♧Geçmiş♧

219 6 21
                                    

Yıllar sonra, karşımda, hala yaşıyor. Hemde ben öldü sanırken. Sonunda konuşa bilmiştim.

"Babaanne..."

Şu anda karşımda canlı canlı duruyordu. Ama ölmüştü? Oda sonunda ağzını açıp konuştu.
"Torunum? Nasılsın yavrum, özledinmi-" bana sarılmak için hamle yapacaktı ki, geri çekildim.
Yere bakarak, "gidermisiniz?" dedim. "Yapma torunum, izin ver sana her şeyi açıklayayım."
"Ben sizden hiç bir şey duymak ve ya konuşmak istemiyorum."
"Jessica yapma, kızım. Geçmişte yapyığım bir hata yüzünden benden ölene kadar nefret edemezsin!"

Ağlamaya başlamıştım. "Yaa siz hepiniz benimle düşman olmaya yeminmi ettiniz! İlk abim, sonra siz! Yeter bıktım ama ya! Bende insanım insan!" Bu söylediklerim beni yeniden geçmişe götürdü....

16 yıl önce: Amerika-
Biz evde annemle otururken, kapı şiddetli bir şekilde çalmaya başladı. Annem o zaman Lili'ye hamileydi. Annem, "noluyor Tövbe yarabbim! Sen koru" Annem kalkıp kapıyı açmaya gitti. Bir az zaman sonra bağırışmalar duydum. Küçüktüm, daha 2 yaşındaydım. Fakat her şeyi hatırlıyordum.

Kapıya gitdiğimde babaanemin geıdiğini gördüm. Beni hiç sevmezdi. Erkek çocuk sevgisi onun gözünü kör etmişti. "Bana bak Lara! Bir tane kız çocuğu yetmedimide, 2. kez kız çocuğun oluyor!"

"Bayan Teresa, çocuğun cinsiyetini ben seçmiyorum anladınızmı!?"
"Sen benimle ne biçim konuşuyon hadsiz! Bana bak! Eğer ki, o çocuk doğarsa, Jessicanı-"
"Hayır! Kızıma hiç bir şey yapamazsınız! Duydunuzmu!? Bunun için ilk önce benim, daha sonrada kocamın cesedini çiğnemeniz lazım!"
"O kızı ya öldürüceğim, ya da evlatlık vereceksin Lara!"
"Hiç birini kabul etmiyorum bayan Teresa! O fikirleri unutun! Aksi takdirde oğlunuzla aranızın kötü olmasını ve ya bozulmasını istemezsiniz!"
"Sen beni tehdit mi ediyorsun!?"
"Tehdit değil, küçük bir uyarı!"

Bundan sonra babaannem biraz düşünmüştü. "O çocuğu senin elinden, senin ruhunun haberi bile olmadan alacağım. Bunu unutma!"
Diyerek kapıyı çarparak çıkmıştı.
Beni öldürmek istiyordu. Bu nasıl bir insandı.

Daha sonra annem derin bir nefes alarak arkasına döndü. Kapının orda beni görünce şaşırdı. "Kızım, annecim, senin orda ne işin var?"
Gözlerimin dolu olduğunu görünce her şeyi duyduğumu anlamıştı.

Yanıma gelerek diz çöktü. "Korkma bir tanem, seni benden kimse alıp o kadına veremez! İzin vermem yavrum." Daha sonra bana sarılmıştı.

O olaydan 1 kaç ay sonra ise o korkunç kadın, annemi bayıltarak beni kaçırmıştı. Beni götürdükleri yer çok korkunçtu. Ağlamaktan harap olmuştum.

Beni götürdükleri yer neresiydi bilmiyorum ama beni karanlık bir odaya koymuşlardı. Bir süre sonra kapı açıldı ve içeri korkunç kadın geldi. Onu ne zaman bizim evde ne zaman görsem korkunç kadın diye sesleniyordum.

Benim korktuğumu görünce güldü
"Merhaba torunum, nasılsıl? İyi olmağın benim için çok önemli çünki." Ben onun sorusuna cevap vermemiştim. "Ne yaptın anneme!"
"Ne yapacağım ben senin anana! Bana kalsa öldürürdüm ama, dua etsinki oğlum ve John var. Oğlum malasef ona sırılsıklam aşık! John da annesiz kalmak istemez diye sadece uyuttum küçük velet. Neyse sana bu kadar açıklama yeter. Sen daha küçüksün, anlamazsın. Şimdi gelelim sanaa! Ne yapalım sana? Öldürelimmi?"

Gözlerim korkuyla açıldı ve daha çok ağlamaya başladım. Korkunç kadının yanındaki adam ise, "efendim, sizin işinize karışmak gibi olmasın ama, bence daha çok küçük, hem de korkuyor. Evlatlık verelim. Belki gelecekte sizin adını zı gururlandırır?"

Korkunç kadın bana bakarak düşündü. "Galiba haklısın Max. Evlatlık verelim. Hem oğlumda üzülmez, işime gelir." Sözünü bitirdikten sonra, "buna uygun bir aile bulun. Ailenin kötü alışkanlığı olmasın Max, ona göre!" Mqx denen adam "peki efendim" dedi ve odadan çıktı. Korkunç kadında bana son kez baktı ve oda çıktı.

Bende yatağa uzanarak ağlamaya devam ettim...

Neyseki sabah gözlerimi annemin kucağında açmıştım. Babam beni kurtarmıştı. Hemen ağlayarak anneme sarıldım. Oda bana karşılık verdi. "Merak etme kızım, kurtuldun o şeytandan! Artık bizi rahatsız edemiyecek!" diyerek beni uyutmuştu. O günden sonra korkunç kadından nefret etmiştim.

Şimdiki zaman:
Ben hala şok içinde babaanneme bakarken bir anda kapıyı suratına kapattım. Allah Allah, ne yapim? Beni öldürmek isteyen bir kadını evemi alayım? Hiç kimse kusura bakmasın! O kadın benim için ölü
Canlı değil. Bize 3 yıl önce ölüm haberi gelmişti. Mrs.Teresa Lewis
Amerikanın en korkulan isimleri arasındaydı o zamanlar.

Kapını kapattıktan sonra salona döndüm. Kaan bir ayağını koltuk tan sarkıtmış sallayarak tavana bakıyordu. Beni görünce "kızım sen sağırmısın? 40 saattir seni ça- Noldu sana?" Yüzümü gördüğü an sordu. "Hiç bir şey olmadı-"
"Kimdi gelen?"
Cevap vermedim. Ayağa kalkarak "dur bakalım, öğreniriz" diyerek kapıya gitti. Kapını açtığında...

Bölümün kısa olduğu için çok özür dilerim. Okuldan yazıyom bölümü. İnternetimizde problem olduğu için yazamadım

ASİ BERDELİMWhere stories live. Discover now