İZEM'İN ANLATIMIYLAEvime giden yollardaydım, evime giden sokaklarda...Sahiden bir evim var mıydı benim? Yoktu, benim bir evim yoktu. Benim evim burasıydı, sokaklardı, çöplüklerdi. Benim bir evim yoktu, kimsesizdim ben, bu yaşıma kadar kimsesiz gelmiştim. Doğum günümde kimse elimi tutup istediğim pastayı almamıştı ya da kimse beni parka götürüp sallamamıştı. Kimsenin sevgili kızı, biriciği ya da kıymetlisi olmamıştım bu yaşıma kadar.
Kimsesizdim ben, sevilmeyendim, vazgeçilendim, günahkar olandım, günah çıkarılandım. Bu kadardım ben, terkedilmeye mahkumdum. Boynumda zehirli bir urgan vardı, ben kurtulmaya çalıştıkça bedenimi zehirliyordu. Bir batağa batmıştım, çıkmamak üzere. Çıksam ne olurdu ki ruhum bu kadar pislenmişken ne kadar iyi bir insan olabilirdim. Olamazdım, ben iyi bir insan değildim. Pisliğin içinde büyümüş, bencil bir canavardım.
Herkesin saygı duyduğu insan onların celladı olabilmek için üç canavar yaratmıştı. Bencil, merhametsiz ve acımasız. Biri bendim, diğerleri ise kardeşim dediğim ama kan bağımız olmayan birbirimiz için canımızı vereceğimiz dostlarımdı.Depoya geldim, motordan inip sürgülü kapıyı açtım ve direk odaya çıktım. Dolabımın üstünden bir valiz aldım. İçine beş-altı günlük kıyafet koyup valizi kapattım. Üzerime siyah bir tayt ve bordo fermuarlı uzun kollu bir crop giydim. Altına düz taban bir çizme giydim ve volkanı aradım. Üçüncü çalışta açtı.
"Akrep?"
"Bir hafta yokum, tüm maçları iptal et."
"Nereye gidiyorsun?"
"Siyah kod devreye girmedikçe arama."
telefonu birşey demesini beklemeden kapattım.Valizimi de alıp aşağıya indim. Dışarı çıkıp kapıyı kitledim. Sonra deponun arkasına dolandım. Arabam beni bekliyordu. Valizimi bagaja yerleştirip arabama bindim. Daha sonra radyodan bir kanal seçtim. Çalan parça moralimi bi nebzede olsa yerine getirebilmişti.
Altımdaki arabayla son sürat ilerlemeye başladım. Onları göreceğim için mutluydum.
Onların da yaptığım bu sürprize sevineceklerine adım kadar emindim.-Saatler Sonra-
Saatler sonra evin önüne geldim. Bahçe kapısında duran korumalar beni görünce hemen kapıyı açıp baş selamı verdiler. Arabayı bahçede bir yere bırakıp araçtan indim.
Yakın koruma olan Ceyhun koşarak yanıma geldi.
"Hoşgeldiniz İzem hanım."
"Hoşbulduk, abimler nerede?"
"Beyefendilerin bir kaç işi var, muhtemelen öğlene doğru dönerler efendim, zaten sabaha karşı ayrıldılar."
"Valizi getir o halde."ve eve adımlamaya başladım. Muhtemelen içeride çalışan kimse yoktu o yüzden kendi anahtarımla içeri girdim.
Ceyhun valizi içeri bıraktı, baş selamı verip dışarı çıktı.
Bende valizimi odama çıkarttım. Kıyafetlerimi dolaba yerleştirdim ve kısa bir duş aldım. Üzerime bol bir tişört ve eşofman giydikten sonra odadan çıktım.Saate baktığımda sabah sekizi gösteriyordu. Kendime bir kahvaltı hazırladım. Denize karşı kahvaltı yapmak için masaya oturmuştum ki gelen silah sesleriyle birlikte masanın yanına çöktüm.
Çatışmanın alevlenmesiyle Ceyhun'un koşarak yanıma gelmesi bir oldu.
"İzem hanım iyi misiniz?"
"Silah var mı?"
"Efendim-"
"Silahlardan birini ver."tabancalardan birini bana uzattı. Mermi kontrolü yaptıktan sonra şarjörü geri taktım.
"Neredeler."
"Ön kapıdan girmişler efendim."
"Kaç kişiler."
"Bilmiyoruz efendim ama kalabalıklar."
"Bu herifler içeri nasıl girdi Ceyhun! Korumalar ne iş yapıyorlar?"
"Efendim-"
"Kes! Abimgilin haberi var mı?"
"Ulaşamadık efendim."
"Bir işi de düzgün yapsanız şaşarım!"
"Efendim-"
"Kes sesini! Ben şimdi çıkıyorum arkamdan gel."
"Emredersiniz efendim."yavaşça etrafımı kontrol ettim ve koşarak ön bahçeye doğru ilerledim. Bulduğum ilk ağacın arkasına saklandım benim sağımda kalan ağacın birine de Ceyhun saklandı ve ateş etmeye başladık.
Korumlara baktığımda adamlarımızın yerde cansızla yattığını gördüm.Derken çatışma bir anda kesildi ve bahçeye giren arabanın çıkardığı fren sesi odağını tekrar kendine çevirdi. Arabanın kapısı açıldı ve içerisinden çıkan takım elbiseli adamlar saygıyla başlarını eğdi. Biz ise olanları izliyorduk. İki kişi kalmıştık. Arabanın arka kapısı açıldı ve içerisinden ebedi düşmanımız Victor indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akrep
Teen Fiction17 yaşındaki kafes dövüşçüsü İzem'in hikayesi.. "Kan, kan,kan, kan, kan"herkes çığlık çığlığa bağırıyordu. Gözümü kan bürümüştü, kulaklarım dışarıya sağırdı, sadece önümde ölü gibi yatan adama öldüresiye vuruyordum. Derken o ses duyuldu "VEE KAZ...