sonsuz sadakat

14 1 0
                                    

Hatalar ve ihanetler kimsenin kaldıramadığı şeydir tıpkı benim gibi peki ben neden hep sevmediğim şeyleri yapmak zorunda kalıyorum? Bana yapılmasına izin vermediğim şeyleri neden yapıyorum bu sorular gibi bazen çok şey aklımıza takılır ama şu yandan bakarsanız benim aklıma takılan herşey boş

Birisi beni dürtüyordu en nefret ettiğim şekilde hemde "kalk hey! Alo, sana diyorum!" Bu hangi anasını siktiğimdi ama ya yeminle kolumu dürte dürte hal kalmadı kolumda. Gözümü yavaş yavaş araladığımda karşımda Can vardı. Peki burda Can varsa benim burda ne işim vardı? Neyse "Günaydın, hadi kalk giyin sonra güne ilk Tesnim'in, Ateş'in sonra da Emre'nin dersine katılacaksınız sonrada her İstihbarat hakkında bilgi için bir kaç şey paylaşacağız size" dedi ben ona bakarken dün bana ne oldu onu düşünüyordum en son ah! Hayır ben en son bayılmıştım of ya ne kadar sersem bir kızım.

Yorganı üstümden çekerken üstümde dün giydiğim elbise yerine benim pijama ve t-shirt üm vardı yoksa yoksa " Can benim üstüm... Beni dün kim giydirdi?" Diye sordum çalışma masasında bana döndü bana bakıp "Ben giydirmediğime göre, neyse Nisa giydirdi seni." Dedi. " Ha bu arada, neyse boşver." Dedi. Sanki birşey soracak gibiydi ama bir yandan bu Mit ajanları duygularını belli etme konusunda çak başarılılar bende söylemesi Google de yazılan o casuslar, duygusuzdurlar, serttir lafına inanmayın çünkü görülen üzere bunların herşeyi ortada.

Yataktan kalkıp üstüme bir şeyler giyinmek için dolaba yöneldim kendime açık yeşil paraşüt pantolon ile siyah crop çıkardım zaten hava sıcaktı o yüzden kolsuz kalabilirdim sanırım. Üstümü giyinip banyodan çıktıktan sonra Can'a doğru yürüdüm, oturuyordu ve elindeki dosyayı okuyordu etrafa ilk defa ciddiyetle baktı oda çok büyüktü yatağın sonunda bir çalışma masası ve başucunda ise kocaman dosyalar ile dolu boydan bir kitaplık, çalışma masasının sağ köşesinde zaten teras vardı ve. Son olarak bir tahta vardı masanın hemen üzerinde çok fazla da not onu da baştan aşağı süzdüm. Aslında çok garip bir insandı ve ne hissettiğini hemen karşıya yansıtan ama işin aslı bence küçük görülmemesi gereken bir zekası vardı ama bence en çok zekası onu dikkat çekici yapıyordu. Elindeki kalemi masanın üzerine bırakıp "sanırım dikkatini çok çektim her fırsatta beni inceliyorsun."dedi.

Ne münasebet ben onu inceliyecem hıh! Ben kimseyi incelemem bir kere.
"Hiç alakası yok bir kere hadi gidelim ben senin yüzünden neden dersime geç kalayım ki hem hadi!" Dedim ama o bana sırıtarak baktı bende bu sefer onu oturduğu yerden çekiştirdim ama kıpırdamadı bile hâlâ gülüyordu.
"Ya ne gülüyorsun!" Ayağa kalkıp
"Demek bay yürüyen kibir bankası ha! Bende mitolojik bir isim verirsin sanmıştım." Dedi. Ona anlamayan gözle bakıyordum "Dişi terminatör ha, daha yaratıcı bir şey beklerdim." Kapı çaldı ve içeri Çınar girdi " bay kibir bankası ders başlayacak inelim hadi! Ne ama bir dakika of Çınar ya
"Çınar?"
"Efendim, bayan dişi terminatör."
"Çınar ben senin gelmişini geçmişini, bilmem neyinin sıfatına tüküreyim."
"Valla mı? Gel beraber tükürelim kız".

Allahım sen bana sabır ver Yarabbi, "Hadi çıkalım, bu gün yeni iki üç öğrenci trans edildi Özgür'ün takımından biri Nisa diğeri Kaan bir diğeri ise Meryem" dedi. Yani bu yeni kişiler ile tanışmak mı demek? Biz aşağı indik ve yemek salonuna geldik Tesnim bizi bekliyordu, Betül beni görüp el salladı ama yanımda Can ile Çınarı görünce sanki garipsedi bende kızların yanına gittim. Tesnim hepimize göz gezdirip "herkes adı yazılan yere otursun!" Dedi bizde dediğini yaptık " aranızdan daha önce bir kere bile olsa uyuşturucu kullanan oldum" dedi. Herkes sustu, ben elimi kaldırınca eğitmenler dahil herkes şok olmuştu ama ben,Sude ve Merve hiçte şok olmamıştık ama garip olan Mahi de hiç bir tepki göstermedi Merve bunu ölse de anlatmaz buna eminim ama belki de takmadı. "Sen mi, ne zaman ve nasıl kullandın, bağımlı mısın?" Dedi Tesnim garipseyerek,  bu arada bir tek ben garipseniyorum burda neden? Düşüncelerimi toplayarak "21 Eylül, cumartesi, saat 01.22'de ve şırınga ile enjekte edildi. Bağımlı değilim ve evet kendi isteğimle değil" dedim. Hepsi beni pür dikkat izliyordu, Sude bana cesaret veren olan bakışlarını sunuyordu. "Anladım yeterli, bugün size ilk içki vereceğiz ve ne kadar içe biliyorsanız o kadar için" dedi. Ben alkol kullanmam ki Emre yine bana bakıyordu ama bu sefer daha soğuk ama gözünün derinliklerinde pişmanlık ve üzülme hissi vardı.

Yalnız Ağlayanlar (Kitap Olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin