İZEM'İN ANLATIMIYLA
"Yapmaaa, canım acıyor vurmaaa"
"Kes sesini, nerede sürttün söyle"
"Yemin ederim çalışıyordum mesaiye kaldım, ahhh vurma yeter"
"Niye bu saatte geldin lan o zaman, ben biliyorum ama seni, orospu mu oldun lan başımıza"
"Vurma yalvarırım vurma morarıyor ahhhh"
"Kes orospu oldun demek"saçımı tuttu ve bodrum kara indirdi beni. Odanın önüne geldiğimizde ise beni yere fırlattı. Ellerimin üstüne düştüm.
"Handee buna ekmek su vermeyeceksin"diye bağırdı yukarı kata. Sonra annem geldi yavaş adımlarla
"Neden kocacım"
"Kızın orospu olmuş ta haberin yok "
"Püüüü yazıklar olsun demek sürtük oldun sana da anca bu yakışırdı" diyip tokat attı ve dayanamayıp yere düştüm.Aniden sıçrayarak uyandım. Gördüğüm kabus bana geçmişi hatırlatmıştı. Geçmiş gerçekten geçer miydi? Hayır hayır geçmiş zihnimizde bizi içine yavaş yavaş tüketmeye and içmiş bir boşluk olarak kalırdı. Bizler sadece o boşluğun üstünü kapatmaya çalışırdık.
Sızlayan yaramı hatırlayınca koltuktan doğruldum. Saate baktığımda 3 saat kadar uyumuş olduğumu gördüm. Gördüğüm kabustan dolayı sırılsıklam terlemiştim, odama çıkıp yarama dikkat ederek kısa bir duş aldım. Üstüme siyah pantolon, siyah sweatshirt, siyah bir deri ceket, siyah şapka taktım blazer-
larımıda giyip dışarı çıktım. Birde gözlük takmıştım. Çünkü yüzümdeki morluklar hala geçmemişti. Kapatıcı kullanıyordum ama hâlâ belli oluyordu.Dar yollarda yürüdükten sonra ana caddeye çıktım. Bir süre boş yollarda yürüdüm. Çünkü saat daha yeni 7 olmuştu. Bende çoğu zaman yaptığım şeyi yapıp sahil kenarına geldim. Boş bir banka oturdum, kulaklarımı çıkarıp bir şarkı açtım ve denizi izlemeye başladım.
(Medyadaki şarkı)Düşündü kız bir süre, hayatını, hayatın ona ne kadar adaletsiz davrandığını... Ben böyle biri olmak istemiyordum diye geçirdi içinden. Özür diledi 7 yaşından,
Özür diledi 11 yaşından...
Geçmiş adeta bir film şeridi gibi geçti gözlerinin önünden, kıza tekrar hatırlattı kendini, geçmişini..
Özür diledi 7 yaşından,
Özür diledi 11 yaşından...
Sözcükler dolandı ayaklarına, o dik durmaya çalışan kız çocuğuna,hatırlattı kendini her zamanki gibi...
"Kes sesini ağlama yeter artık" demişti biri
"Acı yok, göz yaşı yok"demişti diğeri
Kız unutmuştu artık ağlamayı, unutmuştu acıyı hissetmeyi, unutmuştu duygularını...
Bir canavar yaratmışlardı, duygusuz ve acımasız.
"Yaşamak istiyorsan öldür,acıma" denilmişti. Yaşamak için kimseye acımamıştı kız çocuğu, yaşatmak için çabalayacaklarından habersiz....
Firen sesi ve onu takip eden bir çığlık duymamla irkildim. Arkamı döndüğümde bir araba genç bir kıza çarpmıştı ve insanlar meraklanıp kızın başına toplanıyordu. Oturduğum yerden kalkıp koşarak kızın başına geldim.
"Açılın, dağılın hemen.Bana bak, bana bak sesimi duyuyormusun? genç, sesimi duyuyormusun?"bilinci kapalıydı ve bacağında cam parçası vardı, üstümdeki ceketi çıkarıp bacağına saplanan cam parçasını oynatmadan tampon yaptım.
"112'yi arayın!"hemen bir tane teyze 112'yi aradı ve telefonu bana verdi
"Alo?"
"......mahallesi, trafik kazası. Acil ambulans istiyorum. Kazazede 16-17 yaşlarında bir kız çocuğu. Bilinci kapalı. İç kanama riski var. Ayrıca bacağına kırılan cam parçası batmış, kanaması var. Tampon yapıyorum ama kanama duracak gibi değil."
"Ambulans yola çıktı. Siz sakin kalın etrafta kalabalık varsa uzaklaştırın."
"Uzaklaştılar, ambulans ne zaman gelir."
Kızın nabzını kontrol ettim. Siktir nabzı çok düşük.
"Nabzı çok düşük. Kalp mesajına başlıyorum."kalp masajı yapmaya başladım.
"Tamam sakin ol. Kazazedeyi hayatta tut ambulans 5 dakikaya orada"
...
"Açılın ambulans geldi."tam 6 dakikadır kalp masajı yapıyorum. Hemen sedyeyi çıkardılar ve kızı yatırdılar.
"Kazazede 16-17 yaşlarında. Bilinci kapalı. İç kanama riski var. Ayrıca bacağına cam parçası batmış. Yaklaşık 5-6 dakika önce nabzı yok denecek kadar az atıyordu."ambulansa bindik ama ben hâlâ kızı hayatta tutmaya çalışıyordum. Kısa bir süre sonra ambulans durdu. Ve kapılar açıldı sedyeyi içeri götürmeye başladılar.
"15-16 yaşlarında, bilinç kapalı. Bacağında cam parçası var tampon yaptım. 10-12 dakikadır nabzı çok düşük."
"Tamamdır gerisi bizde" ve acile alındı.
Adımın seslenilmesiyle o yöne döndüm.
"İzem?"
"Atakan bey?"ellerime baktı.
"İzem bir yerine bişey mi oldu? Bu kan ne?"dedi telaşla
"Bir hastanıza ilk yardım yaptım Atakan bey,durumunu öğreneyim gideceğim."bana baktı acı içinde
"Ben her şey için özür-"
"Hastanın son durumu nedir Doktor Atakan ADAL?"
"İzem ben gerçekten-"
"Demek bu vakanın yetkilisi siz değilsiniz, anlıyorum iyi günler o zaman" arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Çıkmadan önce danışmaya numaramı verdim ve birşey olursa kesinlikle bana ulaşın diyerek tembihleyerek depoya geçtim.
Atakan zaten sinir etmişti. Çok umrundaymış gibi birde sorması yok mu Allahım sanırım bayılacağım. Cekette kaldı iyi mi! Oofff
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akrep
Teen Fiction17 yaşındaki kafes dövüşçüsü İzem'in hikayesi.. "Kan, kan,kan, kan, kan"herkes çığlık çığlığa bağırıyordu. Gözümü kan bürümüştü, kulaklarım dışarıya sağırdı, sadece önümde ölü gibi yatan adama öldüresiye vuruyordum. Derken o ses duyuldu "VEE KAZ...