Anıl'ın Anlatımıyla
Derme çatma evlerin arasıda sessizce duruyordum. Etraf çok tenhaydı. Arada sırada gelen sesler duyulmadan buranın terk edilmiş bir harabe olduğu düşünülebilirdi. Fakat benim beynimdeki sesler buranın sessizliği ile ilgilenmiyor gibiydi. Beynimde ki her ses bir noktada toplanıyordu. Aylin'de...
Luis denen o aşağılık ile Aylin'in yan yana olduğı görüntüler daha çok sinirlenmeme neden oluyordu. Aylin ile tanıştığımızdan onu hep korumuştum. Kendisinin farkına dahi varmadığı bir çok olaydan. Uçurumun kenarından döndüğünde bile ne olduğunu anlamamıştı. Fakat bu sefer uçuruma kendi isteğiyle koşuyordu. Farkında değildi ya da daha öğrenmedi belki ama o Luis adlı çocuk okulda çok pis işlerle adı çıkmış biriydi. Lakin suç bendeydi. Ona duygularımdan bahsetmem gerekti. Ondan hoşlanıyordum. Onunla geçirdiğimiz zamanı kiminle geçirsem onun ile geçirdiğim zamanla asla eşdeğer olamazdı. Kabullenmek istemesem de o benden hoşlanmıyordu. Beni bir abi ya da kardeş gibi görüyordu. Bir bilse onun için içimde kopan fırtınaları. Beni yinede abi ya da kardeş gibi sevebilir miydi?
Telefonuma baktım. Hala bir arama ya da mesaj yoktu. İşte bu içimde susmayan en büyük sesti. Aylin benim ailemdi. Fakat onu kaybediyordum. Elimden usulca kayıp gidiyordu. Aylin ile tartışmamızdan sonra okuldan kaçmıştım. Gözüme çarpan sokaklara girip buraya varmıştım. Neredeyse 3 saat oluyordu ama ne Aylin'den ne de başka birisinden bir atama vardı. Zaten beni Aylin'den başka arıyan çok nadir insanlar vardı. Önceden annem ve Aylin sık sık ararlardı fakat şimdi sadece Aylin. Annemi geçen senenin başında kaybetmiştik. Babam bu olaydan sonra eve nadiren gelmeye başlamıştı. Büyük bir zamanını iş yerinde geçiriyordu. Ne durumda nasıl olduğunu oradaki tanıdılardan öğreniyordum. Ancak seninin sonlarına doğru iş yerinde ölü bulunmuştu. Annem gibi beni bu dünyada yapayanlız bırakıp gitmişti. Tek sığınacak dalım Aylin'di. O da artık beni bırakıyordu.
Almanya'ya gideceğini öğrendiğim zamanki kadar boş hissediyordum şuanda. Karanlık bir kuyuda düşüyormuş gibi. Ama artık çakılmama az kalmıştı değil mi?
Sendeleyerek oturduğum yerden kalktım. Hava kararıyordu ve burası pek tekin bir yere benzemiyordu. Geldiğim yöne doğru gitmeye başladım. Yine hangi yöne saptığımı bilmeden.
****
-iki metre sonra sağ dönün.
Kaybolmuştum. Güneş batmıştı. Aylin'den arama hala yoktu. Eve varmak üzereydim. İstediğim tek şey Aylinler'in evine varıp uyumaktı.
Aylinler'in sokağına girdiğimde evlerinin önünde polis arabaları vardı. Koşmaya başaldım. Aylin'e bir şey olmuş olabilir miydi? Eve yaklaştığımda Aylin'in annesi ağlıyordu. Yanına vardım.
"Gülsüm teyze Aylin nerede? "
Gülsüm teyze bana baktı. Umut ile bekleyen gözleri soldu.
"Oğlum neredesin sen? Aylin nerede oğlum? Sen nerdeydin? "
Gülsüm teyzenin yüzüne bakamadım başım eğik ve cılız bir sesle "Bilmiyorum." Diyebildim.
Gülsüm teyzenin ve kalabalığın yanından uzaklaştım. Gökyüzüne baktım.
Aylin ne olur beni yanlız bırakma. Sen benim son sığınağımsın.
**********
Yeni bölüm geldi. Herkesten tekrardan özür dilerim. Asla programıma uyamıyorum. O yüzden yeni bölüm en kısa zamanda. Ayrıca final yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayboluşun Eşiğinde
Mystery / ThrillerAilemizde ölümler artıyor... Kimin ne zaman öleceği belli değil. Kendini koruman lazım. Kimseye güvenme! Güvenebileceğin tek kişi kendin. Fakat yardım almaktan da çekinme. Ben Aylin ve bu benim hikayem... Hazırsan başlayalım!