Bölüm 2 . Geçmeyen boşluk.

32 16 75
                                    

.

.

Müthiş huzur dolu uykudaydım, sanki.
Ölümün yakın olduğunu biliyordum. Büyü gücüyle bazı kişilerin acılarını ala bilirdik, ama bu bizim kaderimizi etkiler ruh ışığımızı sömürürdü. Hayattan hiçbir beklentim olmadığı için benden yardım isteyen herkesin acısını aldım. Bu dokuz yılda o kadar fazla yaptımki bunu , artık vücudum bu güce dayanamıyordu.

Yani bilerek genç yaşda ölmeyi kabul ettim. Kaybedecek hiç bir şeyim yada ölümüme üzülecek ailem yokdu.

Drew bile sahiplendiği o yetim kızın acılarını görmüş , aynı kaderleri paylaşdıkları için ona sahiplenme duygusuyla kalbini açmışdı. Saf sevgiydi ,ama aşk değildi.

Ben aşkı tarif bile edemesemde O bunu kendini büyüye adamadan önce öğrenmişdi.

Kızı öldürmüşlerdi. Kaderleri sonsuza dek ayrılmışdı. Zaten büyü işine başlayan herkesin büyük travmaları vardır, ölümü göze alacak kadar.

Onca yıl sonra bana gönlünü açmışken ,benide kaybetmek onu üzecekdir. Ama kendi mutsuzluğumla ve amaçsız yaşama şeklimle onun hayatına anlam katamazdım.

Şafağın ilk ışıkları yüzüme değdiğinde elimle kapatmak isdedim.  Tüm vücudum ,ruhum acıyordu sanki. Ne oldu bana böyle anlamadım.

Gözlerimi zorlada olsa açdığımda Drewin yatağında onunla birlikde uyanmayı beklerken , ormanda bir ağacın altında buldum kendimi.

Bir an rüyada olduğumu sandım.  Ama bu vücudumun acısı gerçekdi, rüya olamazdı.

Ne olduda burda uyandım anlamadım.

Bitkin haldeydim . Başımın ağrısını önemsemeden ayağa kalkdım. Elimle kafamı tutarak yürümeye başladım. Bu ormanı çok iyi bilirim.

Nasıl olduda Drewin evinden bu kadar uzakda uyandım anlamadım, birde  başka elbiseyle.

Bir anda acı farkındalık geldi. Bu başka elbise değildi. Bu başka vücuttu.

Bir anlık düşünceyle gözlerim görüşünü kaybetti sanki . Görüyor ama algılamıyordum. Herşey büyüyüp küçülüyor gözümde .

Nasıl olur ? Benden izinsiz bunu yapmış olamaz . Bu ona ölüm getirir.

Elimle ağaça tutunarak aşağı kaydım. Dizlerimi kendime keçib  kafamı dizime koydum.

-" Hayır ,hayır hayır . Nedenn ?"

Sessizce iç çekerek ağlamaya başladım. Neden ben bu hayattan ayrılamadım. Benim hayatım kendi hayatını feda edeceği kadar değerlimiydi ki?

Beş dakika

On dakika

Yarım saat

Göz yaşlarım durmak bilmeden ağladım. Hem ruhumun , hemde kendi ruhunu kaybetmiş bu vücut için.

Kendi düşüncelerime o kadar kapılmışdımki zaman kavramını kaybetmiş etrafdaki her ses somutlaşmışdı.

Uzakdan at sesleri gelmeye başladı . Umursamadım . Eskiden olsa koruyuculardır deyip saklanırdım. Siyahlar içinde ormanda dolaşan kizla ,köylü kıza aynı davranmazlardı herhalde.

At sesleri kesildi ve bir sürü insanın yaklaşan adım sesleri geldi . Bir şey arıyorlardı . Başımı kaldırıp dikkatimi onlara verdim . Bir ismi sesleniyorlar.

-" Perla!"

Öyle boşlukdayımki , sanki onlar beni görmeyeceklermiş gibi başımı geriye dizlerime koydum. Neden olmayan huzurumuda bozuyorlar!

Kefaret. AME.1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin