"İHSAANNN" kapının önünde hazır bekleyen iri yarı adam hızla içeri girdi.
"İzem...kaçmış. Bul onu."dedi sinirle
"Emredersin abi."adam hızla dışarı çıktı.
Bora düşündü. İzem şuan neredeydi? Yanında kim vardı? Gecenin bir yarısı nereye gidebilirdi? Niye gitmişti? Bir anda taş kesildi. Aklına tek bir sorunun cevabı geldi. İzem ona yapılanlara dayanamadığı için gitmişti.
Hayır, İzem gitmemişti. İzem kaçmıştı. İzem kendi öz ailesinden kaçmıştı. İnsanları isimleriyle titreten Adallar kendi öz kızlarını tiksindirmişti.
Bora Adal zeki bir adamdı. Bir sorun olursa bunu bilirdi, çözüm bulurdu. İlk defa bilmemek istedi çünkü ilk defa çözüm bulamadı. İlk defa çaresizliği iliklerine kadar hissetti. Bora Adal ilk defa küçük bir kız çocuğuna yenildi.İZEM'İN ANLATIMIYLA
"Akrep beni öldürmeyecek değil mi?"
"Akrep kadınlara dokunmaz, kalk artık." dolu gözleriyle bana bakan kızı umursamadım ve yukarı çıktım.
Hızlıca dikiş için gerekli malzemeleri çıkardım ve bileğime dikiş attım. Acıdan gözlerim doldu ama tek bir yaş düşmedi.
Böyleydim ben acımı güce çevirmeyi çok küçük yaşlarda öğrenmiştim. Zorunda bırakılmıştım bazı şeyler için. Ağlamamayı öğrenmiştim. Acımamayı, merhamet etmemeyi...
Bazı duyguları öldürmeyi öğretmişti hayat bana. Bazı şeyler için de ölmeyi, öldürmeyi......
-kapı sesi-
"GEL"
"Efendim, sizi arıyorlar."
"Kim?"
"Mehmet bey arıyor efendim."
"Getir telefonu." Erkan'ın uzattığı telefonu aldım. Ve dışarda beklemesini işaret ettim.
"Alo"
"İZEM SEN NERDESİN? HERKES SENİ ARIYOR. BULSUNLAR MI İSTİYORSUN? BEN ADALLARI ZAPT EDEMİYORUM. BORA VE LEVENT DELİ OLDU LAN!"
"Mehmet bağırma-"
"LAN NASIL BAĞIRMAYIM! ADAM HERYERİN ALTINI ÜSTÜNE GETİRDİ-"
"Mehmet bana birşeyi üç kere söyletme!"
"Peki,neredesin?"
"Mekandayım-"
"Ne zaman döneceksin?"
"Büyük gün yaklaşıyor. Draculayla maçım var."
"İzem, abicim sen daha iyileşmedin bile antrenman yapamazsın ki."
"Büyük gün geldi abi, ben yıllardır bu maç ve sonrasında olacaklar için eğitildim. Bu maçı kaybedememem."
"KAYBET LAN, KAYBET. BİR MAÇI DA KAYBET. NE OLACAK SANKİ-"
"Ölüm"Mehmet'in sesi bir anda kesildi.
"Ne? Anlamadım abim. Ne dedin sen?"deyip titrekçe bir nefes bıraktı.
"Bu maç ölümlü bir maç olacak abi. Kafese girenlerden biri ölmeden diğeri çıkamayacak."
"NE! BU YAPTIĞIN DELİLİK."
"Abi, o maçı kazandıktan sonra olacakları düşün. Hayal bile edemezsin."
"Ne olabilir İzem? Senin canından önemli ne olabilir?"
"Kartlar yeniden dağıtılacak fakat bu sefer oyun kurucu ben olacağım. Söz tutulacak, yemin gerçekleştirilecek. Varis tahta oturacak. Herkes en büyüğü bilecek. Tarih tekerrür etmeyecek."
"Ne demek istiyorsun İzem?"
"Yeri geldiğinde anlatacağım abi-"
"İzem-"
"Zamanı var abi, zamanı var."
"Peki."
"Allah'a emanet ol abi."
"Sende kardeşim, sende Allah'a emanet ol."ve telefonu kapattım."ERKAN" kapı açıldı Erkan içeri girdi.
"Merdiven girişinde bekle, kimse yukarı çıkmayacak. Sen de dahil."
"Emredersiniz efendim."
"Çık."baş selamı verip dışarı çıktı.
Erkan'ın çıkmasıyla kapüşonlumu çıkarttım.
Dolaba ilerleyip içinden votka çıkarttım.Büyük camın önündeki koltuğa oturdum. Bir sigara yaktım. Bide şarkı açtım. Ne diyordu şarkı daBir şehir sanki karşında
Hatıraların arkanda
Kıstırıyorlar seni sokakta
Öldün her köşe başındaİsmin her yıkık duvarda
Anlatıp kaldırımlarda
Kandırıyorlar seni masalla
Kalbin hep aynı çukurda
Geçmiş insanı bir gölge takip etmez miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akrep
Teen Fiction17 yaşındaki kafes dövüşçüsü İzem'in hikayesi.. "Kan, kan,kan, kan, kan"herkes çığlık çığlığa bağırıyordu. Gözümü kan bürümüştü, kulaklarım dışarıya sağırdı, sadece önümde ölü gibi yatan adama öldüresiye vuruyordum. Derken o ses duyuldu "VEE KAZ...