⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚
Chan güzelce temizlendi. Üstünü değiştirdi, kanı silip yüzündeki yaraları kapattı.
Hyunjin, herkesin tahmin ettiğinden çok da zeki bir adamdı. İşini şansa bırakmaz, her zaman her ihtimali düşünürdü. Ama kaçırdığı birkaç nokta vardı.
Birincisi, Felix'in bir abisinin olduğundan, bu abinin de baskın bir alfa olduğundan haberi yoktu. İkincisiyse, Chan'ın ve Jisung'un ona ihanet edeceğini asla düşünmemişti.
Akşam olduğunda, binada bir toplantı yapılıp iş konuşulacaktı. Toplantıdan sonraysa, Hyunjin mutlaka Felix'i sakladığı ine dönecekti.
Plan, işlemek zorundaydı. Yoksa işler raydan çıkacaktı.
✧
Hyunjin eve geri döndüğünde, elinde bir poşet vardı. Felix hala onun bıraktığı gibi koltukta oturuyor, çıplak bedenini Hyunjin'in omuzlarına örttüğü paltoya sarılarak ısıtmaya çalışıyordu.
Evet, Hyunjin yanına gelirken leş gibi sigara kokuyordu. Ama bir şey daha vardı. Elindeki poşetten, lezzetli kokular geliyordu. Bir süredir yemek yememenin verdiği açlıkla, Hyunjin'in yüzüne bile bakmadan elindeki poşete odaklandı.
Hyunjin'in dikkatinden kaçmamıştı bu. Ama Felix'in yanına değil, önüne, yere oturdu. Az önce ayaklarını sararkenki gibi, dizleri üzerindeydi.
Elindeki poşeti açtı, Felix'in çok sevdiği pirinç keklerini ve hamur kızartmasını çıkarttı. Çubuklarla pirinç kekini sıktırdıktan sonra, diğer elini altına siper ederek keki kaldırdı, Felix'in ağzına götürdü.
Felix, gururluydu. Hyunjin'e karşı asla yumuşak bir ifade göstermek, acizliğini belli etmek istemiyordu. Ama burnunun ucunda duran keke şaşı bir şekilde bakarken, burnuna kokusunun da çalınmasıyla başka bir şey düşünemez olmuştu.
Yavaşça dudaklarını araladı, Hyunjin'in keki içeri göndermesine izin verdi.
Yanaklarını şişirip gevşeterek keki çiğnerken, yarım yamalak da olsa Hyunjin'in yüzüne baktı.
Ne düşünüyordu acaba...
Hyunjin
Felix'i düşünüyordu. Aslında onu mutlu edebileceğini, sahibi değil de... Başka bir şey olabileceğini düşünüyordu. Çünkü bedeni de, yüzü de o kadar masum ve kusursuzdu ki, aslında incitmek bile istemiyordu.
Jisung'a olan nefreti yüzünden, ondan intikam almak, acı çektirmek için canını yakmıştı Felix'in. Ve bu aciz bedenin canını yakmak o kadar hoşuna gitmişti ki, hep daha fazlasını istemişti. Gözlerinin doluşunu görmek, yapma diye yalvarmasını duymak istiyordu.
Vücuduna çizikler açıp kanını emmek istiyordu. Bundan zevk alacak onlarca kişiyi tanıyordu. Emmekten ve emilmekten...
Ama Felix öyle değildi. Felix masumdu. Ve Hyunjin kabullenmek istemese de, Felix'in içindeki masumluğun katiliydi.
Akşam bir toplantı için binaya dönmesi gerekiyordu. Ama Felix'in az önce yaptığı şeyi düşünerek... Nasıl bırakıp gidebilirdi ki?
Hyunjin
Toplantıya gitmemek için uyduracağı bahaneyi düşündü. Çünkü gitmeyecekti. Felix'in yanında kalacaktı. Felix'in ne istediği umrunda değildi.
Felix'i kaybetme korkusuyla yanıp tutuşuyordu şimdi. Felix'e bir şey olma düşüncesi, neden onu böylesine korkutuyordu ki?
Felix başka bir şeydi. Hayır, tanıştığı kimse gibi değildi. Onu ayartmak, altına yatmak için hileler yapan diğer orospular gibi değildi. Felix, bir orospu bile değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Améwula | Hyunlix [Omegaverse] ✓
Fanfic"Katille vedalaşmak" "Annem elime bir resim tutuşturdu. 11 yaşında, son kez gerçekten güldüğüm resimdi bu. Ama şimdi ne 11 yaşındaydım, ne de gerçekten gülebiliyordum. Ben, öz babam tarafından bir katile satılmıştım..." [ANGST] #Hyunlix 1. 🥇 31.03...