otuz bir - yeter ki sen iyi ol

76 13 5
                                    

beomgyu taehyun'dan bu, dünyanın en romantik sözünü duyduktan sonra bir saniye düşünmeden uzanıp dudaklarına yapıştı. o an ondan karşılık almak hayatta en çok isteyeceği şeydi ancak taehyun gerçeküstü iyi bir çocuktu ve beomgyu'yu haftalarca öpmedikten sonra en kötü anında ondan yararlanmak istemezdi. bu yüzden onu öpmeden önce tamamen sakinleşmesini bekledi.

yarım kalan öpücüklerinin yasını bir saatten az tuttular, yerini yeni bir öpücükle doldurmuşlardı bile. bu, bundan önceki iki öpüşmelerinden daha farklı, daha sıcak ve samimiydi.

şimdi karanlık bir ara sokakta çekingen, korkak iki genç olarak değil; taehyun'un yatağında, birbirleri olmadan yaşayamayacaklarını bilen iki aşık olarak öpüşüyorlardı.

taehyun'un ellerinden biri beomgyu'nun üzerindeki, taehyun'a ait olan, tişörtten içeri sıyrılmış, karnını okşuyordu. beomgyu'ysa hiçbir şey düşünmüyor, sadece hissediyordu.

taehyun dudaklarından azıcık ayrılıp onlara soluklanmak için fırsat verince beomgyu saçlarına daldırdığı ellerini çekip boynuna sarıldı. bir süre de sarılarak uzandılar yatakta. "taehyun..." dedi şarkı söyler gibi. güldü taehyun, "hm?" dedi.

"biz sevgili miyiz?"

taehyun kafasını onunkinden uzaklaştırıp doğrulunca beomgyu bir an onun "ne alakası var, salak mısın?" gibi bir şey demesinden korktu. ruh hali hiç iyi değildi zaten, şimdi sevgili olmazlarsa tanrı biliyor bu evi de terk eder sokakta yaşam mücadelesi vermek zorunda kalırdı.

"bunu sormanı bekliyordum." dedi taehyun ensesini kaşıyarak. bu açıdan gözükmüyordu ama beomgyu emindi ki onun ensesi de güzeldir.

"olalım artık!"

taehyun onun sabırsızca konuşmasına kıkırdadı, işin ciddiyetinin farkında değildi sanki. beomgyu'nun vücudu kavruluyordu onun yanındayken!

burunları yeniden dip dibe gelince tatlı tatlı nefeslendi aşık olduğu çocuk. "olalım." dedi dudağını minicik öpüp geri çekilirken. beomgyu onu yeniden upuzun bir öpücüğün içine çekecekti ki aklına gelen şeyle kaşları çatıldı.

"annen kızmaz mı sana?"

taehyun beomgyu'nun yüzüne düşen saçlarını elleriyle düzeltti. "sen anneme bakma," dedi içten ses tonuyla. "başta karşı çıkar ama ciddi olduğumuzu anlarsa en çok o destekler."

beomgyu boynuna sıkı sıkı sarılıp yatakta tepindi. camdan düştüğü günden beri bu anı bekliyordu. göğüslerini birbirine yaslayıp "biliyor musun," dedi çocuksu heyecanıyla. "tanıştığımız andan beri kafamda evliyiz."

taehyun kahkaha atıp saçlarını öptü. "duygularımız karşılıklı."

insanın sevgilisinin olması çok güzel bir şeymiş, hele sevgiliniz kang taehyun'sa.

artık en doğru anı beklemek zorunda olmadan da öpüşebiliyorlardı, etrafta taehyun'un annesi olmadığı sürece her saniye kucak kucağaydılar ve taehyun beomgyu'ya farkında olmadan iki kez bebeğim, bir kez aşkım demişti.

o günün gecesi beomgyu taehyun'un kendisini yine bekleyeceğini bildiği için yatağa ondan erken girdi. yanına gelir gelmez göğsüne yatırdı onu. güzel saçlarını okşayıp, güzel sesiyle mırıldandığı şarkıyı dinledi. taehyun her şeyde olduğu gibi şarkı söylemekte de iyiydi. beomgyu hiç şaşırmadı.

tanrı çoktan unuttu bizi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin