Kafamı ağır ağır salladım."Önce-"
Asker adamın sözü telefonunun çalmasıyla yarıda kesildi. Hemen elini pantolonun cebine atıp telefona bakıp kendi kendine mırıldandı.
"Milletvekili ne alaka şu an ya?"
Bana kaçamak bir bakış atıp çağrıyı yanıtladı.
"Alo? Buyrun?"
Bir süre konuştuktan sonra kapatıp beni narince tutup önden ilerleyerek otelden çıkarttı.
"Vaktimiz yok evinizi tarif edin adamlarım sizi bırakacak."
Kafamı onaylarcasına sallayıp arabaya binmeden önce son kez asker adama baktım... Ne kadar da heybetliydi.
"B-ben teşekkür etmek istiyorum, gerçekten beni kurtardınız..."
"Görevimiz." Dedi ve tam arkasını dönecekti ki kolundan tuttum onu.
Bana kaşlarını tehditkar bir biçimde kaldırarak baktı.
"Adınızı öğrenebi-" Lafımı kesti.
"Mehmet ÖZTÜRK." Yakışıklı ve karizmatik sesi utanmama sebep olmuştu.
Yutkunup kafamı salladım. Arabaya binince askerler beni eve bıraktı. Sinan neredeydi, ne halt ediyordu bilmiyordum.
Bıkkınca oflayıp avludan içeriye geçtim. Topuklu ayakkabılarımın sesleri yankılanırken kürküme iyice sarıldım hava çok soğuktu.
"Üşüyeceğini bile bile neden böyle açık giyiniyorsun ki?"
Ve o ses.
Kalbimin hızlanmasından nefret ettiren o ses.
"Sana ne Emrah?"
Onu tersleyip yürümeye devam edecektim ki beni kolumdan yakalayıp çevirdi. Etrafa göz attım, kimse gözükmüyordu. Sevilmediğim bir yerde yanlış anlaşılmam çok kolay olurdu.
"Mehmet seninle ilgilendi değil mi?" Kaşlarım havalandı, askerleri o mu yollamıştı?
"E-evette... Sen nereden biliyorsun bunu?"
Gözlerini kaçırdı. "Emrah." Uyarıcı sesimle tekrar gözlerime kilitlendi. Gözleri dudağıma kaydığında ayaklarımdan bir sıcaklık yükseldi boynuma doğru.
"Sinan piçi- Sinan'a güvenemedim. O yüzden peşinize adam taktım."
Kolumu kendime çekip onun tutuşundan kurtuldum. Bana bu evde sahip çıkan biri vardı, seven, değer veren biri. Kollarımı göğsümde kavuşturunca ceketini çıkarıp omzuma bıraktı.
"Hadi odana git, dinlen biraz."
"İyi geceler." Dememle o da kafasını salladı. "İyi geceler Meral..."
Yavaş adımlarla odama çıktım, Sinan yatakta yatıyordu. Sinirden gözlerim doldu. Beni resmen kumar masasında satmıştı! Sinirle omzumdaki ceketi yere fırlatıp duşa girdim. Sıcak su ile kendime gelmiştim. Göz yaşlarım yanaklarımdan aşağıya aktı, annemleri özlemiştim. Ani bir kararla banyodan çıkıp hızla koltuğa yatağımı serdim.
Ne kadar erken uyursam o kadar erken sabah olurdu ve annemlere gidebilirdim.
**
"Sinan! Gideceğim diyorsam gideceğim!"
Sinan ilgilenmiyordu hala. Odanın kapısı çat diye açılınca ikimizde kapıya döndük.
"Yeni gelin, yeni gelin! Ayağını denk al oğluma bağırmayasın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel; ŞAHMERAN
General Fictionİstenmeyen bir berdel ve düşman çiftler... Tozlu çarşaflara sarılmış sırlarla dolu onca hayatı berdel ile kurtarabileceğini bilseydi Meral, o gün yine öyle davranır mıydı? - Gözlerime baktı. Kahveleri gözlerimle buluştu. "Artık o tozlu çarşafı kaldı...