8 SENE ÖNCE
Owan buraya taşınalı yaklaşık bir sene olmuştu.Bu kasabada tekrardan gülememiş adeta yaşamayı unutmuştu.Buraya gelmeden önceki hayatında da pek insan içine karışan herkesle iletişim kuran biri değildi zaten.Annesi ve babasından ayrı yaşıyordu.Hiçbir zaman bir aile olamamışlardı zaten.Owan'ın kaybedecek hiçbir şeyi yoktu.Kasabaya taşındığı günden bir kaç ay sonra burada çıkan yangınla iyice sarsılmıştı.Etraftaki her şey yanıp kül olmuştu.Ailesiyle yaşayanlar yakınlarının yanışını izlerken,kaybedecek hiçbir şeyleri olmayanlar(Owan),siyah dumanların gökyüzüne hakim oluşunu izledi.Kasabanın üzerine çöken bu karanlık yıllarca burada hüküm sürdü.
Kazadan sekiz sene öncesinde Owan,henüz evli değildi.Onunla tanışmamıştı bile.
Her zamanki gibi işe gitmek için uyanmıştı.Alarm kurma gereği duymazdı pek.Zaten geceleri uyuyor sayılmazdı.Gördüğü kabuslar ve kasabanın kasvetli havası da buna birazda olsa etkendi.Yatağından kalkıp direk banyoya gidip günlük doğal ihtiyaçlarını karşıladı.Üzerindekileri çıkarıp duşa girdi.Ilık bir duş onu rahatlatan ve kendine getiren en iyi şeydi.Üzerine havluyu geçirdikten sonra buharlaşan aynayı eliyle sildi.Gözlerinde gördüğü şey her zamankinden farksızdı.Bir çok farklı acı ve çaresizliği gözünden okunuyordu.Dolabın içinden kıyafetlerini alıp giyinmeye başladı.İşe giderken her zaman rahat hareket edebilmesi oantolon giyerdi.Owan'ın evinden daha çok vakit geçirdiği yer MERKEZ.
Zaten buraya taşınma sebebide buradaki merkeze atanmış olmasıydı.Merkezin başında Dedektif Hunter vardı.Onun verdiği talimatlara göre kasabada veya kasabaya yakın olan yerlerde işlenen cinayetler,esrarengiz olaylar,kayıplar ve buna benzer çeşitli vakalarla ilgileniyorlardı.Tabi merkezdeki herkes gruplara bölünmüştü.Owan ve Christopher.İkisi genellikle cinayetlerle ilgileniyorlardı.Ama yangından sonra nüfusu zaten az olan kasabanın sayısı iyice azalmıştı.Buda cinayet sayılarını sınırlandırmıştı.Owan,evden çıkmış merkeze doğru ilerliyordu.Merkezin yakınlığından dolayı yürüyerek gitmeyi tercih ederdi.Bu yolun üzerinden bir ev vardı.Owan buradan her geçişinde o eve göz ucuyla da olsa muhakkak bakardı.O yangından sonra hiçbir şekilde hasar görmeyen,bu kasabada sağlam kalan tek evdi.Bahçesi için aynısı söylenemezdi.Hala arta kalan uçuşan küller evin dış cephesine teğet geçiyordu.Owan,düz yolda ilerlerken birden adımları istemsizde sola doğru kayıveriyordu.Ne kadar kontrol etmek istesede ayaklarını sanki bir başkası yönetiyor gibiydi.Ne zaman bu olay başına gelse başını kaldırıp baktığında hep o evin önünden geçiyordu.O evde Owan'ı çeken bir şeyler vardı.Sanki biri onu çağırıyormuş,sanki biri ona sesleniyormuş gibiydi.Evin açık olan penceresine doğru bakarken sanki birisini görmüş gibiydi.Bir kadın.Kadında Owan'a bakıyordu ama hiç görmüş gibi bir tepki vermiyordu.Sanki gözleri açık ama görmüyor gibiydi.Kadının yüzünü net olarak göremiyordu ama beyaz dökülen saçları ve beyaz teninde parlayan simsiyah gözleri farketmemesi mümkün değildi.Eve girmeye cesaret edemezdi ama dakikalarca evin önünde beklemişti.Belkide gördüğünü sanmıştı.Çok fazla uyuyamadığı için böyle düşünüyordu.Owan merkez binasına ulaştıktan sonra sabah kantinden bir şeyler atıştırdı.Merdivenlerden yukarı çıktığından ona merakla bakan Christopher'la göz göze geldi.Owan'ın yanına gelerek''Owan sonunda.Dedektif seni odasina bekliyor.Bahane bulman icin sadece beş saniyen var''diyerek Dedektf'in odasını göz ucuyla gösterdi.
Owan hızlı adımlarla odanın kapısına dogru gitti.Neden olduğunu o da kendisine açıklayamıyordu ama o evle Dedektif'in bir bağlantısı olabileceğini düşünüyordu.O evin önünden geçerken kapıldığı hissi,Dedektfi'in odasında oa bakarkende hissediyordu.Kapıyı yavaşça tıklatıp içeriye girdi.
''Dedektif?''derken Owan'ın sesi birazda olsun titremişti.
Masasında ilgilendiği dosyalardan başını kaldırıp numaralı gözlüklerini gözünden çıkardı.Eliyke işaret ederek,''Gel Owan otur.'' dedi.
Owan'ın ürkekliği geç kaldığı için veyada Dedektif'in kendisini çağırmış olması değildi.O evin duygu yüklü karmaşısını ve yaşadıklarını Dedektif'e anlatacaktı.Bu sefer kararlıydı.Dedektfi anlamış olucakti ki daha cümlesine başlamadan Owan'a ''Söylemek istediğin bir şey mi var?'' dedi.Owan biraz kekeleyerek''B B Ben.Size bahsetmek istediğim bir konu var.Bir ev var.
Owan daha söyleyeceklerini bitirmeden Dedektif derinden bir iç çekti.Sanki Owan, Dedektif'in beklediği bir şey söylüyormuş gibiydi.Geri kalan cümleleri Dedektif Hunter tamamladı.
'' Bak Owan.Sen buraya taşınmadan önce o evde ben yaşıyordum.Ben ve eşim Lilly.Yangından bir kaç ay önce o evden ayrılmıştık.O evde bizi rahatsız eden bir şeyler vardı.Evin kasveti adeta vücudumuzda dolaşıyordu.Evden ayrıldıktan sonra daha iyiydik.Yangın,eşimi öldürdü.Eşinden bahsederken duvardaki çerçeveye bakıyordu.Resimdeki kadın eşi olmalıydı.Owan resme doğru kafasını biraz daha yakınlaştırdığında gözbebekleri büyüdü.Resimdeki kadının beyaz saçşarı,bembeyaz teninde parlayan simsiyah gözleri.Fısıldayarak''Ama,ama bu olamaz.''
Owan'ın resimde gördüğü ve az önce öldüğünü öğrendiği kadın,sabah o evin penceresinde gördüğü kadındı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE
AléatoireKadının hayatında ölümle yaşam arasındaki o ince çizgi hiçbir zaman eşit olmamıştı.Ya ölüme biraz daha yakındı ya da yaşamaya biraz daha uzak... Karanlıkta kabuslarıyla kaybolmuş çaresiz,yaşamak isteyen bir kadın. Kadının kabuslarına tanık olmuş,ona...