Bölüm şarkısı: Thousand Foot Frutch-Be Somebody
Multi: Richard
İyi okumalarr <33
࿐ ࿔*:・゚
I feel a million miles away, still you connect me in your way
Milyonlarca kilometre ötede hissediyorum, ama yine de beni kendi yoluna bağlıyorsun.
And you created me, something I would've never seen
Ve beni yarattın, asla göremeyeceğim bir şeydi.
When I can only see the floor, you made my window a door
Ben sadece yeri görebilirken, sen pencere ve bir de kapı yaptın.
So when they say they don't believe, I hope that they see you and me
Bu yüzden inanmadıklarını söylediklerinde, sen ve beni görmelerini umuyorum.
After all the lights go down, I'm just the words you are the sound
Bütün ışıklar söndükten sonra, ben sadece kelimelerim sen sessin
A strange type of chemistry, how you've become a part of me
Kimyanın değişik bir türü, senin benim bir parçam olman.
And when I sit alone at night, your thoughts burn through me like a fire
Ve akşam yalnız otururken, senin düşüncelerin bir ateş gibi yakıyor beni.
You're the only one who knows, who I really am
Sen bilen tek kişisin, gerçekte kim olduğumu.*Thousand Foot Frutch-Be Somebody*
࿐ ࿔*:・゚
''Kızım nerelerdesin sen, telefonunu arıyorum hep meşgul çalıyor.''
Karşımdaki Eva'ya şaşkınlığın getirmiş olduğu kal haliyle tepkisizlikle bakarken o da asansörün önündeki eşyalarımı kapımın önüne taşımaya başlamıştı.
''Ohoo, bu paketlerden kaç tane var böyle? Zengin biriyle çıkıyorsun da bize mi haber vermiyorsun? Yoksa Zach-''
''Saçmalama Eva, yok öyle bir şey.'' şaşkınlığımı bir kenara bırakıp yavaş adımlarla asansörden çıkmıştım. Zach ile ilgili ima ettiği şeye bir anda bu kadar kesin reddetmek Eva'yı olduğu kadar beni de şaşırtmıştı. Açıklama gereği duydum.
''Paketleri bana Los Angeles'taki ailem ve arkadaşlarım göndermiş, Zach'te San Francisco'ya gelirken vermek için hepsini getirdi. Birkaç tane de benim bugün aldıklarım var.''
Eva anladığını belli edercesine başını salladı. Hepsini açmak için sabırsızlandığı gözlerinden okunuyordu, bu hali kıkırdamama sebep olmuştu. ''Eee sen neden bu saatte kapımda bekliyorsun?'' Öyle ya, gecenin bir yarısında herkesin uyuduğu veya evlerinde olduğu vakit kapınızda arkadaşınızın belirmesi çokta her zaman görülecek bir şey değildi. Nitekim Eva'da iliklerime kadar şaşırdığımı çok net anlamış olacak ki böyle bir soruyu bekliyor gibiydi. Hevesle anlatmaya başladı.
''Şu bizim okuldaki barista çocuk var ya,'' bir anda hatırlayamamanın verdiği etkiyle gözlerimi kırıştırdım. Beynimi biraz zorlayınca kimden bahsettiğini anlamıştım. Hatırladığımı yüzümden okumuş olacak ki gözleri ışıldıyordu. ''Heh işte o. Onunlaydım.''
''NE?'' anında elimle ağzımı kapatmıştım, kesinlikle şikayet almak istemiyordum. Eva da kahkahasını bastırmaya çalışıyordu, benim gibi bir eliyle ağzını kapatmış diğeriyle de sessiz ol dercesine bana doğru elini sallıyordu. ''Kızım ne ara hallettin çocuğu?'' Bu sefer sessiz olmak için fısıldamıştım.
''Bugün. Neyse konumuz o değil. Aileme senle olduğumu söyledim.'' Klasik.. Eva'nın arkasını toplamak denilince üzerime yoktu. Yakında bu konudan ödül dahi almalıydım. ''Takılmamız bu saati bulunca böyle bir saatte de eve gitmek istemedim, sen Marlena'da değil miydin neden döndün diye soracaklardı. Ben de sana geleyim o zaman hem yalan sayılmasın dedim.'' Başımı salladım. Ben olmasam veya Zach'te kalmış olsam ne yapardı acaba? ''Seni de geleceğimi haber vermek için defalarca aradım ama hep meşgul çaldı.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
born to die | the night stalker {Richard Ramirez fanfic.}
Fanfiction"sonra birine bağlandım. ve hep öyle kaldım."