8. Bölüm: "Felix... Nerede?"

959 134 167
                                    


⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚

Felix, önceden kaldığı binaya gelmedi o gece. Tek katlı, şehirden uzak bir orman evine götürdü Hyunjin onu. Yine kucağında yatağa götürdü, yatağın üzerine yatırdı.

Ardından hiçbir şey söylemeden evden ayrıldı. Felix biliyordu, söylemesine de gerek yoktu.

Buradan kaçarsa, kurda kuşa yem olacaktı. Uçsuz bucaksız bir ormanın içindelerdi çünkü.

Eğer bir şekilde kurtulursa da, bu sefer ölümü Hyunjin'in elinden olurdu.

Fiziksel acıyı bile umursamadı. Ruhunun acısından, ağlayarak uykuya daldı.

Jisung, gece ne olup bittiğini hatırlamıyordu. En son eve geldiklerini, Felix'i odaya bırakıp Chan'ın yatak odasına girdiğini ve onun uzattığı bir kadeh alkolü içtiğini hatırlıyordu.

Vücudunun gevşemesini arzulayarak içtiği alkolün içindeki ilaçtan bi'haberdi.

İlacın yavaş yavaş tüm bedenini uyuşturduğunu, sonunda da yorgun düşen bedeninin derin bir uykuya daldığını bilmiyordu.

Sabah gözlerini dehşetle açtı. Önce sağa sola bakındı, ama hiç tanıdık bir yerde değildi.

Hayır, burası Chan'ın odası değildi. Bir anda yataktan fırlamaya, kendini kurtarmaya çalıştı ama bileğini kesen bir şey onu durdurdu.

Ellerinden ve ayaklarından çarmıha gerilmiş gibi yatağın dört köşesine zincirlenmişti.

Tanıdık hiçbir şey yoktu etrafta. Normal bir yatak odasındaydı aslında, ama hangi cehennemdeydi...

Bileğindeki zincirleri çekiştire çekiştire çığlık attı. "Kimse yok mu? Chan Hyung! Birisi beni çıkartsın!"

Birkaç dakika sürdü Jisung'un çırpınışları. Sonunda kapı açıldı, Jisung'un tanımadığı bir yüz içeri girdi.

Jisung koskudan kaskatı kesilmişti. Çünkü tanımadığı adamların yatağında defalarca kez uyanmıştı; ama hiçbiri onu kaçırmamıştı.

"Neredeyim ben!? Kimsiniz?!" Diye bağırdı.

Çocuk ayaklarını sürüyerek içeri girdi. Yüzü gözü kan içindeydi, bir kavgadan çıktığı barizdi. Bu görüntü Jisung'un daha da korkmasına sebep oluyordu.

Adam üstüne çıkıp boğazını sıkarken, tamamen kanı çekilmişti. Sonunda adamın sesini duydu.

"Kardeşim nerede?"

Jisung duraksadı. Adamın hırıltıyla çıkan iğrenç sesi, hiç duymayı beklemediği bir şeyi söylüyordu şimdi.

Jisung korkudan donmuş bir şekilde sessiz kalınca, adam tekrardan, daha yüksek bir sesle sordu. "Kardeşim nerede?!"

"Ka-kardeş..." Jisung, boğazına yapışmış eller yüzünden zor nefes alıyor, konuşmakta bile zorlanıyordu.

"Felix... Nerede?"

Jisung'un gözlerinden damlalar akmaya başladı. "Bi-bilmiyorum..." Başını sağa sola çevirdikçe boğazını sıkan eller biraz olsun gevşedi.

"Felix'in nerede olduğunu bilmiyor musun?" Diye sordu, yine aynı şiddetli sesle.

"Yemin ederim bilmiyorum..."

"Dün gece berabermişsiniz."

"Evet... Ama dün gece... Hiçbir şey hatırlamı-mı-mı..."

Améwula | Hyunlix [Omegaverse] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin