Ben yazı yazmayı unutmusum...
Hiçbir zaman kendinden emin birisi olamamıştım. Etrafımdaki insanlar benim hep ne kadar istikrarlı olduğumu ve sözümden dönmediğimi, kararlarından vazgeçmeyen bir tip olduğumu bana yıllarca söylemişlerdi ama gerçeği bilmiyorlardı asla. İçimde kendimi yiyip bitiriyordum çoğu zaman. Sürekli vazgeçmenin eşiğinden dönüyor, sonrasında ise hareketlerimin ve vereceğim kararların sonuçlarını ödeyecek tek kişi ben olmadığım için sonuna kadar gidiyordum aldığım seçimlerin. Kendinden emin bir karakterim yoktu, hiçbir zaman olmamıştı. Bunu bu şekilde insanlara yansıtmamayı tercih etmiştim sadece. O an bunu daha sert hissediyordum ama, yaşadığım karmaşanın her bir kan hücremde gezindiğini biliyor ve bu histen zerre hoşlanmıyordum. Jaehyun gelip omzuma dokunup iyi misin diye üçüncü kez sorsa gerçekten kendimi tutamayıp yere yığılıp ağlayacak kadar kaybolmuş ve güçsüz hissediyordum.
Tabiki de bunların hiçbirini dışarıya yansıtmadım. Taehyung'u güç bela Jaehyunların evine kadar getirip yatağa yatırmıştık ve Taehyung her ne kadar dirense de dayanamayıp sızmıştı oracıkta. Şimdiye gelecek olursak, Jaehyun'un balkonundaydım. Çatıda yanımıza aldığımız biralardan biri elimdeydi, öylece balkonun fayanslarını izliyordum. Karar verme yetim elimden alınmıştı adeta. Bomboştum. Taehyung'u görünce her şey altüst olacak diyordum ama onu ilk gördüğüm ana göre çok daha rahattım. Belki uyuyor ve bilinci kapalı diye böyle sakindim ama bir şeylere alıştığım kesindi. Yine de bu hiçbir şeyi açıklığa kavuşturmamıştı.
Jaehyun Taehyung'un üstüne battaniye aramak için gittikten dakikalar sonra geldi yanıma. Kafasıyla içeriyi işaret etti. "Çirkin bir battaniye buldum ve üstüne fırlattım. Öyle derin bir uykuda ki şu an onu boğsam çırpınmaz bile bence."
"Dene istersen." Dedim gülerek. Birasından bir yudum alıp başını iki yana salladı. "Ellerimi kirletmeme değecek birisi değil." Ne yapmam gerektiğinden emin değildim, bu yüzden de ne demem gerektiğinden de bihaberdim. Ama Jaehyun da beni konuşmak için zorlamadı ve balkonda birbirimize eşlik ettik öylece.
"Annemleri teyzemlere gönderdim. Şimdi onların çenesini çekemem Taehyung'un kim olduğunu açıklamaya çalışırken."
Jaehyun'un annesi benim ve de Jaehyun'un gay olduğundan haberdardı, bundan çok fazla göz önünde bahsetmezdik çünkü her ne kadar ılımlı ve kabul etmiş olsa da yaşı geçmiş bir kadındı ve bazen söylendiği olurdu. En son Jaehyun'a sinirlendiğinde "madem erkek seviyorsun git bari Jeongguk ile evlen" diye bağırdığını hatırlıyordum, ben de oradaydım. Komik bir andı bizim için. İkimizin de yüzü şok ve iğrenmeyle karışık bir hal almıştı ve Bayan Jung o anki sinirini unutup büyük bir kahkaha patlatmıştı suratımıza. Ama dediğim gibi, çok fazla bahsetmiyorduk bundan.
"Teşekkürler Jae." Dedim.
"Senin için yaptığımı bilmen hoş. Yoksa bu herife çölde denk gelsem bir damla su vermem." Bir şey söylemedim. Hafif bir gülüş çıktı ağzımdan sadece. Jaehyun ise sanki hissetmiş gibi elini omzuma atıp hafifçe sıktı.
"Sorun yok, sabah olmasını bekleyelim. Kafanı çok meşgul etmemeye çalış tamam mı? Bahsi geçen kişi Taehyung sonuçta. Çok da bir şey beklememek gerek bu adamdan."
"Haklısın, teşekkürler yeniden." Başını salladı Jaehyun ve esneyerek birasını içmeye devam etti. Beni rahatlatmak istemesini anlıyordum ama elimde değildi. Sabah olunca hiçbir şey düzelmeyecekti, yapacağı açıklama ne olabilirdi ki? Ne söyleyerek kendini affettirebilirdi? Hiçbir şey. Ne kadar düşünürsem düşüneyim sevgili olmamıza rağmen bana anlatmamasına bir sebep, bahane bulamıyordum. Onu affedebilecekmişim gibi bile gelmiyordu. Sanki özrünü kabul etsem de ömrüm boyunca bunun yarasını taşıyacakmışım gibi hissettiriyordu. Yine de ne söyleyeceğini merak etmeden edemiyordum. Üstelik bir süredir de Hyunwoo'yu meşgul ettiğini öğrenmiştim. Bunun da açıklamasını, olayı detayıyla duymak istiyordum ama Taehyung'un çok konuşacağından şüpheliydim. Taehyung korkaktı, bunu fark etmem çok uzun sürmüştü ama şimdi tamamiyle kavramıştım. Koca bir korkaktı ve belki hiç açıklama bile yapmazdı bana. Her şey ihtimal dahilindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Out of the spotlight || Taekook
FanfictionBay Kim, sizi gerçekten tanıyor muyum? Bu ışıklar yokken bana gelseniz sizi tanıyabilir miyim ki?