KS - 5.Bölüm

3 0 0
                                    

Derya ile Oğuz arasındaki bağ gün geçtikçe kuvvetlenirken bu süreçte ne yazık ki Oğuz'un çok yakın arkadaşı Mine ile arası bozulmaya başlamıştı. Özellikle de Derya'dan sonra daha sık kavga eder olmuşlardı. Derya her zamanki gibi ortada duruyor, ikisinin birden tarafını tutmaya çalışıyordu. En son bunu yaptığında fena zararlı çıkmıştı ama yine de yancılık yapmak istemiyordu. Mine'ye hâlâ çok kırgın olsa bile zaman zaman onun gözünden de olaylara bakıyor, onun morali bozuk olduğunda da destek çıkmaya çalışıyordu. Aylar geçtikçe Oğuz ile Mine'nin sıkıntıları arttı ve ufak atışmalar yerini büyük çaplı kavgalara bıraktı. Derya onların neden bu hale geldiğini anlayamıyordu. Oğuz ile onun bir problemi yoktu, hatta Mine'nin tavırlarından sonra Mine ile eski yakınlığı kalmamıştı. Bir zamanlar Mine'nin bildiği şeyleri, artık Oğuz biliyordu hatta daha fazla detaya hakimdi. Derya Mine'ye eskisi kadar güvenmediği ve yakın hissetmediği için artık hiçbir şey anlatmıyordu.
Tatsız tuzsuz geçen son bir iki ayın ardından, yeni yıla günler kala Oğuz'la Mine'nin arasını sonsuza kadar açacak olan o bomba patladı. Olay şu şekilde gerçekleşti: Oğuz, Mine, Derya yılbaşını birlikte geçirmeleri üzerine plan yapmışlardı. Zaten Derya için yeni yıl, bayram seyran gibi özel günlerin pek bir ayrıcalığı yoktu çünkü sevmezdi. Tek istediği en yakınları Oğuz ve Ziynet'le beraber günü geçirmek, Mine'yi de Oğuz'un hatırına ekarte etmemekti. Ama Mine, günler öncesinden yapılmış plana sadık kalmadı. "İlle de arkadaşlarım da gelsin." diye tutturdu, bir de bu yetmezmiş gibi grup halinde evde kalalım dedi. Derya'nın hap kadar evi 8 10 kişiyi ağırlayabilecek kapasitede değildi. Evi geç, kendisinin kapasitesi de müsait değildi. 2 gündür hiç uyumamıştı. Kafası allak bullak, bedeni çok yorgundu. Mine'nin arkadaşlarını da tanıyordu, çekilecek çile değillerdi aslında. Ama sırf Mine'nin gönlü de olsun diye: "Kalmasınlar ama isterlerse gelsinler, geç saate kadar otururuz sonra giderler. Biz de üçümüz kalırız." demişti. Ziynet'i sayamamıştı çünkü o, geceyi yurtta erkek arkadaşı Baran'la görüntülü konuşarak geçirecekti. Ziynet'le de yılbaşı gününün sabahından akşama kadar vakit geçireceklerdi, bu şekilde ayarlamışlardı. Aslında iyi bir plandı, eğer Mine yeni arkadaşları için Oğuz'u çiğneyip geçmeseydi... Derya'nın öğrendiğine göre Oğuz ve Mine geçen yılbaşını birlikte kutlamışlardı. Doğal olarak Oğuz bu sene de aynısı olsun istemiş ve öyle olacak sanmıştı. Mine'nin yalnızca 2 3 haftalık yeni arkadaşları yüzünden 1 yıllık, sözde çok değer verdiği, herkesten kıskandığı Oğuz'u bir kenara atması hiç adil değildi.
Mine "Ortam olmayacak ki, eğlenceli olmayacak. 3 kişi ne yapacağız?" diyerek Derya'nın davetini geri çevirmişti. Halbuki o hiç gelmesinler dememişti ki, sadece kalmasınlar demişti. Mine'ye kalmasını söylediğinde ise, kıymetli(!) arkadaşı Berra'ya ayıp olur diye kalmayı da kabul etmemişti. Berra ve bir başka arkadaşı Mine'ye, Oğuz'a ve Derya'ya ayıp yapmak konusunda sınır tanımıyorken Mine'nin bunu gözetmesi çok trajikomikti. Sonuç olarak, Derya "Gelsinler ama kalmasınlar." dediği için Mine Derya'nın evinde kalmayı bırak, 1 saatliğine bile uğramadı. "Berra ile ders çalışacağız." diye bahane uydurdu. Derya ve Oğuz bunun doğru olmadığını biliyorlardı ama yine de Mine'nin yalandan bir bahane uydurduğuna içten içe inanmak istememişlerdi. Yüzlerine tokat gibi çarpacak gerçeği ise yeni yılın ilk sabahında öğreneceklerdi...
2023 yılının son gününün sabahında, Ziynet Derya'nın evine geldi, biraz oturup daha sonra birlikte dışarı çıkacaklardı. Ama ne yaptılarsa Oğuz'u uyandıramadılar. Sabahtan akşama kadar Derya Ziynetle vakit geçirdi, gayet güzel eğlendiler. Ziynet yurduna gittikten sonra Derya da evine döndü ve Oğuz'u uyandırdı. Evde ikisinden başka kimse yoktu, gelen giden de olmamıştı. Önce Derya yemek hazırladı, yemekten sonra da aşağı markete indiler. Marketten birkaç bira, abur cubur aldıktan sonra eve geri çıkıp aldıklarını bıraktılar. Son biralarını içmeden ve yeni yıla girmeden 10 dakika öncesinde Oğuz'un içi daraldı, hava almak için ellerinde şişeyle dışarı çıktılar. Evin önünden aşağı doğru yürürken, eve iki dakika uzaklıktaki kafenin önündeki kocaman, silindir şeklindeki tenekeleri fark ettiler. Kuvvetle muhtemel sadece yılbaşı gecesine özel, tenekelerin içinde ateş yanıyordu. Çünkü daha öncesinde böyle bir şey görmemişlerdi.
Aşağıya kadar yürümeye devam ettiler, Oğuz'un şimdiki kaldığı yurdun önünden geçerlerken camda tanımadıkları biri belirdi ve onlara: "2024'ün en iyi çifti sizsiniz!" diye bağırdı. Şaşkın şaşkın birbirlerine bakıp gülmeye başladılar. Oğuz camdaki çocuğa: "Ama ben eşcinselim!" diye bağırdığında Derya gülmekten az daha yere düşecekti. Akşam vaktinde yalnız kaldıkları için bozulan moralleri, şimdi biraz olsun düzelmişti. Az daha dolanıp eve geri gittiler. Derya boş boş konuştuğunu hatırlıyordu ama ne konuştuğunu hatırlamıyordu. Kim bilir neler saçmalamıştı? Eve geldikten kısa süre sonra uyuyakaldılar. Ertesi gün tatil olduğu için Derya derse gitmeyecekti, bu yüzden çok mutluydu. Ama yeni yılın ilk sabahında Mine'nin insta paylaşımını görmeleriyle birlikte, Mine ile aralarındaki bağın bayır aşağı yuvarlanmaya başlaması mutluluğuna gölge düşürmüştü.
Dün gece önünde ateş yanan kafenin önünde, Mine gece vakti çekildiği fotoğrafı ertesi günün sabah saatlerinde paylaşmıştı. Sorun şuydu: Fotoğraf başka bir zamana ait olamazdı çünkü yılbaşı dışında bu kafe böyle bir konsept hazırlamıyordu. Ayrıca, Derya'nın evinin hemen dibindeki kafeydi. Mine buraya kadar geldiği halde bir saatliğine bile uğramamıştı... bu Derya'ya çok koymadı, Mine ile bağları haftalar önce yok olmaya yüz tutmuştu zaten. Ama Oğuz Mine'nin fotoğrafını gördüğünde Derya'ya, "Mine seni kıskanıyordu." dediğinde çok üzüldü. Mine'nin kıskançlığını hak edecek bir şey yapmamıştı ki... ikisiyle de arasını iyi tutmaya çalışmış, yeri gelmiş barıştırmayı da denemişti. Mine'ye eskisi kadar yakınlık göstermemesinin tek sebebi Mineydi, kendisi ona hiçbir yanlış yapmamıştı.
Ayrıca Oğuz için de çok üzüldü, zamanında yakın arkadaşları hatta ailesi olarak gördüğü insanların ona yaptıkları aklına geldi. Şimdi Oğuz da yakın arkadaşından haksız yere benzeri muamele görmüştü. Zamanında herkes Derya'yı sümük gibi kenara fırlatırken Oğuz onu yerden kaldırmıştı. Şimdi de toparlama sırası Derya'ya gelmişti...
Bu iyi bir plandı ancak Derya, Oğuz'u nasıl toparlayabileceğini bulabilmek için 1 haftasını harcamıştı. Sonunda bir fikir buldu, acaba işe yarayacak mıydı? Bunun olabilmesi için, çok fazla çaba harcaması gerekecekti. Eğer başarılı olursa, Oğuz için yeni bir kapı açılabilirdi. Olamazsa ise olacakları düşünmek bile istemiyordu...

KURTLAR SOFRASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin