9. SINIR

209 136 115
                                    

İnsan doğduğundan beri bir sınırın parçasıdır. Ezelden beridir olan bir kanundur bu. Değişmez, kalıcıdır.

Doğduğumuz sınırlar da bizim kaderimizi belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Çünkü yaşamımızda adımlarımızı ona göre atarız.

İnsan sınırlarından çıkmak ister miydi peki?
Mücadele eder miydi bunun için?

İşin sonunda kendi çıkarları varsa neden olmasın? İnsanoğlu tek bir yere bağlı kalmak istemez. Bu onun tabiatıdır. Hayatta kalmak içinde katil olur.

Fakat bir katil, her zaman katil olmaz. Sever, acır, pişman olur. Bazen hassas bir ruh, tek bir öykü, tek bir kalp olur.

Katil olmakla kendisi arasında kalır. Gün gelir, katil de katil olmanın ötesiyle yüzleşmek zorunda kalır.

Her şey istediği gibi gittiğinde onun için oturup düşünme zamanıdır.

"Doğru şeyleri mi istemişim?" diye.
"Gerçekten istediği bu muydu?"

Katiller, görüş ve hakimiyet alanlarını sonsuz sansa da, kibir herkesin görüşünü bulanıklaştırır.

En "Bana bunu yapmaya cesaret edemez. Benim kadar güçlü ve cesur değil." dediği vurur onu.

Ve hep en beklenmediği anda gelir o darbe.

Sınırda hayat, ne zaman ne olacağını bilmeden devam eder.

Katil, hesapladığı saldırılar kadar hesaplamadıklarına da hazırlıklı olmalıdır.

Bir sonraki anın neler getireceğini kimse bilemez. Sınırı tehlikeli yapan da bu bilinmezliktir işte.

Sınır bir tek somut olarak da kabul edilmez. İnsanın hafızasında, zihninde tanımladığı bir sınır vardır.

Sınır, kırmızı çizgidir bir algıda. Ve algı, gerçektir. İnsanların neye inandığı, aslında ne olduğundan daha gerçektir.

Ve kimsenin gerçek ilan edilmiş şeyi değiştirmeye gücü yetmeyecektir. Bu nokta, kabullenme ve geri çekilme noktasıdır.

Düşmanları, iyinin ve kötünün, doğrunun ve yanlışı birbirinden ayıran çizgidir sınır. Tek bir kural hakimdir, çizgiyi aşmamak ve karşı tarafın hakimiyet alanına girmemek.

Fakat bu kural, o bölgede geçersizdir. Daima ataktadır her iki taraf. Ve beklenmedik bir anda gelir o darbe.

Göz gözü görmez. Kim kimi vuruyor bilinmez. Tek bir şey görülür, oradan kaçış yok.

Yolun sonunda ölüm, kaybediş ve yok oluş olsa dahi çıkamaz kimse. Son orada verilen savaşta belirlenir.

🌘

Saat sabahın sekizi. Güneş yeni doğmuş. Hava yeni aydınlanmış. Yeni bir gün başlamıştı bile.

Saat altıda uyanmış ve uzun zamandır çekmediğim kadar iyi ve normal bir uyku çekmiştim. Son birkaç haftadır, sürekli stresten uyanıyordum uykumdan. En fazla 3-4 saat uyuyabiliyordum.

Çağlar ile konuştuktan sonra eve geldiğim gibi uyuya kalmıştım. Uykum olmamasına rağmen uyumama anlam verememiştim.

Uyanmış, giyinip hazırlanmıştım. Ve şu an kendime kahvaltı için atıştırmalık bir şeyler hazırlıyordum. Arkada müzik çalıyordu.

Duman'dan Haberin Yok Ölüyorum adlı parça.

Sanki birine ithaf edilmiş gibi hissettiriyordu. Ama benim hayatımda. Hiç aşk hayatı olmamış biri olmama rağmen aşıkmış ve aşka olan hasretimi tekrar hisseder gibiydim.

VAVELYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin