"anne yemin ederim yurda geri dönerim bak bununla uyuyacağıma!"
"ben seninle uyumaya meraklıyım sanki! anne bırak koltukta yatayım işte."
"olmaz çocuğum, kaç kere söyleyeceğim, gece buz gibi oluyor burası. hem nolur abla kardeş yatsanız birkaç gün? benim sizin yaşınızda odam yoktu dayınlarla salonda yatardık. şimdiki çocuklar doyumsuz yemin ederim doyumsuz..."
"hayır ben şeyi anlamıyorum, taehyun'un arkadaşı niye bizde yaşıyor?"
"kızım sen taş kalpli misin? çocuğun kalacak yeri yoktu biz de sahip çıktık, bırakalım sokakta mı kalsın?"
"o zaman bütün evsizleri bizim eve yerleştirelim, gerçi senin oğlun odama çökmese bana hava hoş."
"al odanı başına çal ya!"
"kavga etmeyin, bıktım sizden! baba şunlara bir şey desene!"
beomgyu oturma odasında konuşulanları mutfaktan dinliyordu. eski beomgyu olsa taehyun'un ablasına sinirlenirdi ve bütün gün canı sıkkın gezerdi fakat yaşananlar onu da olgunlaştırmıştı artık. yoonah haklıydı, herkes evinde kalan bir yabancıyı kolayca kabullenemezdi sonuçta.
yüzündeki gülüşü koruyarak tabakları yemek masasına götürmeye başladı. o, odaya girer girmez az önce ablasına sinir köpüren taehyun'un yüzü aydınlandı. beomgyu ona en tatlı gülümsemesiyle baktı ve sakinleşmesini umdu. taehyun'un, ablasıyla beomgyu yüzünden kavga etmesini hiç ama hiç istemiyordu.
anneleri beomgyu'yu omzundan tutup masada oturan oğluyla kızına doğru çevirdi. "bakın," dedi. "çocuk her işime yardım ediyor, siz anca konuşun!"
beomgyu utanarak uzaklaştı kadının elinden, mutfağa kaçtı. annesinin laf sokmasına pek oralı olmayan genç kız masada oturmaya devam ediyordu. taehyun'sa, muhtemelen annesine değil, beomgyu'ya yardım etmek isteyerek mutfağa koştu. beraber sessizce kurdular sofrayı. dedesi de salatayı yapınca her şey hazır olmuş oldu.
yoonah beomgyu'ya; taehyun'a bücür dediği için abisini, konuşma tarzı ve rahatlığından dolayı da yeonjun hyung'u hatırlatmıştı. pazar akşamına kadar burada kalacaktı ve beomgyu'nun onu bu şekilde görmesi demek abisiyle kuzenine olan özlemini önlerindeki 4 gün boyunca unutamaması demekti. moralini boşu boşuna bozmak istemediği için ona bakmamaya çalışıyordu ama ondan gözlerini kaçırdıkça yoonah sanki özellikle daha çok bakıyordu kendisine. yemek boyunca gözleriyle köşe kapmaca oynadılar.
taehyun'un annesiyle dedesi havadan sudan sohbet ederken ve taehyun beomgyu'yu izlemekten yemeğini yiyemezken beomgyu gözünü tabağından ayırmıyordu. taehyun'un beomgyu'ya olan bakışlarını ablası da fark etmiş olmalıydı ki "anne şey yapsak ya," dedi sırıtarak. "taehyun'la beomgyu beraber yatsınlar, arkadaşlar sonuçta."
taehyun'un bakışları hızla ablasına döndü, beomgyu göz ucuyla onlara bakınca görmüştü yoonah'ın keyifle göz kırpıp arkasına yaslandığını. ortaya atılan fikir iki açıdan değerlendirilebilirdi: birincisi beomgyu'nun, sevdiği çocukla beraber uyumayı her şeyden çok istemesiyle ilgiliydi yani bu, süper bir fikirdi. ikincisiyse teoride gayet iyi bir fikir olmasına rağmen pratikte tehlikeli olduğuydu çünkü beomgyu taehyun'un yanında uyursa heyecandan kalp krizi geçirip ölebilirdi.
kadınsa olayı bu yönlerinden yorumlamak yerine taehyun'un ablasının doğruluğu tartışılır "arkadaşlar sonuçta." önermesine katılmayı seçti. "olabilir aslında," dedi düşünceli bir tavırla. bir de ondan akıl almak istemiş olmalı ki, kayınpederine döndü. "sen ne diyorsun baba?"
"çocuklar nasıl rahat olacaksa öyle yapsınlar." dedi büyükbaba ağır ağır konuşarak.
bakışlar en son taehyun'la beomgyu'ya döndü. taehyun "olur!" dedi heyecanla ancak söyleyiş şekli onu o kadar dünden razı gösterdi ki "yani, ablamla yatmaktansa arkadaşımla yatarım." diyerek toparlamaya çalıştı hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tanrı çoktan unuttu bizi
Fanfic"kan gökle yer değiştirir, bildiklerini unutursun. bazen görmek için gözü kapatmak gerekir." ya da insanların temizler, lekeliler ve lekesizler olarak üçe ayrıldığı bir dünyada temizseniz her şey yolunda fakat eğer değilseniz işler o zaman zorlaşır...