"Ki sen bu isen, özür dilerim.
Bilmeden sevdim..."~Franz Kafka
🍀🍃
5.BÖLÜM
KANAYAN YARA BANDI
Bölüm şarkısı;Berk Baysal-Yaralarını ben sarayım
Cihan Mürtezaoğlu- Bir Beyaz Orkide...
Küçük adımları ile yetimhanenin mahzeninde dört dönen Selim'in canı fazlası ile sıkılmıştı. Bu yetimhanede kendi yatağından çok bu mahzende kalıyordu. Zira Selim, Esila gittiğinden beri daha çok huyzuzlaşmış ve her an daha çok sorun çıkartır olmuştu. Çünkü ikizinin bir daha gelmeyeceğini inatla kabullenmeyen Selim tüm yetimhanenin alay konusu ve hedefi haline gelmişti.
Açıkçası çok da umurunda değildi.
Esila buradayken de buradaki kimseyle anlaşamıyordu zaten. Birine sinir olduğu zaman Esila'yı ona musallat eder ve birkaç saatte olsa rahat kitap okumanın tadını çıkarırdı. Koyu gri ve eskimiş duvarların üzerindeki kağıt uçak resimlerine bakarken göz devirmeme isteğine hakim oldu.
Bunları çizeni anlamak zor değildi. Çünkü Selim kadar mahzen cezası alan biri daha varsa o da Helin Urya idi.
"Harbi kafayı bozmuş uçakla manyak." diye söylendi içinden. Halbuki onun çizdiği kağıt uçakların üzerine kendiside normal uçak çizmeye çalışmış ama Helin'in çizdiği resmi bile mahvetmişti. Ve Helin Urya bunu gördüğünde kesinlikle yine bağırarak ağlamaya başlayacaktı.
Tam iki yıldır yani Esila gittiğinden beri başından eksik olmayan bir belaydı o kız. Esila bile bu kadar yapışmamıştı Selim'e. Yalan yoktu. Onun yanında canı sıkılmıyordu. Ama yeterdi artık. Büyüyorlardı ve o kız artık kendine farklı arkadaşlar bulabilecek kadar olgunlaşmıştı. İki yıl önce onun yüzünden ceza aldığından dolayı Selim'in vicdanı sızlamış ve ondan özür dilemişti.
Zaten ne olduysa ondan sonra olmuştu...
Helin Urya Selim'in yanından bir an bile ayrılmamıştı.
Mahzen kapısının kilidinden sesler gelince cezasının bittiğini anlamıştı. Ama nasıl olurdu? Cezanın akşam bitmesi gerekiyordu. Kilit açılmış kapı ise inatla açılmıyordu. Dışarıdan mırıltıya benzer sesler geliyor, kapı zorlanıyor ama inatla açılmıyordu.
"Aaa yardım etsene bee?" diyen cazgır sesi duyduğunda gelenin kim olduğunu anladı. Peki bu manyak anahtarı nasıl almıştı?
Selim fazla bekletmeden ceza odasının kapısını açınca kapının önünde elinde fındık parçacıklı kurabiye tabağı ile gülen gözlerle kendisine bakan Helin Urya'yı beklemiyordu.
Daha doğrusu elindekileri beklemiyordu.
Hem niye mutluydu ki bu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAKİ YEŞİL
Aktuelle Literatur"Beni olduğum gibi kabul eden tek yer, bana renkleri sevdiren tek yer kalbin sevgilim. Mislina... Kalbin evim."