Babamın ölümü üzerinden tam 1 ay geçmişti. Min Yoongi yakalanmamak için onun cenazesine gitmemi izin vermedi. Kendimi ruh gibi hissediyorum. Ve artık kabulleniyordum. Ben Min Yoongi ile birlikte babamı öldürdüm.
O günden beri Min Yoongi dışında kimseyle konuşmuyordum. Daha doğrusu konuşmak istemiyordum. Annem,amcam,dayılarım,teyzemlerim ve öz baba olarak kabul ettiğim üvey babam her gün beni merak ediyorlardı. "Neredeyim?" diye. Ama onlarla konuşursam Min Yoongi beni de öldürürdü. Babamın ölümden sonra telefonumu kapattım. Artık kimseden mesaj almak istemiyordum. Onlara olanları anlatmak bile istemiyordum. Artık onun yüzlerine bakamazdım. Yapamam asla. Onların yüzsüz gibi karşısına çıkıp "Ben babamı öldürdüm" demek istemiyordum. Beni öldü diye bilmeleri lazım. Bu onlar için en iyisi olacaktı.
Yatağıma uzandım ve yağan yağmuru izledim. Yağmur çok güzel yağıyordu. Sonra birden ayağa kalktım pencerenin kenarında yağmurun ne kadar hızlı yazdığına baktım. Fazla hızlı ve güzel yağıyordu. Anlık özgüvenle bir kazak ile pantolon giyip dışarıya çıktım. Bahçede yağmurun altında dolaşmaya başladım. Bahçe baya büyüktü. Birden belimde bir el hissettim. Hemen elin geldiği yöne baktığım da Min Yoongi karşımda duruyordu. O benim yüzümü görünce gülümsedi. Ve bana " Neden montunu almadın? Hasta olacaksın" dedi. Ama oysaki o gömleğiyle ve kolsuz siyah ceketiyle çıkmıştı. Ona gülümseyerek "Tek ben montsuz değilim ama" dedim. Kendi üzerini süzdü ve gülümseyerek "Ah haklısın" dedi.
Birlikte dakikalarca bahçede dolaştık ikimiz oldukça ıslanmıştık. Sonra birden durdu. Ona baktım. "Neden durdunuz?" diye sordum. Gülümseyerek bana elini uzattı. Ve bana "Benimle dans eder misin?" diye sordu. Ben de başımı onayladığımı sallayarak gösterdim. Buna sevinmiş olmalı ki yanıma gelip ellerini belime sardı ve dans hareketlerini yapmaya başladı. Beni kendisine çekerek dans ediyorduk. Yüzlerimiz fazlasıyla yakındı.
1 saat boyunca çift olan insanların yaptığı dansını yaptık. Oldukça eğlenmiştik. Onun ve benim yüzüm gülümsüyordu. Ve onunla yağmur altında dans etmem beni oldukça mutlu etmiş ve moral vermişti. Keşke hergün yağmur yağsada bunu yapsak. Sonra durdu. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Onun sıcak nefesini hissedebiliyordum.
Gülümsedi ve bana "Hoseok bu güzel yüzünü gördükçe beni oldukça mutlu ediyor" dedi. Gülümsedim. Sanırım onun yanında mutlu hissediyorum kendimi.Sonra birden dudaklarını dudağımla birleştirdi. Dudaklarınız birbiriyle bağlanırken elini belime sardı. Onun dudaklarını sevmeye başlamıştım. Çok güzel dudakları vardı. Onun dudaklarını bırakmak istemiyorum. Hep böyle kalkmak istiyordum...bir dakika ne diyorum lan ben? Siktir. Dudakları beni büyülüyordu. O büyünün içerisinde giriyordum. Ama sanırım büyünün içine girmek beni mutlu ediyordu. Çok güzel bir büyüdü. O büyünün içerisinden çıkmak istemiyorum.
Yaklaşık yarım saat sonra öpüşmeyi bıraktık. Ona baktığım benim yüzüme hayran gibi izliyordu. O bana hayrandı. Yüzüme hayranlıkla izlemisi midemde kelebeklerin uçmasına sebep oluyordu.
Bence Min Yoongi çok iyi birisiydi ama neden katil olmuştu?...
ALLAHIM SANA ŞÜKÜR TATİL GELDİİ OROSPU ÇOCUĞU OLAN BİYOLOJİCİYİ GÖRMEYECEĞİM AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Katil |°•SOPE•°|-Tamamlandı-
FantasyHoseok sıradan bir gençtir fakat Kore'nin aranan katillerin 1. sırasındaki Min Yoongi'nin takıntısı olduğundan haberi yoktur