Umuda doğru bir adım

Bir hatırlama yolculuğu

Aysel, Zahraa'nın odasına geldiğinde bu kadar koruma ve güvenliğin varlığı karşısında şok oldu, bir şey olduğunu ya da Zahraa'nın benden şikayetçi olduğunu düşündü ve bu düşünceden sonra düşünmesini durdurdum ve şöyle dedim: " Korkma, onlar Zehraa'nın babasının muhafızları." Bana dedi ki, "Babasını gördün mü, görünüşü nasıldı, yabancı mıydı? Cevap ver." Ben de "Tamam tamam" dedim.  ben başladım dedim ki, uzun boyluydu, saçları sarıydı, düzgün ve şık kıyafetler giyiyordu, çok önemli birine benziyordu ama türkçesi pek iyi değildi, yani  eğer İngilizcem akıcı olmasaydı bana ne dediğini anlamazdım..Ben de ona Zahraa'nın İngilizceyi bu yüzden akıcı bir şekilde konuşabildiğini, çünkü babasının yabancı olduğunu ve neden ve nasıl bu konuda ustalaştığımı merak ettiğimi söyledim. , ama biliyorsun ki çok korkuyorum. Zahraa'nın beni şikayet etmesinden korkuyorum ama dürüst olmak gerekirse onun şikayet etme hakkı var. Ona yaptığım şey unutulmaz ve çok zor ve kesinlikle hafızalara kazınacak. kalbini kırmasını ve bana bakış açısını değiştirmesinden korkuyorum.Doğru sana ne dediğini söylemedim.Babası bana çok dokunaklı bir şey söyledi.Bu beni etkiledi ve ona söylediğim her şeye pişman olmamı sağladı. Keşke cam parçaları ayağıma girseydi ve okula gelmeseydim da ona söylediklerimi söylemeseydim, daha iyi olurdu değil mi? Sonra Aysel'e baktım ve onu bana bakarken buldum. Arkama baktığımda Zahraa'nın babasını ayakta ve benim dokunaklı konuşmamı bitirmemi beklerken buldum, daha doğrusu bunun dokunaklı olduğunu hisseden tek kişi bendim. Sonra gülümsedim ve dedim ki: , "Ahh, özür dilerim. Varlığınızı fark etmedim. Konuşmanın içinde boğuluyordum. Tabii bunu ona İngilizce söyledim. İngilizcem kötü değildi ama mükemmel de değildi." Sonra gülümsedi ve şöyle dedi: , "Hayır sorun yok, sözünü kesmek istemedim."  "Sana bir konuda yardım edebilir miyim?" diye sordum, yoksa kızına yaptıklarımdan dolayı beni azarlamaya mı geldiniz? sana olayı anlattı mı? Bana şaşkınlıkla baktı ve "Ne demek istediğini anlamıyorum" dedi. Tam tersi. Zahraa seni sürekli övdü ve bana onu kurtaranın sen olduğunu söyledi.  Onun yüzünden fizik sınavına girmedini  soyledi, ben de sana teşekkür etmeye geldim. Bunu duyduğumda şok oldum ve farkında olmadan gözlerim dolmaya başladı. Gözyaşlarımı silmeye çalıştım. "Hayır, bu kızın ahlakından dolayı sana teşekkür etmesi gereken kişi benim." dedim. Gülümsedi ve şöyle dedi: "Ağlama. Sen de benim kızım gibi oldun. Kızım artık yanımdaydı, çok teşekkür ederim kızım. O sırada Akan hoca dönmüştü. O sırada Zahraa'nın babasını görünce şok oldu ve "Hoş geldin" dedi. İngilizcesi akıcı olmadığı için tercüman olarak çalıştım. Sonra eve dönme zamanım geldi. Akan hoca'dan beni bırakmasını istedim, o da kabul etti. Aysel de bizimle gitti.. Akşam saat sekiz oldu.Sonra Akan hoca bana baktı ve "Evettt  şimdi nasılsın?" dedi. çok iyi olduğumu cevap verdim ama annemin beni cezalandırmasından korkuyordum.  "Sınava daha sonra girebileceğime emin misininiz?" diye sordum. "Evet okul müdürüyle yakınım, Sanırım isteğimi reddetmeyecek" dedi. Ben de şaşırdım ve "Ahhh, bu yüzden sizi bir arada çok görüyorum" dedim. "Evet, o dedi. Babamın eski bir arkadaşıdır." Bu okulda çalışmaya başlamadan önce onunla tanışmıştım. Ben başka okuldaydım, onu gördüğümde beni sizin okulunuzda işe aldı ve bu en güzel teklifti.  çünkü bu okula gelmeseydim sizi ve sizin gibi bir öğrenciyi tanımazdım. eski okulda sizin gibi aktif öğrencilerimiz yoktu. bana kaba davrandılar ve öğrencilere sürekli zorbalık yaptılar. .Kabaydılar.Dürüst olmak gerekirse her zaman kabaydılar.Elbette seçkin öğrenciler vardı ama her zaman okula gelmeyorlardı çünkü geldiklerinde onlara zorbalık yapıyorlardı, yani orası en kötü okullardan biriydi Onlara yardımcı olmak, doğruyu yanlıştan ayırmaları için çok uğraştım ama sonuç yok, hatırlamak bile istemedim, bu okulda hangi yılda çalıştığını, hangi şüpelere aldığını söyledim. o da bana Al-Fayhaa Özel Okulu'nun dördüncü sınıfın B şüpesinde  cevap verdi. "Bu sınıfta zorbalığa uğrayıp ona Leyla ve Kurt diyen bir kız var mıydı?"