Bir kaç kez daha kafamın içinde kelimeleri tekrarladım "Ege bizim aradığımız mafya!" Yani Ege onca insanın canına katleden ve önce genç insanın ölmesini sağlayan kişi ben bir tek yanındakilere zarar verir sanıyordum.
Yüzü, yüzüme çok yakındı kendimi hafif geri çektim o da ehliyet kemerimi çekti ve gözümün içine bakarak "Ve sende bu işte bize yardım edeceksin." Dedi. "Pardon? Ben size yardım falan etmem." Dedim. Kemeri takıp arabayı çalıştırdı. "Evet edeceksin. Fark ettiysen rica etmedim." Dedi ona o kadar nefret ile bakıyordum ki kendim bile inanamıyorum şu an "Bak, bir şey soracağım?" Dedim. "Sor." Dedi. "Az önce neden bana Mahi ile evliliğinizin biteceğini söyleme gereği duydun acaba?" Dedim.
İçimdeki merak bu sorudan sonra her dakika közlendi. "Bilmem merak ediyorsun dur diye düşündüm." Dedi. Evet merak ediyordum ama o kadar da değil. Biraz daha sallasam Nil nehri Amerika'da diyeceğim.
"Hmm anladım." Dedim ve onu incelemeye koyuldum. Gerçekten de çok yakışıklı ama şu kibirli hareketleri beni benden alıyor.
"Neyi anladın?" Diye sordu. "Söylediğin şeyi işte!" Dedim. "Hmm peki benim söylediğimden ne anladın?" Diye sordu. Ağzı açık ona bakıyordum."Yani merak ettiğimi düşünmüşsün işte." Dedim. "Yani anlamamışsın." Dedi. Sonra fren yaptı öne doğru hafif savruldum sonra ona tekrar döndüm. "Ne anlamamışım." Dedim. Kafasını iki yanı sallayıp bana yaklaştı. "Bilmem? Onu da sen bul ha?" Dedi ve göz kırpıp indi. "Hey, burası neresi!" Dedim yüksek bir ses ile. "Yürürsen göreceksin zaten." Dedi. "Bana bak yürüyen kibir bankası beni delirtme!" Dedim bağırarak o an arkasına döndü. "Sen yürür müsün yoksa ben mi seni taşıyayım?" Diye sordu.
"Yok kalsın kendim yürürüm." Dedim ve yanına doğru yol aldım. "Sana birşey soracağım." Dedi. "Had gelsin bakalım bomba." Dedim. "Annen ve baban hakkında hiçbir şey bilmiyor musun?" Diye sordu. "Hayır!" Sesim çok duygusuz çıkmıştı. "Peki neden aileni aramak için bir mafya örgütü ile çalışıyorsun?" Diye sordu kapıya varınca.
Donup yerimden onu izlemeye başladım. "N-ne?" Diye sordum. "Bence sen soruyu gayet iyi duydun." Dedi. İçeri girmem için işaret verdi. "İçeri girince içeride Efrain'in bağlı olduğunu ve Ateş ile Emre'nin ona silah doğrultuğunu gördüm. "Siz, siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz!" Diye haykırdım.
Tam Efrain'in yanına doğru bir adım atacak iken Can'ın bana silah doğrultuğunu fark ettim. "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz onu bırakın!" Diye bağırdım. Efrain gözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki sanki beni rahatlatmak istiyordu. "Can ne yapıyorsun?" Diye sordum.
Can'ın tam gözünün içine bakıyordum ama onun gözünde hiç bir duygu yoktu. "Artık oyun yok Ülkü sadece gerçekler var." Dedi.
"Ne duymak istiyorsun, her şeyi söylerim yeter ki onu bırak!" Dedim. Evet Efrain için her şeyi hemde her şeyi yapardım.Efrain benim her daim yanımdaydı, her halükarda beni savunan, benim için kurşun yiyen ve beni her daim o karanlık odadan kurtaran kişiydi Efrain. Birlikte gittiğimiz her görevde beni koruyan, bana ayakta durup, kendimi savunmayı öğreten Efrain için her şeyi ortaya dökmekten asla çekinmezdim. "Ama ne bilmek istiyorsun zaten her şeyi biliyorsun?" Dedim.
"O yetim haneyi geç o kadarını öğrendik evlat edindikten sonra ne oldu?" Diye sordu. "O gün Sude'nin annesi benim annemin yakın çocukluk arkadaşı olduğunu anlatmıştı. Sonra Ortaokula başladım." Demiştim ki sözümü kesti. " Hangi okul?" Diye sordu Emre. "Mehmet Borsalı Ortaokulu" dedim. "Devam et!" Dedi.
"Ortaokul normaldi sonlarına doğru Ali abim beni rahatsız ederdi hep." Dedim sonra durdum dolu gözler ile Can'a döndüm. "Söz her şeyi anlatacağım ama önce Efrain'i çözün." Dedim. "Şuan san bir silah doğrultuyorum ama sen bana şart mı koşuyorsun, seni vuracağım diye hiç mi korkmuyorsun?" Diye sordu Can.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Ağlayanlar (Kitap Olacak)
Chick-Lit"Gülmek, ağlamaktan çok acı verir, ama sen yinede gül be Ülküm" dedi Can bana "Gülmem için senin ölmen gerek Can "dedim ben de ona ben bir ateştim içimde yaktığı intikam ateşini almak için gelen bir kuzgun hayatı boyunca yaşama nedir bilmeyen b...