Kahvaltı masasını topladıktan sonra sarmaş dolaş oturduk bir süre. Ardından doğrulup bugünün planından bahsetmeye başladım.
"Buket bizi almaya gelecen plaja gidelim diyoruz ne dersin?"
Plaj diyince bir anda yüzü düştü. Öyle bakakalırken mırıldanmaya başladı.
"Iıı... Başka bir gün?"
"Niye ya? Hava gayet güzel biraz yüzer geliriz."
"Şey ya biraz karışık."
"Sorun ne?"
"Ben yüzmeyi bilmiyorum ki."
"Yahu bende kötü bir şey oldu sandım. Öğretirim ben sana. Birlikte yüzeriz."
"Cidden mi?"
"Benim amacım seni kaslı kollarımla korumak güzelim."
Kendince minik bir kıkırt çıkardı.
"İyi de benim kıyafetim yok."
"Benden giyersin bebek."
Hızlıca yukarı çıkıp güzel bir plaj çantası hazırladık. Lâl için mavi-beyaz tonlarında hoş bir bikini verdim. Aynı tonda da pareo giydi. Maşallah taş gibi karım var. Kendi üstüme de siyah bir bikini altıma ise kot bir şort giydim.
Buket'in meşhur korna sesini duyduktan sonra aşağı indik.
Toz pembe arabasıyla mahalleyi yakıyordu.
Lâl'le birlikte arka koltuğa oturduk."Ooo yenge hoşgeldin."
"Hoşbuldum."
"Ee bakalım nasıl oldunuz iki saatte?"
Buket'in sorusuna göz devirdim. Ondan sonra herşeyi anlatmaya başladım.
"Sen bana aynı gruptayız diyince bende gittim Lâl'e yazdım. Dün de gittim bara öyle ilerledi işler ya."
Bardan sonra olan olaylar aklıma gelince kestirip atmak zorunda kaldım. Lâl şaşkın şaşkın bir şeyler düşünüyordu.
"Biz senle hangi gruptaydık?"
"Yahu var ya şu senin Deniz'in olduğu. Buket ben şu sana aralıksız zorbalık yapan."
"Lan! Sen o musun?"
Balık gibi onlara bakarak konuşmalarını dinliyordum. Konudan konuya atlayarak sohbet ediyorlardı.
"Vay be Buket. Sen karımı benden iyi mi tanıyorsun?"
"Oyy benim aşkım karısınıda kıskanırmış. Önemli şeyler değil bunlar ben sana âlâlarını anlatırım."
Kolumun altına bir kedi gibi girip göğsümde yattı. Mehirleri evlerinden aldık.
Hepimiz hanımcı olduğumuzdan olsa gerek kimse ön koltuğa oturmamıştı. Arkada tipluca üst üste oturuyorduk. En son Kayra'yı da alıp plaja geçtik.
Hava o kadar bunaltıcı bir sıcaklıktaydı ki hepimizdenize girmek için cebelleşiyorduk. Lâl'in elini sımsıkı tutuyordum. Hafif bir korkusu vardı onu da yanında bulunarak atlatacaktık.
Buket, denizin kenarında durmuş suya alışmaya çalışıyordu. Lâl'e işaret parmağımla sessiz olmasını belli ettim. Buket'in arkasından hızlıca koşup suya ittim.
"Ananı var ya Elis! Götüm dondu aptal!"
Kıs kıs gülerek Lâl'in yanına hızlıca geri döndüm. Gözleri pırıl pırıl parlıyordu.
"Hazır mısın?"
Başıyla beni onayladı. Birlikte denize girdik.Buket'in abarttığı kadar varmış baya soğuktu. Kayra başına şnorkel takıp baya yüzmüştü. Sadece başındaki boru görünüyordu. Mehir ve Safir kumsal da takılacaklarını söylemişlerdi.
Lâl'e baktım. Gözlerinin içi parıl parıl parlıyordu. Sebebi bilinmez ama mükemmel bir ışıltıydı.
"Şimdi öncelikle hiç panik yapma ben yanındayım yardımcı olacağım sana. Kollarımın üzerine uzan ve sadece ayaklarını çırp zaten sen alışacaksın."
Beni dikkatlice dinledi. Daha sonra kollarımın üzerine yüzüstü uzandı. Beline denk gelen kolumu onu havaya kaldıracak şekilde yukarıda tuttum.
Bir süre sonra Lâl balık gibi yüzüyordu. Hatta beni boğmak için çabalıyordu. İdare edecek kadar yüzüyordu, ayağının değmediği yeri geçmemeye çalışıyordu. Bana doğru yüzdü ve boynuma sıkıca sarıldı. Bacaklarını da belime doladı.
"Seni."
"Çok."
"Seviyorum."Her bir kelimesinde dudağıma küçük bir öpücük bıraktı.
Aynı şekilde bende ona uzun soluklu bir öpücük bıraktım.
"Seni şu hayattaki herşeyden çok seviyorum. Herkesi sağıma seni soluma aldım Lâl'im."
☆ ☆ ☆
Bu bölümde burada bitenzii
Nasıl oldu hic emin değilim başı pek hoşuma gitmedi emma olsun artık napalim
Yıldıza dokunmayı unutmayiiiiin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biraz Sen °GXG°
Teen FictionEn zoru da buydu ya. Kalbin de yaşatıp onu öpememek, dokunamamak, görememek... Suçlu belki onun gözünde bendim ama herşey zamanla. Zamanın telafi edemeyeceği hiçbir şey yoktur.