.9.ürperti

241 19 23
                                    

sabah yine telefon sesiyle uyanmıştım ve yine arayan russelldı. uzun süre konuştuk ve sonra asıl arama sebebini söyledi.normalde yanıma haftaya gelicekti ama bazı sebeplerden erkenden gelmesi gerekmişti.

benim vize işlerine koşuşturduğum süreçte evime gelip Maxie ve Spotla ilgilenmişti. ben ispanyaya gittikten bir hafta sonra o da gelicekti ve o bir haftada köpeklere bakması için benim evimde kalmasını istemiştim. kabul etmişti ve bir hafta sonra köpekleri de kendisiyle birlikte getiricekti. onları şimdiden çok özlemiştim ve yarın göreceğim için çok mutluydum.

evet George yarın geliyordu. Maxie ve spotla beraber. George bunu söylediği an çığlık attığım için odamın kapısı çalındığında  Russell'a vedalaşıp telefonu kapattım.

"gir." içeri uykulu gözlerle beyza girdi. üzerinde mavi, puantiyeli bir pijama takımı vardı.

"sen mi çığlık attın?"

"evet. Russell yarın ispanya ya geliyormuş." beyzanın yüzünde anlamdıramadığım bir ifade oluştu.

"sen ciddi misin? of, başlıyoruz yine. Russellı buraya davet et yarın. "

"beyza bi sorun mu var? kalıcak yeri var buraya gelmesine gerek yok. zaten iki köpekle gelicek burda size sorun çıkarabilir. "

"sorun olmaz, sen çağır yine de. kahvaltıya inmeyi unutma." cevabımı beklemeden kapıyı kapatıp çıkmıştı.

"tamam." dedim sessizce.

yarın göndermeyi unuturum diye georgea evin konumunu gönderdim. anında cevap yazdı.

"irem senin sainzler dediğin carlos olan sainzler değildi dimi." neler oluyodu şuan?

"valla onlarmış bende geldiğimde öğrendim. yarın geldiğinde buraya gelmeni istediler. yani beyza istedi. neden böyle tepki veriyorsunuz? biri de bir şey söylemiyor.

"uzun hikaye. telefonda anlatılmaz. beyzanın anlatması daha doğru olur. "

"peki madem öyle olsun. yarın görüşürüz."

"görüşürüz." banyoya gidip işlerimi hallettikten sonra altıma siyah bol eşofman üstüme de siyah, sırt dekolteli kare yaka tshirt giydikten sonra kahvaltıya inmek için odamdan çıktım.

beyza ve char masada yan yana oturmuşlardı. Carlos yoktu.

"Carlos işe erken gider." beyza benim masaya baktığımı görünce açıklamak istemişti.

"ay yok ben ona bakmadım zaten umrumda değil yani umrumda da şuan onun için bakmadım zaten normalde de onun için bakmıyorum aslında hiç bakm-"

beyza ben konuşmaya yani saçmalamaya devam ederken böldü ve charlesa döndü.

"char biliyor musun George yarın buraya geliyormuş. irem söyledi." char bunu duyunca bana döndü

"sen Russell'a tanışıyor musun?" inanamayarak sordu.

"evet? en yakın arkadaşım da noldu neden bu kadar şaşırıyorsunuz ki?" cevap olarak yüzüme mal gibi bakan iki surat kalmıştı.

"neyse irem sonra konuşuruz. char bırakır işe seni." dedi ve tabağındakiler daha bitmemişken masadan kalktı.

yemek boyunca hiçbir şey konuşmadık. odama çıkıp hazırlandıktan sonra charla işe gitmek için çıkışta buluştuk.

Yolda farklı konulardan konuşmuştuk ve ben çok eğlenmiştim.
"Char komiksin kızz. Yolun bitmesini hiç istemedim ya."

"Biliyorum genelde öyle derler." dedi olmayan saçlarını savurarak.

Bi kahkaha daha attığımda char arabayı park ediyordu. Arabadan indik ve ilk olarak yakın olan ferrari ofisine gittik.

Char kapıdan girdikten sonra arkasından ben girdim. Char içeri girer girmez selam verdi ve bütün gözler bize döndü. İnsanların bakışları ben ve Charles arasında dolaşıyordu. Charles hemen yanına gelen minyon ve büyük ihtimalle asistanı olan kadınla konuşmaya başlayınca beni unuttu ve etrafa boş boş bakıp gülücükler saçmak dışında bir şey yapamadım. Etrafıma bakıp arkamı döneceğim sırada sırtımda bi ürperti hissettim. Soğuk bir dokunuş. Kıllı bir el. Yine başlıyoruz.

"Önüne bakmalısın küçük. Yoksa bir dahakine çarpmakla kalmaz." Göz kırptı ve beni orda bırakıp hızla uzaklaştı. Üstümün sırtı açık olduğu için soğuk ellerinin dokunuşu içimi ürpertmişti.

🌶️🌶️🌶️🌶️🌶️🌶️🌶️🌶️🌶️

Uzun bölümler mi kısa bölümler mi okumak istersiniz ona göre yaziyimmm

Yorum ve vote unutmayınnn😽😽

Düşman takımlar...🌶🌶smooth operator/carlos sainzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin