defa görüyorum ve sadece konuştuğu ve benimde ilk kez dinlediğim tek bir cümlesine katıldığımı belirttim. Hatta o cümlesinin felsefesini bile şu an oturup sizinle tartışabilirim ama önce uzaylı görmüş gibi bakmaktansa bana açıklama yapabilirsiniz.''
Bağırmıyordum, ses tonumda değişiklik yapmamıştım ama sözlerimdeki sertlik diğerlerine geçmiş olacaktı ki bakışlarının değiştiğini görebiliyordum. Az öncekinin aksine daha anlayışlı bakıyorlardı. Kendimi hala diken üstünde hissediyordum. Az önceki olanlar çok garipti. Ve hala içimdeki garip his geçmemişti.
''Night Stalker'ı bilmiyor musun Marlena?'' sözlerinde hafif bir şaşkınlık vardı ama anlayışlılıkta hakimdi. Ortamdaki gergin hava üzerimizden kalkıyor gibiydi. Rahatlık beni ele geçirebilirdi artık. ''Biliyorum.'' dedim James'e cevap vererek. 1985 yazı boyunca Los Angeles ve San Francisco'yu teröre boğan ve geceleri insanların huzurla uyumasına engel olan adam. Ama yazın burada veya ailemin yanında Los Angeles'ta değildim. Ailecek aile büyüklerimizi ziyarete İtalya'ya gitmiştik ve yaz boyunca da oradaydık. Yine de gece avcısının cinayetleri uzaktan kulağıma geliyordu.
James işaret parmağıyla televizyondaki kıvırcık saçlı adamı gösterdi ''İşte Night Stalker, Richard Ramirez.'' Bakışlarım tekrar James'in parmağının ucuyla gösterdiği adama, Richard'a, kaydı. çatılan kaşlarım hayretle havaya kalmıştı. Ne ara yakalanmıştı? Ve neden benim bundan haberim yoktu? Gerçi şöyle bir düşününce normaldi, eve geldiğimden beri doğru düzgün ne gerçek suç dergisi ve gazete okuyordum ne de televizyon izliyordum. Okuluma, arkadaşlarıma, eğlenceye, resme, yazmaya, ruh halime, kendime kapanmıştım. ''Ne ara yakalanmış?''
![](https://img.wattpad.com/cover/365004616-288-k475934.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
born to die | the night stalker {Richard Ramirez fanfic.}
Fanfiction"sonra birine bağlandım. ve hep öyle kaldım."