4. Bölüm: "Seçemediğin Tek Bir Şey Var."

1K 146 65
                                    


⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚

Jisung, Felix'in odasına gider gitmez yatağa uzandı. Işığı açmamış, kendilerini karanlığa mahkum etmişlerdi.

Felix üstünü değiştirmek için sabah boş olup şimdi dolan dolabına yöneldi. Jisung her şeyi hszırlamıştı; Felix'in dolabı rengarenkti.

Ama Felix, bulduğu en düz şeyleri alıp giyindi. Jisung'un yanına gitti, elini omzuna koydu.

Uyuduğu sandığı Jisung'un aslında içli içli ağladığını o an anlamıştı. Sesi çıkmıyor, kılı kıpırdamıyordu ama burnunu sarıldığı battaniyeye gömerek ağlıyordu.

"Hyung..." Dedi Felix sesi titreyerek. "İyi misin?"

Jisung cevap vermedi, yalandan başını aşağı yukarı salladı. Ama Felix bunun yalan olduğunu biliyordu. Bu durumda, iyi olmasının hiç oluru yoktu.

Üzerine eğildi, titreyerek ağlayan hyunguna sarıldı. "İyi olacaksın hyung..." Diyebildi, onun psikolojisinden bile anlamasa da.

"Olmayacağım." Dedi Jisung. Sesi zor duyuluyordu, ama Felix çoktan ona sarıldığından anlayabiliyordu. "Kıyafetlerimi çöpe atacağım. Bedenimi yüzlerce kez yıkayacağım..." Ağlaması şiddetlenmiş, sesi iyice hıçkırıklara boğulmuştu; yine de devam etti. "...ama hep kirli hissedeceğim Felix... Kirli..."

"Hayır hyung..." Jisung'un saçlarını okşadı. Onun içinde olduğu durumdan Felix de etkilenmiş, şimdi onun gibi titriyor ama soğukkanlılığını korumaya devam ediyordu. "Buradan bir çıkış bulacağım."

"Beni çıkaramazsın... Çok geç..." Hala battaniyeyi burnuna bastırırken, bir yandan da yumruklarıyla sıkmaya başladı. "Sen git Felix... Seni kurtaralım buradan..."

"Deneyeceğim..." Dedi Felix. İyice Jisung'a sarılmış, onun acılarını dindirmeye çalışırcasına sarmalamaya çalışıyordu.

Ve ne kadar zor olsa da, Jisung o gece ölmedi. Bu yüzden, hayat devam ediyordu.

Sabaha iki omeganın bedenleri yan yana gözlerini açtı. Saatin kaç olduğunu bilmiyorlardı, ama çalan kapıları uyandırmıştı onları.

Felix korkarak kapıyı açtığında, daha önce hiç görmediği bir yüz karşısında duruyordu. Felix'den epey büyüktü, belki de Jisung'laydı.

"Buyurun?" Dedi Felix, gece ağlamaktan şişmiş ve altları morarmış gözlerini saklamaya çalışarak.

Karşısındaki çocuk, önce bir Felix'i süzdü. Rastgele giydiği basit bir şort ve tişört vardı üstünde. Sarı saçı dağılmıştı. Mavi gözleri dalgın bir şekilde küçülmüş, yine de parlıyordu.

Çocuk da kahverengi saçlı, aslında Jisung'a benzeyen bir çocuktu. Ama yüzü daha kemikli, boyu daha uzundu. Yine de zayıf vücuduyla sevimli dememek zordu.

Sonunda birbirini inceledikleri sessizliği çocuk böldü. "Jisung burada mı?"

Felix korkak bakışlarla arkasına, Jisung'a baktı. Onu bir yabancıya vermek istemiyordu, saklamak istiyordu. Ama Jisung başını salladığında, geri çocuğa döndü. "Burada."

Çocuk başıyla onaylayarak içeri girdi. Jisung'un yanına kadar gitti, arkasını Jisung'un başucundaki kahve masasına dayayarak elini uzattı. Jisung'un saçlarını okşadı. "Hyunjin mi geldi?"

Jisung cevap vermedi, başını aşağı yukarı salladı.

Çocuk devam etti. "Çok canını yaktı mı?"

Améwula | Hyunlix [Omegaverse] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin