BORA'NIN ANLATIMIYLA
"Eehh yetti artık, ben senin çocukluklarını çekecek değilim Cüneyt Adal, eğer beni bu evde istemiyorsan konuş babanla göndersin beni. Sanki böyle bir ailenin yanında durmak isteyen var. Bu yaşıma kadar çektiklerim yeter bana, bu yaşımdan sonra birde senin gibileri çekmem-"
"Bu yaşına kadar ne çektin İzem?"bunu beklemediği için şaşırsa da kendini hemen topladı.
"Lafını gelişi-"
"İzem bu yaşına kadar ne çektin?"sinirlenmeye başladığını anlayabiliyordum.
"Ne yaşamış olabilirim Adal?"
"İzem benimle oynama, soruma cevap-"
"Sıktın ama artık, sen, senin soruların ve siz gerçekten yettiniz"
"İzem-" hızlı adımlarla odadan çıktı. Diğerleride onun peşinden odalara dağıldı.
"Abi?"
"Birşeyler oluyor Atakan, bilmediğimiz bir şeyler oluyo ve bu durum beni giderek öfkelendiriyor."
"Nasıl şeyler?"
"Birşeyler saklıyor"
"Ne gibi?"
"Bilmiyorum lan, Allah kahretsin bilmiyorum."
"Tamam sakin ol"
"İzem birşeyler yapıyor ama ne bilmiyorum, kardeşim bana güvenip anlatmıyor lan"
"Abi-"
"Git Atakan, odana çık"
"İlacını almadan asla!"
"Atakan-"
"İlaç diyorum abi!"
"Peki peki ver"cebinden ilacı çıkardı ve bana uzattı bende bir tane içtim ve odama çıkıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.İZEM'İN ANLATIMIYLA
"Bu yaşına kadar ne çektin İzem?"
"Lafını gelişi-"
"İzem bu yaşına kadar ne çektin?"sinirlenmeye başladığımı hissediyordum.
"Ne yaşamış olabilirim Adal?"
"İzem benimle oynama, soruma cevap-"
"Sıktın ama artık, sen, senin soruların ve siz gerçekten yettiniz"
"İzem-" hızlıca odaya çıktım ve kapıyı kilitleyip derin nefesler almaya başladım.
"Yetti ama artık, benim de bir sabrım var. Biri gelir hakaret eder diğeri gelir sürekli soru sorar. Yeter be. İnsanım ben."söylene söylene pencerenin yanına geçtim. Camın önüne bir sandalye çektim ve camı açtım. Hava çoktan kararmıştı. Kalkıp çantamdan bir paket sigara ve kulaklığımı çıkardım. Rastgele bir şarkı açtım, bir dal sigara yaktım.
(Medyadaki şarkı)Kız saatlerce oturdu o pencere kenarında, iki paket sigarayla çocukluğunu da bitirdi yine bir pencere kenarında. Tekrar duydu iğrenç sesleri. Hatırladı geçmişini. Korktu. Hiç kimseden korkmayan kız çocuğu geçmişinden korktu yine. Unutamadı geçmişte aldığı yaraları. Yankılandı kulaklarında sesler.
Özür diledi 7 yaşından,
Özür diledi 11 yaşından...Saatler sonra ikinci paketimi de bitirince kalktım. Susadığım için mutfağa indim. Bir bardak su içtim ve merdivenleri çıkmaya başladım. Tam odama gidiyordum ki gelen seslerle adımlarım bir bıçak gibi kesildi.
Biri ağlıyordu ama kim? Sesin nerden geldiğini anlamak için odalara tek tek yaklaşıp dinledim. Sesin benim odamın yanındaki kapıdan geldiğini anlayınca sessizce odaya girdim. Yatakta da yatan kişi ağlıyordu. Yavaşça yanına yaklaşınca bunun Sinan olduğunu gördüm. Sanırım kabus görüyordu.
"Sinan, sinan"
"Anne gitme"
"Sinan-"
"Anne gitme-"
"Şşştt tamam burada annen, sakin ol kabus görüyorsun-"
"Anne gitme nolur"
"Şşttt Sinan uyan"
"An-"
"Sinan tamam annen burada" tam onu uyandırmak için koluna dokunacaktım ki beni bir anda boğazımdan tutup yatağa çekti ve üstüme çıkıp beni boğmaya başladı.
"Si-nan ne-ne-nefes a-la-mı-yor-um"
muhtemelen kabusun etkisindeydi o yüzden ne yaptığını bilmiyordu.
"Si-nan bı-rak" ellerim boğazımdaki elleri uzaklaştırmaya çalışıyor,gözlerine bakıyordum.
"Si-nan öl-dür-e-cek-sin" gözlerim kararmaya başlamıştı. Karanlık beni içine çekiyordu. Korkuyordum.Ölmekten değil eğer beni öldürürse ailesiyle arasının bozulmasından korkuyordum. Hiçbirşeyden korkmayan ben bundan korkuyordum. Bilincim yavaşça beni terk ediyorken boynumdaki ellerin çekilmesiyle boşluğa düştüğümü hissettim. Nefessiz kaldığım için soluma dönüp deli gibi öksürmeye başladım. Bir kaç dakika sonra sakinleşince karşımda elleri kafasının arasında bir Sinan ve onu sakinleştirmeye çalışan Cüneyt'i görmemle ne olduğunu anlamaya çalıştım. Adam resmen kabus görmüş ve bana saldırmıştı. Beni öldürüyordu. Sorun ölmem değildi, ben zaten ruhu ölmüş ama bedeni hala gömülmemiş bir enkazdım. Bir anda ayaklanan Cüneyt'le düşüncelerimden sıyrıldım. Üstüme doğru gelip kolumu tutarak beni ayağa kaldırdı.
"Lan kardeşime ne yaptın!"dedi dişlerinin arasından. Bu adam şaka mıydı? Boğulan kardeşi değil bendim.
"Bırak kolumu"
"Kardeşime ne yaptın da bu hale geldi?"kolumu daha çok sıktı.
"Bir şey yapmadım. Elini çek"
"Seni öldürürüm. Cesedini bile bulamazlar."kulaklarım uğuldamaya başladı. Karşımda bir anda üvey babamın yüzünü gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akrep
Teen Fiction17 yaşındaki kafes dövüşçüsü İzem'in hikayesi.. "Kan, kan,kan, kan, kan"herkes çığlık çığlığa bağırıyordu. Gözümü kan bürümüştü, kulaklarım dışarıya sağırdı, sadece önümde ölü gibi yatan adama öldüresiye vuruyordum. Derken o ses duyuldu "VEE KAZ...