KONSEY

938 95 87
                                    


"Değerli konsey üyeleri ben Volkan, Volkan Haşimoğlu. Ve değerli dövüşçüm Akrep." Tam o sırada ben içeri girdim.Etraftakiler kadın olduğuma mı yoksa genç olduğuma mı şaşırdı bilmiyorum ama hepsi adeta put kesildi.
Benimse gözlerim tek bir yerde takılı kaldı. Ve ortaya büyük bir bomba düştü.
"İzem?" Bora Adal? Hassiktir!
"Sen... sen burada napıyorsun?"asıl siz burada ne yapıyorsunuz
"Adallar, bir sorun mu var?"dedi neşeyle Volkan. Neşesini siktiğim.
"Ama bu... bu nasıl olur?"bora bi sus
"Akrep-"
"NE AKREBİ LAN-"diyerek bir adamın sözünü kesti Bora.
"BORA ADAL BU KADAR ASİLİK YETER, SENİ YILLAR ÖNCE MASAMIZA ALDIK AMA BU KADAR MÜSAMAHA GÖSTERDİĞİMİZ YETER!"dedi ellilerinin sonunda olan bir adam.
"Şimdi koltuklarınıza oturun, akrep sen de hoşgeldin. Masamıza şeref verdin."yuvarlak masada tam karşımda oturuyordu. Önümdeki sandalyeyi çektim ve oturdum.
"Demiralp yanına gelmiş, doğru mu?"dedi masadan bir adam, Bora ve Levent Adal doğrudan bana bakıyordu.
"Konsey bu güne kadar neredeydi?"
"Anlayamadım."
"Şöyle anlatayım, çok güvendiğiniz konsey Demiralp beni tehdit ederken neredeydi?"
"Biz-"
"Siz?"
"Konsey her zaman bir adım arkandaydı akrep!"dedi başka biri.
"Gerek yoktu"dedim.
"Ne demeye çalışıyorsun?"dedi sabırsızlıkla başka bir adam. Sinirlenmeye başlıyordum. Volkan bunu anlamış olmalı ki paketini uzattı.
İçinden bir dal yaktım.
"Bir adım arkamda olmayın, ben dostlarımı arkamda değil yanımda görmek isterim, tabi düşmanımsanız orası ayrı."
"Büyükler buna izin vermez-"
"Sikerler büyüğünü,"şaşkınlıkla baka kaldılar. Adallara baktığımda şokla bana baktıklarını gördüm.
"Büyüklerinle konuştur o zaman beni Sadri."
"Kim olduğumuzu unutma, hatırlatmak zorunda kalmayalım genç."dedi başından beri susan adam.
"Kim olduğumu unutmayın, hatırlatmak zorunda bırakmayın beni zira ben sizin gibi sözde kalmam."
"Volkan, dövüşçün haddini aşıyor-"
"Onun kim olduğunu unutma Ferzan, onun büyüğünü unutma. Sakın, bu yapacağın en büyük hata olur."dedi katı bir sesle ilk defa bu tartışmaya katılan Volkan.
"Maç gününü kararlaştırdınız mı beyler?"dedim artık sıkılarak.
"Bu ayın sonunda yapılmasını uygun gördük. Onay vermeyen sadece Adallar kaldı." herkesin gözleri Adallara döndü.
"Biz..onaylamıyoruz."dedi zorla konuşarak Levent Adal.
"Ne demek biz onaylamıyoruz, ne zaman olsun istiyorsunuz?"dedi Ferzan denen adam.
"Akrep bu maça katılmayacak-"
"Levent sen ne saçmalıyorsun?"dedi Sadri öfkeyle.
"Bakın akrep aslında-"
"ADAL SENİN ÇOCUKLUKLARINI ÇEKECEK DEĞİLİZ, NE DEMEK MAÇA KATILMAMAK. HADDİNİ AŞMA. SENİ DE O RİNGE GÖMERİM."diye sinirle Bora'nın lafını kestim.
Sinirle bana döndü.
"Konsey ne derse o akrep."
"Büyük patron ne derse o bunu unutma."dedi volkan.
"Maç bu ayın sonunda yapılacak, gününü kararlaştırın."dedim.
"Hayır-"
"Kes sesini Adal, burası benim çöplüğüm. Benim sözüm geçer. Öyle değil mi beyler?"dedim üyelere doğru. Hepsi onaylayan sesler çıkarttı.
"Şimdi günü belirleyin ya da ben büyük patronu arayacağım."
"Tamam arama! Ayın 27 si. 27 Mayıs. Uygun mudur?"
"Uygun."deyip cebimden bir dal sigara çıkarttım ve yaktım.
"O zaman oturum sona ermiştir." Ayağa kalktım ve üyeler hitaben konuştum.
"Maç sonrası görüşmek üzere beyler." ve hızlı adımlarla geldiğim merdivenleri çıktım. Bar'a geldiğimde hızla dışarı çıktım. Kapının önündeki motorumun önüne geldim,  sigaramı son kez dudaklarıma götürüp derin bir nefes çektim yere atıp ayağımla ezdikten sonra kaskımı takıp motoruma bindim. Tam o esnafa Adallar koşarak bardan çıktı. Bora biriyle konuşuyordu. Beni görünce babasına gösterdi. İkiside bana doğru koşarak gelirken ben motoru gazlayıp oradan uzaklaştım. Bora'nın arkamdan ağır bir küfür ettiğini duymuştum.

Bora'nın Anlatımıyla

"BABA, İZEM!"
"KOŞ! RECEBİ ARA BORA!" İzlem bizi görünce motoru gazlayıp uzaklaşmıştı. Hemen telefondan Receb'i aradım, ilk çalışta açtı.
"Abi-"
"Recep Hisaraltı barın çıkışındaki bütün sokakları kapatın, hemen."
"Hemen kapatıyoruz abi, BOLAT BAR YOLUNDAKİ TÜM ÇIKIŞLARI KAPATIN."
"Mat siyah bir motor arıyorsunuz Recep, plakası 34 AKT 14, bana bu motoru bul Recep!"
"Emredersin abi, size araba yolluyorum."
"Bekliyorum" telefonu kapattım.

Yaklaşık iki dakika sonra araba geldi, araca binip Receb'i aradım.
"Recep-"
"Abi bu motorun üstündeki kim Allah aşkına, anamızı ağlattı. Çocuklardan bir kaçı motorla takip ediyor ama silahı var." silahı mı var? Hassiktir!
"Ölen var mı?"
"Yok abi, tekerlere sıkıyor. Dört aracın tekerler iptal ama merak etme bizimkiler de ona sıkıyor. Hatta biri kolunu sıyırdım diyordu-"
"NE!"
"Bora bulmuşlar mı?"dedi babam.
"Bir dakika abi...abi izini kaybetmişler."
"LAN! NASIL YARALANMIŞ RECEP?"
"Abi kolundan vurmuşlar-"
"Hassiktir ya"telefonu kapattım.
"Bora noldu diyorum? Ne yarası?"dedi babam endişeyle.
"Silahı varmış İzem'in, arabaların tekerlerine ateş edince bizimkilerde ona sıkmış."
"VURULMUŞ MU?"
"Kolundan-"
"Kızım sen ne yapıyorsun? Kızım lan o benim. Benim kızım, Adalların kızı o. Onun annesiyle alışverişe çıkması gerekirken o silahların içinde. Akrepmiş lan o. Nasıl olabilir lan. Ben nasıl bir babayım? Allahım yardım et, kızımı koru."
"Baba-"
"Lan benim kızım paralar yatırıp öldür diye bağırdığımız dövüşçüymüş. Benim kızım yıllardır bizim burnumuzun dibindeymiş ama biz görmemişiz."
"Baba-"
"Lan o kız bu ayın sonunda maça katılacak lan, o maç ölümlü bir maç Bora"dedi korkuyla.
"Ne diyorsun baba, anlamıyorum?diye sordum şaşkınlıkla.
"O maç benim bile bilmediğim bir amaç için yapılıyor Bora, maçın yapılma sebebini sadece büyükler biliyor. Maçla ilgili bildiğiniz tek şey kafese girenlerden biri ölmeden diğeri dışarı çıkamaz."
"Saçmalama baba.. İzem böyle birşeyi kabul etmez ki, etmez dimi. BABA BİRŞEY SÖYLE, KARDEŞİN ÖLMEYECEK DE."
"Bilmiyorum oğlum."dedi gözyaşları içinde.
Babamın ağladığını bir kez görmüştüm bu ikinciydi.
İlki annem içindi.
İkincisi kızı için.
"Baba birşey yap, ölmeyecek de. Baba o çok küçük. Biz onu daha yeni bulduk."
"Bilmiyorum Bora, bilmiyorum. Büyüklere karşı gelemeyiz. Sizi de öldürürler-"
"İzem yaşarsa ben ölmeye razıyım, baba o ölmesin. Biz ona çok kötü davrandık, o ölmesin."
"Bora sus oğlum, kızım ölmeyecek benim."başıma giren ağrı ve titreyen ellerimle kriz geçirdiğimi anlamam uzun sürmedi. Gözlerim kapanmadan önce hatırladığım şey bacağımda hissettiğim sızıydı.

DEVAM EDECEK

Değerli okurlarım, okunma sayısı düşüyor, 200 kişi bir bölümü okuyorsa 30-40 kişi oy veriyor. Lütfen kitaba oy verin.
Her pazar düzenli olarak bölüm atacağım:)

AkrepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin