Bölüm Şarkıları
Sertap Erener-Tek Başıma
Model-Sarı Kurdeleler
Mavi Gri-Ben Sende Yandım"Küçük çocukların elinden oyuncağı alındığında bağıra çağıra ağlarlar.Taa o yaşımızdan bellidir aslında insanoğlunun elinde olanın kıymetini bilmediği,bir şeyi kaybettiğinde ona verdiği değeri anladığı...Hayat;sahip olduklarının varlığının tadını çıkaramayanları yokluğuyla terbiye eder.Hayatın ders niteliğindeki kırbacını sırtına yemeye mahkumdur insanoğlu..."
8 sene önce
Gölyazı Mahallesi'nin gündüz çocuk seslerinin inlettiği sokakları akşam olmasıyla beraber yerini cırcır böceği seslerine bırakmıştı.Meltem hanımların evinde salonda yer alan ahşap yemek sofrası boylu boyunca donatılmış,bu mahalleye taşındıkları günden bu yana can dostu olmuş Helin hanımlarla beraber iki aile karşılıklı olarak sofraya kurulmuştu.Keyifli bir sohbetin beraberinde şen kahkahaların atıldığı masada dikkatten kaçmayacak kadar suratı sirke satan tek bir kişi vardı:Efsun.Annesinin bu tabak mutlaka bitecek diyerek önüne koyduğu tabaktaki her şeyi neredeyse yemiş,yalnızca pırasayı bırakmıştı fakat Meltem hanım pırasayı yemeden sofradan kalkamayacağını söylemişti.Efsun genelde yemek seçmeyen bir çocuk olmasına rağmen pırasayla yıldızı hiçbir zaman barışamamıştı.Bugün herhangi bir gün olsa herkes gidene kadar masada oturmaya devam eder,yemeğini de yemezdi ama bugün başkaydı...Sare'yle beraber abisi ve Arden'in futbol maçını izlemeye gideceklerdi.Efsun bu maçı hayatta kaçıramazdı çünkü alt mahallelerinde oturan ondan iki yaş büyük bir kızın Arden'den hoşlandığını ve maçı izlemeye geleceğini öğrenmişti.Onda Arden'i başkasına yedirecek göz var mıydı??Cık yoktu!Cenk ve Arden hazırlanmak için aceleyle yemeklerini yedikten sonra Cenk'in odasına hazırlanmaya çıkmışlardı.Masada Efsun'un mutsuz olduğunu fark eden tek kişi Sare'ydi,bir an evvel yemesi için kaş göz yapsa da Efsun alt dudağını sarkıtmış bir şekilde kara kara tabağını izlediğinden dolayı arkadaşını görmüyordu.Merdivenlerden aşağı inildiğine dair ses gelince Efsun hemen başını tabağından kaldırınca abisi ve Arden'in hazırlanmış bir halde güle oynaya merdivenden indiğini gördü.Arden,onun üstünde olan bakışları hissetmiş gibi Efsun'a baktığında miniğinin canının sıkkın olduğunu fark etti;ilk başta bir şey mi oldu acaba diye düşünse de daha sonrasında Efsun'un önündeki tabağa baktığında cimcimesinin niye mutsuz olduğunu anladı.Meltem teyzesinden yana bir şansını deneme kararı alıp:
"Meltem teyzem bizim artık çıkmamız lazım,iznin olursa kızları da biz götürelim.Biraz erken olacak ama akşam vakti tek başına gelmelerinden iyidir?"dese de Meltem hanımın cevabı tam da tahmin ettiği gibi olur:
"Oğlum siz gidin,Sare'yi de alın isterseniz ama Efsun hanımlar bugün evde kalacak çünkü yemeği bitmedi."Arden'in bakışları tekrardan Efsun'a çevrildi.Üniversiteye giden genç bir delikanlı olmuştu artık,her şey değişmişti ama bir tek Efsun'un onu parmağında oynatması değişmemişti."Cenk,kardeşim siz çıkın;Sare'yi de al yanına.Biz de birazdan arkanızdan geleceğiz."dedikten sonra yemek masasına gidip Efsun'un yanındaki sandalyeyi çekerek oturdu,Efsun'un önündeki tabağı kendi önüne çektikten sonra dolu dolu bir kaşık alıp sanki her zaman yaptığı bir işmişçesine Efsun'a uzattığında Efsun,bir kaşığa bir de Arden'e tip tip bakışlar atmakla meşguldü."Arden abi,sevmiyorum onu yiyemem cık!"dediğinde Arden bu kızın inadı karşısında kalakaldı,aklına gelen diğer bir yolu denemeye karar verip:"Maçımı izlemeye gelmiyorsun demek miniğim.Olsun bir dahakine artık.Aaa sana söylemeyi unuttum,Derya da geliyormuş izlemeye..."demesiyle Efsun'un,Arden'in elindeki kaşığa uzanması bir oldu,nefes almadan önündeki yemeği bitirdikten sonra kaşlarını çatıp bakışlarını Arden'e çevirerek:"Alın işte bitti!Hadi gidelim,tribünde en önü kapmam lazım!"diyip sandalyesinden inip Arden'in de elinden tutarak dış kapıya doğru sürükledi.Efsun artık eşek kadar kız olmasına rağmen Arden'le el ele yürümesine mahalleli alışmıştı,onu paylaşamadığını biliyorlardı.Efsun,Arden'in elini öylesine sıkı sıkıya tutmuştu,öylesine hızlı ve sert adımlar atıyordu ki farkında değildi.Arden yanındaki kızın bu hali ve tavrını yüzünde saklamaya çalıştığı bir tebessümle seyrediyordu.Miniğinin bu acelesinin tribünden Derya'yı kış kışlamak için olduğunu da farkındaydı.Normalde hayatta Efsun'a bunu söyleyip sinir etmezdi ama maça gelmeyi çok istediğini biliyordu.İnadı tuttuğundan ona başka seçenek bırakmamıştı.Ha bir de kendisi de Efsun onu izlesin istiyor fakat kendisine karşı dürüst olmayı bu konuda reddediyordu.Halısahaya yaklaşırlarken düşüncelerinden sıyrıldığında Efsun'un mırıl mırıl bir şeylere söylendiğini fark etti.İlk başta anlamasa da dikkatli dinlediğinde kulağına şu sözler çarptı:
"Ben seni yedirir miyim o kezban Derya'ya,bir de maçını izlemeye geliyormuş bak bak bak bak!!Sen kimsin?Sen kimsin yaa?Ne hakla gelip Arden'in maçını izliyorsun?Bende onu sana yedirecek göz var mı?Tüm mahalle hatta dur yaaa ne tüm mahallesi?Mahalleler arası biliyor lan,cümle alem biliyor Efsun'un Arden'i olduğunu!Sen kim köpke???"Efsun,söylenmesi duyulmuyor zannetse de Arden her şeyi baştan sona duymuştu.Bu yüzden de kahkahalarına engel olamadı.Efsun da neye güldüğünü anlamadığından fal taşı gibi açılmış gözleriyle onun bu halini izliyordu.O an Efsun,Arden'in gözüne öylesine sevimli geldi ki,Arden kendisini tutamayıp Efsun'u göğsüne çekip başının tepesine bir öpücük kondurdu,saçlarının kokusunu kısacık bir an içine çektikten sonra"Artık maça hazırım" dedi ve ikisi her zamanki gibi halısahaya el ele girdikten kısa bir süre sonrasında maç başladı.Efsun tüm dişi varlıkları Arden'den uzak tutup hayran hayran onu izledi...
Yıllar geçse de Efsun'un Arden'e bağlılığı,Arden'in de Efsun'u her şeyin ve herkesin önüne koyması geçmezdi.Bunu yıllar sonra anlayacaklardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkar
Storie d'amoreYüreklerine birbirinin sevdası çok erken yaşta serpilmiş, Birbirlerinin hislerinden haberdar olamadan yıllardır ayrı düşmüş iki genç... Yıllardır adamla yollarının ayrıldığı yerde yolunu gözleyen bir kadın, Geçen yılların yüzündeki tebessümü soldurd...