Bölüm 3 : Belki
*Belki de sizin yanlış gördüğünüz şeyler benim doğrularımdı*
°°°
"Belki de insan her şeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla..."
Stefan Zweig...
•••(Yazarın Anlatımıyla)
Leyla ceketini çıkardı çantasını koydu bir köşeye. Sedyede yatan genç kıza yaklaştı elinde küçük feneri kızın açık gözlerine tuttu kızın yüzüne biraz daha yaklaştı "Nazlı beni duyuyor musun?" diye sordu ama nazlı sadece gözlerini kırpıştırıyordu.
Leyla, nazlının eline baktı sedyenin üstünde damla damla kan akıyordu genç kızın avcunda sıkı sıkı tutuğu bir cam vardı ve açmaya hiç niyeti yoktu. Leylanın midesi bulanmıştı akan kana bakarak kan tutardı çünkü onu nadiren ve şuan o nadir anlardan biriydi mantıklı düşünemiyordu, düşünemedikçe sinir oluyordu kendine kızıyordu. Bağırarak "Toprak hoca nerede" dedi diğerleri leyla'nın bu öfkesine şaşırsa da kapıda ki Toprak Ataoğlu şaşırmıyordu çünkü öfkesinin kendine olduğunu anlamıştı, beş dakikadan beri leylayı izliyordu kapıdan ama şimdi müdahale etme zamanı gelmişti duruşunu dikleştirdi kendini topladı otoriter bir sesle "Buradayım leyla...Bağırma ve durumunu anlat" leyla bir anlık şok olmuştu ama hemen anlatmaya başladı bildiklerini.
"18 yaşında, ailesi ile tartışıyor odasında ki aynayı kırıp krize giriyor yani annesinin açıklaması bu, a-aa-avcunun içinde cam parçası var ama açmıyor elini, bilinci açık-"
"Çık dışarı leyla" dedi toprak hoca leyla bir anlık afalladı ciddi mi der gibi karşısında ki adama baktı.
"Hocam neden beni" genç kadın daha cümlesini tamamlamadan karşısında ki adam bağırarak "ÇIK DIŞARI" diye tekrar etti cümlesini. Hiç bir şey demeden dolmuş gözlerle dışarı çıktı leyla toprak arkasından baktı ve fısıltılı bir sesle "İyiliğin için aptal" dedi
Toprak sedyede yatan genç kıza sakinleştirici vurdu kızın gözleri yavaş yavaş kapandı tüm vücudu hissizleşmişti, elini açtı avcunun içinde ki cam parçası yere düşüp ortadan ikiye kırıldı. Toprak eldivenlerini giydi kızın eline pansuman yaptı... on beş dakikada tüm müdahaleyi yaptı eldivenlerini çıkardı çöpe attı "Normal odaya alın, on dakikada bir kontrol edin uyanınca bana haberin verin" dedi diğerlerinin cevap vermesine izin vermeden çıktı odadan.
Kapıda leylayı görmeyi beklemiyordu, kızarmış gözlerine baktı genç kadının toprak, onun ilk gördüğü çaresiz haline benziyor diye düşündü genç adam
"Hocam beni neden dışarı attınız?" dedi kırılgan bir sesle, toprak umursamadan "Atmadım çıkmanı söyledim" dedi ve asansörlerin olduğu yere yürümeye başladı leylada peşinden gitti
"İkisi de aynı kapıya çıkıyor ama"
"Hayır" dedi toprak itiraz eder gibi
"Her ne şeyse hocam, neden yaptınız bunu?" Leyla merak ediyordu kapının önünde toprağı beklemişti çünkü ilk defa görevi başında başka bir hoca tarafından dışarıya atılmıştı
"Gerçekten merak ediyor musun?" dedi toprak asansörün tuşuna bastı kapı açıldı içeriye girdi leylada hemen peşinden girmişti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES
Teen FictionRuh ve Zihin Bu iki kelime hayattaki en zor oyundur, bu oyunu kurallarına göre oynamak çok daha zordur... Hayatım boyunca bu dört duvar evim olmuştu, bir yalan uğruna hemde...