Sabah, kargalar daha boklarını yemeden, ablam tarafından kaldırılıp, sağlık ocağına getirtildim.
Neden mi?
Çünkü gözünün önünde olmamı istedi.
24 yaşında olmama rağmen, ablam tarafından kontrol ediliyorum resmen.
O son boku yemeyecektik.
"Sürgün nasıl gidiyor?" Diye bir ses. Ablama ait bir ses.
Şu an çardakta oturmuş hayatı sorguluyordum. Ablam gelip yanıma oturana kadar yani.
"Berbat." Diye yanıtladım. Öyleydi.
"Bu kadar erken saatte ne işim var burada benim?" Dedim.
"Erken mi? Saat 10. Ne erkeni?"
"Abla ben, minimum öğlen 1 de uyanıyorum. Farkında mısın?"
"Ne güzel işte. Uyku düzenin dengeye girer."
"Dengeye girmesini isteyen yok ama."
"Sus kız. Ablaya cevap verilmez."
"Yoo gayette veriyorum." Dedim. Tam cevap verecekti ki Ecrin gelip;
"Lara askeriyeye gideceğim benimle gelir misin?" Dediği için lafı yarıda kesildi.
"Niye gidiyoruz ki askeriyeye?" Dedim.
"Ya oranın revirinde çalışan Sare doktor var. Beni aradı, birkaç ilaç ve krem gerektiğini söyledi. Onları götüreceğim. Benimle gel."
"Niye? Askerler sürekli buraya ilaç kontrolüne geliyor. Kendi revirlerini kontrol etmiyorlar mı?"
"Yeni bitmiş zaten. Acil olmasa aramaz. Hadi gidelim." Dediğinde ayaklanıp, arabaya doğru yürümeye başladım.
"Dikkat edin." Dedi ablam arkamızdan. Kafamı onaylar anlamda sallayıp arabaya bindim. Benim ardımdan Ecrin de bindi.
"Seni nereden tanıyor bu Sare doktor?" Dedim.
"Buraya ilk geldiğim zamanlar tanışmıştık. Tatlı kız, arkadaş olduk." Dedi.
"Hımm anladım." Dedim ve arabayı çalıştırıp, askeriyeye sürmeye başladım.
Askeriyeye geldiğimizde, arabayı park edip indik.
Askeriyenin bahçesine girdiğimizde, 2 asker bizi karşıladı. Ecrin'i tanımış olacaklar ki, meraklı bakışları sadece benim üzerimdeydi.
"Hemşire hanım, bu kim?" Dedi bir asker.
"Arkadaşım, kendisi Sinem doktorun kardeşi olur." Dedi Ecrin.
"Anladım, buyurun." Dedi ve önümüzden çekildi.
Bahçenin ortalarına doğru yürüdüğümüzde, bankların olduğunu gördüm.
"Sen burada bekle, ben ilaçları verip geliyorum." Dedi Ecrin. Kafamı onaylar anlamda salladım.
Ecrin gittiğinde, bir ağaca yaslanıp, ayağımın altındaki taşlarla oynuyordum.
"KOMŞU KIZINI ZAPT EYLE. YAYLALAR YAYLALAR." Diye bir ses, ayak sesleriyle karışık bir şekilde, kulağıma gelene kadar.
Kafamı kaldırıp baktığımda, yüzbaşının diğer askerlere koşu yaptırdığını gördüm. Yarı çıplak bir şekilde.
HAYY MAŞALLAH YARADAN NELER NELER YARATIYOR.
İç sesime en çok hak verdiğim anlardan biri daha. Gözümüz gönlümüz açıldı.
Yüzbaşının kaslarına odaklanmıştım şu anda. Fazla iyiydiler. Fazla fazla iyiydiler hemde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK
RandomHenüz 6 yaşındayken ailesi tarafından terk edilen Lara ablası tarafın büyütülür ve başarılı bir boksör olur. 18 yaşındayken Amerikadan teklif gelir ve Amerikaya gider. Ablası başarılı bir doktor olup Hakkari'nin bir köyünde sağlık ocağında çalışıyor...