İyi okumalar.
Oylamayı unutmayın!
"Seni hayallerine ulaştıracak en önemli
şey, cesaretindir."♪
O evde yaşarken her adımımdan çekinir korkardım, cesaretsiz bir çocuktan farkım olmazdı. En basitinden örnek vereceğim, ne erken oturabilirdin o sofraya ne de bir saniye geç. Evin içinde duyduğum hakaret ve şiddet, beni özgüvensiz, korkak ve içine kapanık birisine döndürmüştü. Her derse katılan bir kız çocuğuyken, okuldan alınacaksın baskısı yüzünden parmak kaldırmak yerine sessizce sorularımı çözer, hoca kontrol edeceği zaman artı alır olmuştum.
Bu çekiniklik yetimhaneye gidince değişmeye başladı, artık görmediğim o yüzler bana cesaret vermişti. Yavaş yavaş kendime gelip cesaretimi toplamıştım, artık kimse önümde duramıyordu.
Şuan masam da oturmuş, eski günlüğümün sayfalarını okuyordum. Günlük tutma alışkanlığı küçüklükten kalmaydı, çok arkadaşım olmadığı için doğal olarak konuşacak birisi de olmuyordu ve ben bu durumda yazılara sığınmıştım.
Günlüğün diğer sayfasına geçince hafifçe gülümsemiştim.
"Merhaba güzel günlüğüm, ne oldu biliyor musun! Öğretmenimiz büyüyünce olmamızı istediğimizi sordu, bende 'Asker olacağım!' dedim bağırarak. Sınıftaki herkes gülmüştü ama babam gibi değildi. Öğretmenimiz de bana gülümseyip 'Umarım olursun küçük asker.' dedi. Eve gelince annemlere anlatmak için salona gittim..."
Gerisini okumayıp defteri kapattım, saat 05:12 olmuştu. Diğerleri de birazdan uyanacağı için kalkıp üzerimdeki dünden kalma kıyafetleri çıkarttım, arabada uyuyakalınca daha da kaldırmamışlar. Üstümü değiştirdikten sonra odadan çıkıp tuvalete girip elimi, yüzümü ve dişlerimi fırçaladıktan sonra çıktım. Mutfağa geçince Ulaş'ı gördüm, yanına gidip "Günaydın." dedim.
Uykulu sesiyle "Günaydın." deyip yanağımdan makas aldı, bu hareketine gülmeden edemedim.
"Enerjik gibisin." dedim alayla.
"Tabi canım, ne demezsin." deyip sandalye çekip oturdu, bende karşısına oturup "Git elini yüzünü yıka, ayılırsın." dedim. Bir şey demeden kalktı, saçımı karıştırınca "Ulaş!" diye bağırdım ama o sadece gülüp gitti. Seviyordum onu.
Ben mutfakta oturmaya devam ederken yavaş yavaş odaların kapıları açılıp kapanıyor ve her uyanan mutfağa geliyordu, kadro tamamen mutfaktaydı.
Gökhan gözlerini ovuşturup "Karargahta atıştırırız bir şeyler, çok halsizim şuan. Hiç kahvaltı hazırlayamam." dedi, bizde aynı durumda olduğumuz için itiraz etmedik, daha fazla oyalanmadan tekrar odalara dağıldık. Ben hazır olduğum için sadece silahımı, montumu ve cüzdanımı yanıma alıp salona geçtim. Diğerleri de hazırlanıp içeriye gelince evden çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDIMDAKİ GERÇEKLER
Sci-fiAylar önce "Geç kaldınız!" diyerek ağlıyordu kız , yere çökmüş başı eğik bir şekilde. Şimdi ise oğlan aynı şekilde yere çökmüştü, başı utançtan yere eğikti "Daha fazla geç kalmak istemiyorum..." diyordu. Yıllar önce yapılan bir hata, kızın geçmişini...