2. BÖLÜM

12.5K 746 228
                                    

1 ay sonra

Yüzümdeki bütün yaralar iyileşmişti. Bunun sevincini bir kaç gündür yaşıyordum.

Bugün ABD'deki son günümdü. Yaralarımın iyileşmesi 1 ayımı aldığı için bu 1 ayı arkadaşlarımla dolu dolu geçirdim. Çünkü bir daha buraya dönmeyi planlamıyordum.

Yataktan hızla doğruldum. Normalde geç kalkmayı ve yatakta telefonla oyalanmayı severdim ama bugün Türkiye ye dönüyordum. Ülkeme.

Aynı hızla lavaboya gittim elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Ardından mutfağa gidip kendime kahvaltı hazırladım ve afiyetle yedim. Ortalığı temizleyip odama geri döndüm ve valizimi hazırlamaya koyuldum.

Valizimi hazırlarken heyecanım kat ve kat artmıştı.

Telefon zil sesini duymamla hızla telefonuma uzandım. Kimin aradığını görünce yüzümü buruşturdum.

Eski sevgilim Lucas arıyordu.

Kendisi dış güzellikten başka hiç bir şeye değer vermeyen göteleğin teki. Bu 1 ay boyunca bunu net anlamıştım. Yüzümün bu hâli yüzünden benden ayrılmak istedi. Zaten ne zaman yüzüme yara alsam bana soğuk yapıyordu. En son aldığım yaralardan sonra tamamen işi bitirmek istedi.

Bende kabul ettim ve ayrıldık. Beni istemeyeni ben neden isteyim?

Peki bu herifin derdi neydi de beni arıyordu?

Aramayı yanıtladım ve "Ne istiyorsun Lucas? Ayrılmak istedin ve ayrıldık daha ne istiyorsun benden?" Dedim. O ise "Lara ben çok özür dilerim lütfen tekrar deneyelim gerçekten bir sorun çıkmayacak beni affet." Dedi. Suratına telefonu kapattım ve telefonumu bir kenara koydum. Ona ayıracak 1 saniyeme bile değmezdi artık.

20 dakikanın sonunda valizim hazırdı. Bende giyinmek için ayaklandım ve kırmızı boğazlı bir kazak altına ise bol paça siyah bir pantolon giydim ve makyaj aynamın önüne geçtim. Sade bir makyaj yaptım ve dümdüz, perçemli saçlarımı tarayıp aynanın önünden kalktım.

Beni havaalanına Albert bırakacaktı çünkü arabamı satıp Türkiyeden bir araba aldım.

Eşyalarımı alıp aşağıya indiğimde Albert beni bekliyordu. Onunla birlikte valizlerimi bagaja yerleştirdik ve havaalanına doğru yola koyulduk.

Yolda Albert ile sohbet ederken bana Türkiye ye gelebilme ihtimalinin olduğunu ve Hakkariye yakın bir şehirde olursa beni görmeye geleceğini söyledi. Bende sevinmiştim çünkü Albert ile bağımız çok farklıydı. Ben burda kimsesiz hayatta kalmaya çalışırken Albert hep destek oldu bana.

Akrabalarının Türkiye de yaşadığını bildiğim için neden geleceğini sormadım. Onların yanına gittiğini tahmin edebiliyordum.

Havaalanına geldiğimizde Albert'e veda edip valizlerimi aldım ve içeri doğru yürüdüm. Gerekli kontrollerden geçtikten sonra nihayet binebilmiştim uçağa. Uzun bir yolculuk olacağı için gözlerimi yumdum ve uykuya daldım.

~~~~~

İstanbul Türkiye

Sonunda ülkeme gelmiştim. Özlemiyle yanıp tutuştuğum ülkeme. Toprağı öpsem mi acaba?

Gelir gelmez rezillik çıkarma öpmeye kalkışırsın ağzına karınca falan girer sendeki şansla.

İç sesime hak vererek bu fikirden vaz geçtim. Aktarmalı uçuş olacağı için diğer uçağımı bekliyordum. Beklerken Ecrine haber vermiştim.

BATAKLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin