⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚
Chan, olaydan birkaç saat sonra soğuk bir hastane odasında gözlerini açtı. Tüm vücudu sızlıyordu, başı kazan gibiydi. Vücudundaki sargılardan, kırık kemikleri olduğunu hissediyordu.
Sıcağı sıcağına anlamamıştı, ama Hyunjin'in hayvani gücünün o da farkındaydı.
Kıpırdandığında, camlı odanın öbür tarafındaki bir hemşire fark etti onu. Önce hızla uzaklaştı, birilerine haber verip odaya döndü.
"İyi misiniz efendim?" Diye sordu.
"İyiyim."
Hemşire Chan'ın tansiyonunu kontrol ederken, odaya iki tane polis memuru girdi. Demek hemşire onlara haber vermişti.
"Darp edilmişe benziyorsunuz." Dedi polislerden birisi.
"Kardeş kavgası." Dedi Chan hafifçe doğrulurken. "Önemli bir şey değil."
"Şikayetçi değil misiniz?"
"Hayır."
Alfalara, hele baskın alfalara bulaşılmaması gerektiğini iki polis memuru da çok iyi biliyordu.
"Pekala öyleyse." Dedi. Kilitli şeffaf poşete konulmuş telefonu ve Chan'ın elinden çıkarılan bıçağı uzattı.
Chan bıçağı umursamazken, telefonunu eline aldı. Poşetten çıkarıp açtı. Hiçbir bildirim yoktu.
Ama Minho'nun gönderdiği, görüldü olmuş mesaja takıldı gözü.
O mesajı görmediğine emindi.
Mesaj... Birkaç saat önce... Hyunjin'le beraberken gelmişti.
Siktir... Elleri titreyerek yukarıya çıktı. Adreslerin durduğunu fark ettiğinde, hızla canını yakarak da olsa doğruldu, oturdu. Kolundaki serumu tutacağı sırada hemşire durdurdu onu.
"Efendim, sakin olun lütfen. Vücudunuz çok hasar almış."
"Gitmem lazım." Dedi Chan. Umursamadan kolundaki serumu çıkarttı ama bu sefer polis memurları kesti önünü.
"Eğer bir problem varsa, biz yardımcı olalım." Dedi bir tanesi.
"Hayır. Gitmem lazım." Chan, kırık kemikleriyle de olsa hızla odadan çıktı. Sağ eli komple sargıdayken, sol eliyle telefonunu eline aldı, numarayı tuşlayıp kulağına koydu.
Bir yandan da topallayarak hastaneden ayrılmaya çalışıyordu.
"Efendim." Dedi Minho, Chan'ın aramasını yanıtladığında.
"Minho, evde misin?"
"Evdeyim. Burada gece yarısı. Ne oldu?"
"Hyunjin yerinizi öğrendi."
"Yerimizi mi öğrendi? Nasıl?"
"Benim... Sorma, öğrendi işte bir şekilde."
"Sen mi söyledin?"
"Hayır amına koyayım. Bırak şimdi nasıl öğrendiğini. Çocukları oradan çıkartman lazım."
"Ne kadar vaktimiz var?"
"Bilmiyorum. Öğreneli birkaç saat oluyor. Öğrenir öğrenmez uçağa bindiğini varsayarsak, çok az."
"Jisung bizimle değil. Felix'i alıp çıkıyorum."
"Jisung... Sizinle değil mi? Nerede?"
"Sorma, gitti işte bir şekilde."
"Peki tamam. Sen Felix'i güvenli bir yere götür. Ben de Hyunjin'e yetişmeye çalışacağım. Haberleşiriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Améwula | Hyunlix [Omegaverse] ✓
Hayran Kurgu"Katille vedalaşmak" "Annem elime bir resim tutuşturdu. 11 yaşında, son kez gerçekten güldüğüm resimdi bu. Ama şimdi ne 11 yaşındaydım, ne de gerçekten gülebiliyordum. Ben, öz babam tarafından bir katile satılmıştım..." [ANGST] #Hyunlix 1. 🥇 31.03...