5.Bölüm

4 2 0
                                    

🍂

Keskin Cengaver'in Anlatımı

Hiç evde durmak istemiyordum. Nedeni ise ailemin baskısı. Sürekli okuma, şirketin başına geç, villalarda yaşarsın, böyle hayatı elinin tersiyle itme, bir düşün diyordu babam. Annem ise bak baban bize ne kadar güzel bir hayat sunuyor, teklifini geri çevirme gibi sözler söyleyerek son üç hafta içerisinde sürekli bunları söyleyerek beni sık boğaz etmişlerdi.

Derin bir nefes verirken ailemi aklımdan dışarı savuşturdum, zaten daha fazla düşünmemek ve onları dinlememek için Karan'ın evine gidiyordum. Ara sıra onun evinde kaldığım için beni yadırgayacağını düşünmüyordum. Biraz yürüdükten sonra aşinası olduğum bir bedenle karşılaştım. Uzun at kuyruğu yaptığı turuncu saçları,kalın pembe dudakları ve aşırı tatlı olan kedi burnuyla tam karşımdaydı Nisa. Üzerinde ona çok yakışan eşofman takımıyla ayrı güzel gözüküyordu.

O da beni yeni fark etmiş olmalı ki hızlıca üzerimde dolaştırdı gözlerini, sonra hızlı adımlarıyla bana doğru gelmeye başladı. Kısa bir bekleyişin ardından yanıma gelen Nisa at kuyruğu yaptığı saçlarından fırlayan küçük saçlarını eliyle geriye doğru itelerken bakışlarım bir ok misali eline saplanmıştı. Nasıl bu kadar ince ve beyaz olabilirdi?

Konuşmadan önce dudaklarını ıslattı ve aramızda ki mesafeyi bir adım kalacak kadar bana yaklaştı. "Merhaba, ne yapıyorsun burada?" Dedi. Ona doğruyu mu söylemeliydim? Yoksa yalan mı? Eğer doğruyu söylersem merak edeceğini bildiğimden yalan söylemeyi seçtim.

"Merhaba, evim iki sokak ileride de biraz dolaşmaya çıkmıştım. Sen ne yapıyorsun burada?" Derken elimle saçlarımı düzelttim. "Bende markete çıkmıştım"

"Benim de işim yok zaten, eğer izin verirsen sana eşlik etmek isterim"

Nisa yüzünde oluşan güzel gülümsemeyle beni onayladı. Yan yana biraz ileride ki markete doğru ilerlemeye başladık. Yürürken onun sağ eliyle benim sol elim birbirine değiyordu ve bu durum içimde bir kıpırtı oluşturuyordu. Nisa'ya baktığımda onun hiç fark etmeden öylece yürüdüğünü gördüm, bu kıpırtıyı kesmese de içimde bir şeylerin düştüğünü hissettim. Saçma ama can yakıcı bir hissdi.

Kısa bir süre sonra marketten içeri girdiğimizde Nisa'dan önce davranarak sepeti elime aldım ve Nisa'nın önüme geçmesini bekledim. Nisa önüme geçer geçmez reyonlarda gördüğü şeyleri almaya başladı bende elimde ki sepeti ona uzatarak aldığı şeyleri koymasında yardımcı oldum. O bir şeyler aldı sessizlikle, bende aynı sessizlikle onu izleyip ara ara sepeti uzattım.

Kasiyere aldıklarımızın parasını ödedikten sonra poşeti alarak marketten çıktık. Nisa ne kadar ısrar etse de ona vermedim.

Yol boyunca ara ara sohbet ederek yürürken elimde ki poşetin canımı yakmaya başladığını fark ettim. Hızlıca yere koymaya çalışırken içinde ki birkaç malzeme yere düştü. Nisa hızla eğilip dağılanları toplarken elim ne kadar acısa da ona yardım ettim.

Ayağa kalktığımızda mahçup bir sesle "Özür dilerim, poşet bir anda elimi acıtınca yere bırakmaya çalıştım ama birkaçı düştü" dediğimde önce elinde ki poşete sonra elime baktı. "Önemli değil, elin acıdı mı?" Diye sorduğunda tebessüm ederek başımı hayır anlamında salladım. Birbirimize birkaç saniye öylece bakarken at kuyruğu yaptığı saçından fırlayan birkaç küçük tutamı parmaklarımla incitmemek için narince tutarak kulağının arkasını götürdüm. Fark etmeden ona yaklaştığımı yüzüme vuran ılık nefesiyle anlarken az önceki o hissi tekrar vücudumda hissederken hızlıca uzaklaştım ondan.

🍂

Kardelen Özay'ın Anlatımı

Aile önemli bir kavramdı. Anne ve baba olmak ise kutsal bir merciydi. Benim ailem ise aile demeye bin şahit, anne ve baba olmayı asla hak etmeyen bireylerden birileriydi.

PERDENİN ARKASINDA KALANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin