Bana hayat vereceğini söyleyen adamın elleri yüzümde geziyordu, aslında kendime sorduğum soru şuydu böylesine bir adam bana tekrardan nasıl hayat verebilir?
"Bundan emin değilim" dedim Andaç bana hayat vereceğini söylerken, verdiğim cevap onu tatmin etmemişti.
"Buna inanmıyorsun değil mi ?"
"İnanmak istemiyorum"
Bu laftan sonra elini suratımdan çekti.
"Bu acımasız cevapların anlamı ne?"
Diye sordu niye laflarımın altında birşey arıyordu ki? o bana nasıl davranıyorsa bende ona öyle davranacaktım bundan sonra.
"Eski Garez oldum diyelim"
" Bileğin incilmişken çamurları silen Garez değilsin"
İlk tanıştığımız zamandan bahsediyordu benimle ilk uğraşmaya başladığı gece, hafızamı şöyle bir yokladım ve o gece nasıl biri olduğumu düşündüm.
"Sende bileği incilmiş bir kıza çamurları sildiren Andaç değilsin"
Kızmıştı bu lafa, Andaç'ın lafının üzerine laf söylenemezdi , çünkü herzaman en mükemmel oydu, gerçekten de öyleydi.
"Yat" sertçe
"Yatağımdan gidersen yatıcam"
Hiç birşey söylemeden gecenin karanlığında koltuğuna geri döndü. Böylesi daha iyidi onun sorularını sürekli cevaplamaktan ve benim sorularımı ise yanıtsız bırakmasından sıkıldım.
Sabah olduğunda anlımdaki pansumanı çıkartmak için erken uyanmıştım dün gece annem sabah konuşmamız gerektiğini söylemişti, annem odaya girip Andaç'ı görmeden ben aşağı inip erkenden şu işi halletmeliydim, Yatağımdan Andaça baktım göz ucuyla, uyuyordu üzerini açmıştı yavaşça yaklaştım ve üzerini örttüm onu hiç bu kadar huzurlu görmemiştim sıcak bir yuvada olması onu rahatlatmışa benziyordu.
Odamın kapısını açıp çıktım aşağı indim.
"Günaydın anne"
"Günaydın, Garez önemli birşey konuşmamız lazim"
Tamam anlamında kafamı salladım.
"Bak tatlım okulunda ne kadar fazla devamsızlık yaptığını öğrendim"
" ne?, nasıl?"
"Bir şekilde öğrendim işte"
"Anne cidden bak....."
Lafımı kesmişti annem
"Babanın yanına gitmeni istiyorum bir kaç hafta belkide ay yada temelli orda kalmanı..."
Bu seferde ben annemin sözünü kesmiştim
"Hayır anne o adamın yanına falan gitmeyeceğim."
"Böyle söyleme hem seni özlemiş"
"Umrumda değil, umrumda bile değil ben seninle kalıcam."
Ağlayarak bunları söyleyip odama çıkmıştım, içeri girdiğimde Andaç yoktu gerçekten şuan ona ihtiyacım vardı, nereye gitmişti ki bu şimdi yere oturmuş kafamı iki bacağımın arasına sokmuş ağlıyordum hüngür hüngür hemde, hıçkırıklarıma kulak tıkamış düşünüyordum Andaç'ın banyodan çıktığını gördüm
Yaşlı gözlerle
"Sen ordamıydın?"
"Ne oldu kim ağlattı kızım seni?"