28.Bölüm

5.3K 418 29
                                    

Yorum ve yıldız atmayı unutmayın lütfen.

Güzel okumalar.

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Son kez aynanın karşısında üzerime giydiğim tuluma baktım.

Eksik bir şey görmeyince önceden hazırladığım kızımı beşiğinden aldım.

"Gezmeye gidelim bakalım"

Bahar ağzındaki emziğiyle oynayıp duruyordu. Bir süre kızımı seyredip kapının zilinin çalmasıyla odamdan çantamı alıp çıktım.

Kapıya ulaştığımda beklemeden açtım hemen.

"Hello benim aşklarım"

Coşkuyla bizi selamlayan Leyla ile Bahar gülerek ellerini çırptı.

"Oy teyzesinin canına bak ya bir de bana eşlik ediyor"

Leyla aşka gelip Baharın iki yanağını şapur şupur öptü.
Tabiki bahar hemen kaşlarını çattı.

"Hadi gidelim"

Beni onaylayıp önden merdivenlerden sekerek inmeye başladı.

"Zıplayarak inme Leyla düşeceksin"

Diyemeden ayağı kayıp düştüğünde gözlerimi sıkıca kapattım.

"Ehe bir şey olmadı ki"

Ayağa kalıp arkasını çırptı.
Sanki az önce düşen o değil gibi aynı şekilde inmeye devam etti.

Binadan çıktık, dün bizimkilerle konuşmuştum saatlerce.
Bayadır konuşamıyorduk, her şeyden haberleri vardı benim adıma mutlulardı ama onların da hayatında doğru gitmeyen şeyler vardı.

Ece babasıyla kavga etmişti ve dışarı çıkma yasağıyla hep evdeydi. Efe de onu yalnız bırakmamak için yanından ayrılmıyordu.

Güney ise, onda işler baya karışıktı. Biz acımızı kalbimize gömmeyi başarabilmiştik ama güney hala yapamamıştı.

Bir psikoloğa gittiğini öğrenmiştim. Toparlanmak istiyordu ki haklıydı.

Eşlem gideli 4 ay olmuştu, sanki Eşlem'le birlikte o da ölmüş gibiydi.

Ama hepimizin hesaba katmadığı bir şey vardı. Zaman çok hızlı ilerliyordu.
O olayın üstünden tam 1 yıl geçmişti.

Oysa acı hala kalbimizde tazeydi. Daha dün gibi kanatıp duruyordu yaralarımızı.

Ben yıklamazdım, emanetim için dayanmak yaşamak zorundaydım.
O günlerde beni ayakta tutan da bu olmadı mı zaten.

Bahar benim nefes alma sebebimdi. Bana benzeyen bu küçük melek benim her şeyimdi.
Canı yandığında kalbime korlar düşüren yegâne kişiydi.

Bacağı çatlamıştı, ömrümden ömür götürmüştü onun her ağlaması.
Ama düzelmişti, alçıyı çoktan çıkarmışlardı.

Yarın ise nikâhım vardı, evleniyorduk Timur'la.
Mahallede sürekli dedikodu kazanı kaynıyordu. Sürekli ithamlara ve kötü bakışlara mağdur kalıyordum.

Ama artık umursamıyordum, ben onları susturmaya ne kadar çalışırsam çalışayım onlar aynı şekilde devam edeceklerdi.

O yüzden kızıma ve müstakbel kocama odaklanmayı tercih ediyordum.

Aile arasında ne kadar düğün istemediğim için kaos ortamı oluşsa da ben kardeşimi 4 ay önce kaybetmiştim.

Sanki hiç bir şey olmamış gibi düğün yapamamzdım. Vicdanım el vermezdi ki, mezarından bile bi haber olduğum arkadaşım bu dünyadan göçüp gitmişken bana yakışmazdı.

MASUM HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin