6.BÖLÜM BİZİM HİKÂYEMİZ

13 2 2
                                    

İnsanlar tam bir sır yumağıdır. İki  yumak bir araya gelse kördüğüm olurdu. Açamazdın bir daha o yumağı ama bazen... Tek bir yumak bile kördüğüm olmadsına yeterdi. Çözmeye çalışırdık. Fakat daha çok dolanırdı. Ben ikisiydim. Hem kendimi doluyor hem de başkaları beni. Çözmeye çalışanım da yok. Anıl ile tanışana kadar. Çok küçüktük o zamanlar. İkimizin evine yakın bir park vardı. O gün babama parka gitmek için çok yalvarmıştım. Fakat gelmemişti. Evin bahçesine çıkıp ağlamaya başlamıştım. Tam o sırada Anıl tellerin öbür tarafından bana "Neden alıyorsun? Sende mi topunu kaybettin? demişti. Ağlamam hıçkırıklara dönünce " Babam beni parka götürmüyor. " Demiştim. Ve daha çok ağlamaya başlamıştım. Ağlamam onu da üzmüş olacak ki " Ağlama güzel kız bende toplumu kaybettim bulamıyorum. Benimle gelsen olur mu? Söz ben seni korurum. " Demişti.  Annem bana hep yardımsever olmamaı söylemişti. Bu da yardımdı. Gitmeme bir şey demezlerdi. Hem çok iyi birisine de benziyordu. Bunları düşünerek kabul etmiştim. O gün birlikte topunu aramıştık. Topu bulamamıştık belki fakat ikimizde iyi bir dost edinmiştik. Ben parkta salıncak da sallanmak istemiştim. Ayağım yere değmiyor diye en az kendisi kadar büyük olan salıncağı sallamıştı. Sonra onun anne ve babası gelmişti ve beni eve bırakmışlardı. Beni üç saat boyunca aramışlardı. Küçük bir uyarı almıştım. O andan sonra neredeyse her gün birlikteydik.
Günümüz...
Beni en iyi anlayan Anıl'dı. O gün top için ne kadar üzülmüştü. O yüzden ne hissettiğimi en iyi o biliyordu. Mektubun kayıp olduğunu öğrendikten sonra evden çıkmıştı. Almanya'ya geleli daha bir kaç saat olmuştu. Almanca'sı iyiydi ama bilmediği bir şehirde ne yapabilirdi ki. Hem hava da karanlıktı. Telefonu da evdeydi. Bu kadar önemli ne olabilirdi ki? Beklemekten başka çarem yoktu.
Anıl'ın Anlatımıyla...
Aylin'i üzgün görmeye dayanamıyordum. Aylin gülünce daha güzeldi dünya . O hep gülsün. Onun gülüşüne kimse olamayacaktı. Aklım almıyordu. Kim niye başkasının mektubunu alırdı ki? Bugünün sabahında Aylinler'in evinin önünde gördüğüm adamlar, aniden taşınmaları ,mektup... Her ne ise kokusu çıktı çıkacaktı. Hava soğmaya başlamıştı. Bense üstümde ince bir kısa kollu ile dışarı çıkmıştım. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Ne yapacağımı da bilmiyordum.
                             #####
Kapıyı çaldım. Büyük ihtimalle Aylin daha uyumamıştı. 1-2 dakika sonra kapı yavaşça açıldı. Aylin kafasını kenardan uzattı ve beni görünce tam bir şekilde açtı. Üzerinde pijaması vardı. Evdeki herkes de uyumuş gibiydi. Merdivenlere doğru ilerlediğimde Aylin hâlâ arkada duruyordu. Derin bir nefes alıp arkama döndüm.
-Efendim Aylin.
-Sen ne sorcağımı iyi biliyorsun.
Derin bir nefes aldım ve;
-Sadece biraz dışarda yürüdüm.
Bir kaç adım attı ve önümde durdu. Aradaki boy farkından dolayı yukarı doğru bakıyordu.  Toprak rengi gözlerinden yorgun olduğu belli oluyordu;
-Kafamı dağıtmam lazımdı Aylin ve şimdi çok yorgunum nolur uyuyayım artık. Hem o kadar yoldan geldim, dedim,
Derin bir nefes alıp verdi ve kafasıyla onayladı. Kendi odasının karşısında ki odayı bana vermişlerdi. Birbirimize iyi geceler dileyip odama geçtim. Yatağa hızlı bir şekilde atladım ve pantolonumun cebindeki bir şey beni rahatsız etti. Elimi cebime attığımda bir A4 kağıdı çıktı ve bu kesinlikle benim cebimde yoktu.
                   ✈✈✈✈✈✈✈
Uzun zamandır bölüm atamadım. Okuyan herkesi merakta bıraktığım için özür dilerim. Bu bölümü özür bölüm maiyetinde atıyorum. Takipte kalınnnnn.

Kayboluşun EşiğindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin