"AKREP NASILSIN?"
"Sen burada ne yapıyorsun lanet olasıca herif!"
"Aaa ama akrep yapma böyle. Sen hasta ziyaretine gelen birine böyle mi yapıyorsun hiç yakıştıramadım Adalların kızına."
"Sakın-"
"Korkma İzem, maça katılacağın için korkma."
"Bas git Demiralp, katılacağım maça!"
"Tamamdır Akrep, kendine dikkat et."
"Siktir git artık Demiralp."
"Tamam kızma hemen, Volkan'ın biricik dövüşçüsü."peşindeki köpekleriyle kapıyı çarparak dışarı çıktı ve bende rahat bir nefes aldım. Gözlerimi kapattım. Tam uykuya dalıyordum ki kapı açıldı.
"İzem?"içeri giren Cüneyt'e şaşkınlıkla baktım.
"Birşey mi oldu Adal?"yine mi aşağılamak için geldin Cüneyt. Şuan değil, çok sinirliyim, şuan değil.
"B-ben özür dilerim-"
"NE?"gerçekten şimdi mi söylenir bu!
"Duydun. Ben özür dilerim senden, böyle davranmamam gerekiyordu, Eda'nın yaptıklarını hatırladım. Pişmanım-"
"Sen ne saçmalıyorsun! Ben senin yüzünden-"
"İzem pişmanım-"
"NE PİŞMANLIĞI LAN, SEN BENİMLE DALGA Mİ GEÇİYORSUN?"diye hiddetle bağırdım.
"İzem-"
"ÇIK DIŞARI"
"Kardeşim yapma böyle-"
"LAN SEN HÂLÂ KONUŞUYORMUSUN, ÇIK DIŞARI! KARDEŞMİŞ, APTAL HERİF UTANMADAN BİR DE KARDEŞİM DİYOR, DENGESİZ!"yenilgiyle omuzları çöktü.
"Peki. Sen yat, dinlen o zaman."ulan hâlâ gitmiyor ya. Amip beyinli.
"LAN HÂLÂ KONUŞUYOR, SİKTİR GİT!"kapı çarparak dışarı çıktı.
Kusura bakmasın ama Demiralp geldi zannetmiştim. Öyle bir anda girilirmiydi odaya. Zaten canım burnumda, ortalıkta canlı bomba gibi geziyorum.
Cüneyt'in gitmesinin ardından uykum da kaçmıştı.
Lanet olasıca, dengesiz herif, halt vardı da geldin. Bide özür diliyor. Allahım sen bana sabır ver.
Odamın camından dışarıyı izlemeye başladım. Yaklaşık bir saat kadar dışarıyı izledim. Maç günüm yaklaşıyordu ama ben idman yapamıyorum ne güzel. Hassiktir benim dün gece maçım vardı. Ben maça gitmedim. Volkan delirmiş olmalıydı.
Başucumdaki çekmeceyi açtım. Telefonum çekmecedeydi. Hemen telefonumu açıp volkanı aradım. İlk çalışta açtı.
"Alo-"
"AKREP SEN NERDESİN? MAÇA KATILMAMAK DA NE DEMEK OLUYOR!"ulan kulağımı siktin, bi sus be
"Volkan! Bağırma-"
"NE DEMEK BAĞIRMA? NERDESİN SEN ADRES VER BANA-"
"Lan bağırma diyorum. Kulağımın ırzına geçtin gerizekalı"sıkıntılı bit nefes çekti.
"Nerdesin?"
"Hastanede"
"Sebep?"
"İşim vardı."
"Maça neden gelmedin."
"İşim vardı."
"İdmanlara gel."
"Ne zaman."
"Her gün."
"Kaçta."
"Sabah 4-9, akşam 6-9."
"Akşam 4-7?"
"Tamam, yarın sabah başla."telefonu yüzünü kapattım ve rahat bir nefes aldım.
Muhtemelen yarın ağır bir antrenmana girecektim, çünkü maça katılmamıştım ve Volkan'a göre bu disiplinsizliğin her zaman bir cezası olurdu. Gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.-SAATLER SONRA-
Uykumu almış olmalıyım ki yavaş yavaş uyandım. Saate baktığımda gece 2'ye geldiğini gördüm. Yavaşça yataktan doğruluyordum ki yandaki koltukta yatan bir adet Atakan görmemle nefesimi tuttum. Bu adam burada ne halt yiyordu acaba? Yavaşça kalktım ve banyoya gittim. Elimi yüzünü yıkayıp, kıyafetlerimi giydim. Odaya geçtiğimde Atakan hâlâ uyuyordu. Telefonumu cebime koyduktan sonra kapüşonumu kapatıp odadan çıktım. Hastane bahçesinde bekleyen taksilerden birine bindim.
"Nereye kızım?"
"Abi sen ..... yoluna çık. Ben tarif edeyim sana."
"Peki"arabayı çalıştırdı. Yaklaşık yarım saat sonra depoya gelmiştim. Ücreti ödeyip arabadan indim. Anahtarım yoktu bu yüzden eve kendi yöntemlerimle girecektim.
Önce deponun yanındaki bi başka binanın çatısına tırmandım, sonra oradan kendi depoma resmen uçtum. Birde bayıl feriha! Alt tarafı çatıdan çatıya atladın!
Hemen kolidorun penceresini ittirdim. Ve pencere açıldı. Zaten bozuktu yani güç uygulayınca açılıyordu. En azından bunu benden başka bilen biri yoktu. İçeri girdim ve pencereyi kapattım. Odama geçtim. Dolabımdan çantamı çıkarttım içerisine
uzun bir şort, ayakkabı, tişört, sargı malzemelerini koyduktan sonra üzerimi değiştirdim ve aşağıya indim. Buzdolabından bir şişe su çıkarttım. Onu da çantama attıktan sonra kapüşonlumu kapatıp evden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akrep
Teen Fiction17 yaşındaki kafes dövüşçüsü İzem'in hikayesi.. "Kan, kan,kan, kan, kan"herkes çığlık çığlığa bağırıyordu. Gözümü kan bürümüştü, kulaklarım dışarıya sağırdı, sadece önümde ölü gibi yatan adama öldüresiye vuruyordum. Derken o ses duyuldu "VEE KAZ...